Kevin Costner
Aktör, 57
Röportaj CAL FUSSMAN
Derleme SEDA KARAN
Fotoğraf EMILY SHUR
Hayatı; insanların ne söylediğini dinleyerek değil, ne yaptığını izleyerek daha iyi öğrenirsiniz. Tıpkı, benim yıllarca babamın neyi nasıl yaptığını izlediğim gibi! Babam, yıllarca, Southern California Edison adlı enerji şirketinde çalıştı. Sık sık çıkan fırtınalarda, hatlar da kesilirdi. Gecenin 02.00'ında telefon çalmasına alışık bir aileydik. Böyle zamanlarda, annem; telefonun gelmesiyle birlikte, babamın en az iki gece eve gelmeyeceğini bilirdi ve ona, "Telefondaki kişiye, evde olmadığını söyleyebilirim." derdi. Babam da, "Hayır, telefonu bana ver." diye cevap verirdi, anneme.
İşinizde kalıcı olmak istiyorsanız ve sizden sonra gelen rakiplerinizden daha iyi değilseniz; onlardan daha fazla çalışmalı ve daha hızlı olmalısınız. Her zaman, onlardan önde olmalısınız. Çünkü yetenekli insanlar, kabiliyetlerini hemen belli eder; kahretsin ki, onlarla mücadele etmek gerek!
"Cebir" haricinde, okul yıllarında, matematiğim iyiydi. Fakat bir türlü, bu derste anlatılanları kavrayamazdım. Toplamayı, çıkarmayı yapabiliyordum ama "cebir"i asla! Bu da, kendime güvenimi bir parça eksiltti.
İnsanlar, bugün beni çok başarılı buluyor; aksi olmasını da istemiyorlar. Hâlbuki, çikolatalı sufle yemekle çikolatalı süt içmek arasında bir karar vermem gereken günler yaşadığımı bilmek istemiyorlar. O zamanlar, çikolatalı sufle için yeterli param olmadığından, süt içiyordum. O günlerden bana kalan tek şey; yediğiniz yemeği bile cebinizdeki paraya göre seçiyor olmanızdı. Bugün, elindeki menüden iki yemek arasında seçim yapamayanlara ,"Neden ikisini de denemiyorsun?" diyorum.
Hayatım boyunca, numara yapmadım. Umarım siz de yapmamışsınızdır.
Duygular söz konusu olduğunda, başkalarını değil, kendi iç sesimi dinlerim.
"The Wizard of Oz (Oz Büyücüsü)" ya da "It's a Wonderful Life (Şahane Hayat)" filmlerini ilk kez izlediğiniz anı bir düşünün... Her izlendiğinde, ikisi de ne kadar inanılmaz yapıtlar olduğunu ispatlıyor insana.
"How the West Was Won (Batının Zaferi)", benim için son derece önemli bir film. Neredeyse dört saat süren bir film ve çok da uzun bulmuyorum. Yeteri kadar uzun olduğunu da düşünmedim hiç. Perde arasında bile yerimden kıpırdayamadığım bir filmdi.
Belirli kalıplardan hoşlanmıyorum. Müzikal tarzda filmlerden hoşlanıyorum.
Olaylar zinciri, ilgimi çeker. İnsanın, yaşamında ekstra tavşan delikleri açması güzel bir şey. Yaşadıklarınız, zaten, zamanla kendini deşifre eder.
Sonuçta, "Waterwold (Su Dünyası)", bir işti. Bu film için, çok para harcandı. Gerçekten çok hem de! Fakat sonra, "Buna kim inanır ki?" diye yazılıp çizildi.
Bir kahramanı yok ediyorsanız; bu, birilerinin kahramanını yıktığınız anlamına gelebilir. Sizin için pek önemli olmasa da, bu kahraman, başkaları için çok şey ifade edebilir.
Ben, devlet lisesinde eğitim gördüm ve hazırcevaplılığımı, o eğitim sırasında kazandım. Evet, bu saçma gelebilir size ama steril bir ortamda yetişmemek, aslında iyi bir şey sayılabilir. Emin olun, bu yeteneğim sayesinde, birilerinin haddimi bildirdiğim çok olmuştur.
Şu karşıdaki jakuziyi görüyor musunuz? Neredeyse her akşam, o jakuziye oturup, okyanustaki petrol ekipmanlarına bakıyorum. Bakıp da görmemek isterdim. Karşıda, bir donanma gördüm. Yarın karaya çıkacaklarını ve tartışmak zorunda kalacağımızı biliyorum.
Nerede, ne yaparsam yapayım, başımın çaresine bakabilecek bir noktadayım. Aynı zamanda, başarısız olabileceğim de bir noktadayım ki dışarıda bir yerlerde, benim başarısız olmamı isteyen birileri var.
Kim, kimin ne düşündüğünü düşünür? "Okyanusu temizleyecekmiş, petrolden arındıracakmış." diye düşünmeleri gibi. Hey, bir dakika! Öncelikle, okyanusu tamamen temizleyeceğimi söylemiyorum. Söylediğim tek şey; yağ ile suyu birbirinden kesinlikle ayırabilen bir filtreleme aletim olduğudur.
Çıkarcılığın bu kadar yayılmasını görmezden geliyorum.
Babalar, her şeyi bilir... Babaların her şeyi bildiği konusu, aslında her çocuğa kalan bir mirastır. Sizin çocuklarınız da şu anda sizin her şeyi bildiğinizi düşünüyor ya da ileride düşünecek. Ancak sonunda herkes, aslında birçok şeyi bilmediğini bilerek bu hayata veda edecek.
Ne bildiğimi, biliyorum; bu da benim için yeterli. Bir gün öldüğümde; okuyamayacağım birçok kitabı, dinleyemeyeceğim birçok müziği özleyeceğimi biliyorum. Çocuklarımın çocuklarını görmeyi özleyeceğimi biliyorum. Çocuklarımın sevgilileri ya da eşlerinin onlara nasıl davrandığını bilmeyi özleyeceğim. İşte, bütün özleyeceklerim bunlar.
Taze su, her şeydir.