İşim gücüm budur benim, gökyüzünü boyarım her sabah
Slasher olmaya dair 1150 kelime
04 Temmuz 2013
ABD'li mimar, grafik tasarımcısı, yazar Richard Saul Wurman'ın 1984 yılında TED (Teknoloji, Eğlence, Dizayn) adını verdiği fikir paylaşım konferansları serisinde, 2000 yılına gelindiğinde; Bill Gates, Frank Gehry, Jane Goodall, Al Gore, Billy Graham, Annie Lennox, Peter Gabriel, Bill Clinton, Quincy Jones, Bono gibi isimler sahne almıştı. Hatırı sayılır isimlerin yer aldığı bu konuşmalara artan ilgiye kayıtsız kalamayan isimlerden biri de medya girişimcisi Chris Anderson oldu. Anderson, 65 yaşındaki Wurman'ın emanetini satın alarak, kâr amacı gütmeyen özel vakfı Sapling Foundation çatısına dâhil etti. Anderson'un "insanlık tarihinin en büyük öğrenme döngüsünü ateşleyen organizasyon" olarak tanımadığı konferansları, 2001 yılında, "TED: Yaymaya Değer Fikirler" adı ile küresel konferanslar serisine dönüştürüldü. Konferanslar, Asya ve Avrupa'dan eş zamanlı takip edilebilir hâle getirildi. 18 dakika ile sınırlandırıldı, çok daha geniş bir yelpazede konu başlıkları ele almaya başlandı. Ezber bozan fikirler, sıra dışı sunumlar ile güçlü bir ilham kaynağı hâline getirildi. 2006 yılından itibaren tüm konuşmalar, TED.com adresinden ücretsiz olarak izlenmeye başlandı. Hayranlık uyandıran bu konuşmaların, ağırlıklı olarak katılımcıların duygularına da hitap ediyor olması, TED.com'un günümüzde en sık kullanılan bilgi kaynaklarından birine dönüşmesine neden oldu. Bugün sitedeki 2.000'e yakın konuşma, 500 milyondan fazla kez izlendi. Yaymaya değer fikirler vizyonu ile yola çıkan TED, dünyanın dört bir yanında yetkinlik sahibi kurumlara ve kişilere lokal TED organizasyonları düzenleme hakkı sağlamaya karar verdi. Günümüzde TEDx adına altında düzenlenen bu bağımsız organizasyonlar; global bir fenomene dönüşen TED'in adını, formatını, ilkelerini kullanmak, kurallarına uymak ile yükümlüdür. TedxAlsancak, ülkemizde bu adı taşıyan organizasyon sahiplerinden biri. Geçtiğimiz ay, İzmir'de Fransız Kültür Merkezi'nde yaptıkları "Hayat Okulu: Yaşamın Neresindesin?" konulu konferanslarına davet ettikleri konuşmacılardan biriydim. Konuşma yapmamı istedikleri konu ise, birden fazla kariyer peşinde koşan insanlar, namı diğer "slasher"lardı. Çünkü ne de olsa ben de bir slasher'dım.
Slasher, 2007 yılında; avukat, gazeteci, yazar Marci Alboher'ın başta kendi olmak üzere, kendi gibi birden fazla alanda kariyer yapma sevdalılarını tanımlamak için ortaya attığı bir kelime. Slasher olarak tanımlanmanız için, aynı anda birden fazla kariyere (Herhangi bir maddi zorunluluk olmadan.) gönüllü olarak sahip olmalısınız. Tanım ilginizi çektiyse, "slasher nedir ne değildir; kimlere slasher denir, beş adımda slasher olmanın yolu" üzerine çok sayıda kaynak bulup okuyabilirsiniz. Ama derler ya; "Ahh ahh, sen onu bir de yaşayandan dinle." diye… Gelin, ben size o kaynaklardan bulamayacağınız deneyimlerimi anlatayım.
Ben, bir slasher'ım. Aynı anda üç iş birden yapıyorum. Sekiz senedir ilaç sektöründe çalışıyor, dünyanın önde gelen ilaç firmalarından Johnson&Johnson'da Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapıyorum. Ayrıca, üç senedir Lig Tv'de yayımlanan "Tutkumuz Futbol" isimli programın yapımcısı ve yorumcusuyum. 1,5 senedir de Esquire Ailesi'nin bir ferdi olarak, bu sayfaları "işgal" ediyorum. Aslında bu işlerden sadece bir tanesi ile de hayatımı sürdürebilirim. Hatta belki diğer iki tanesinden vazgeçerek, bir tanesinde çok daha hızlı yükseldiğim bir kariyere imza atabilirim. Daha çok para kazanabilirim, daha da önemlisi kazandığım parayı harcayacak daha çok zaman yaratabilirim. Peki, o hâlde ben ve benim gibiler, neden bu işlerden sadece birini yapmak varken aynı anda hepsini birden yapıyor?
Çünkü insan, birden fazla ihtiyacı olan çok boyutlu bir canlı. İnsanlar çok boyutluyken, başarının tek boyutlu olması mümkün değil. Hepimizin, hayatı boşa geçirmediğimizi, bir şeyler başarabildiğimizi hissedebilmek için birden fazla ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor. Başarımızdan tatmin olmak için izlenebileceğimiz iki yol var; ihtiyaçlarımızı tek bir işte farklı alanlarda kendimizi geliştirerek de karşılayabiliriz, her bir ihtiyacımız için farklı bir işte de çalışabiliriz. Bu tercih; biraz karakter meselesi, biraz yeni insanları ve yeni iş alanlarını keşfetme arzusu, biraz da konfor alanını bozmaya cesaret etme meselesi. Yani hayatın aynı anda ne kadar çok yerinde durmak istediğiniz ile ilgili. Bu iki seçenek arasında doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Bu; kişiliğinize uygun olanı bir tercih etme meselesi. Ve yaşadığımız hayat, tercihlerimizden ibaret.
Diyelim ki aynı anda birden fazla meslek sahibi olmayı gözünüze kestirdiniz. O hâlde buyurun, slasher olmanın dayanılmaz hafifliğine…
• Çok yere bağlı ama hiçbirine bağımlı değilsiniz. Kaygılarınızdan arınmak, yaptığınız her işte yaratıcılığınız artmasına ve başarınızın katlanmasına neden oluyor. Çevresel faktörlerden daha az endişe duymanıza, duruşunuzun sağlamlaşmasına, prensiplerinizden ödün vermek zorunda kalmamanıza neden oluyor.
• Para kazanırken eğlenip, eğlenirken para kazanabilirsiniz. Ne para kazanmak için hayalinizdeki işi yapmaktan vazgeçmek ne de hayalinizdeki işi yapmak uğruna beş parasız gezmek zorunda değilsiniz. Biz sınırlarımızı keşfedip, sahip olduğumuz yetenekleri nakde çevirebilecek bir nesiliz.
• Kendinizi keşfettiğinizi fark edeceksiniz. Her yeni açılımda, o güne kadar kullanma fırsatınız olmadığı için farkında olmadığınız güçlü yönlerinizin farkına varıp, aklınızın ucundan bile geçmeyecek zayıflıklarınız ile karşılaştığınızda şaşkına dönüyorsunuz.
• Farklı sektörlerde çalışmak, farklı kaslarınızı çalıştıracak. Kariyerlerinizden birinde geliştirdiğiniz kasları, diğerlerinde de kullanıyorsunuz. Bu durum, farklılaşmanıza neden oluyor.
• Çok sayıda ve birbirinden çok farklı birikimlere sahip insanlarla çalışma fırsatınız olacak. Müşterileriniz, hitap ettiğiniz kitleler, iş ortaklarınız, iş arkadaşlarınız ve yöneticileriniz her biri birbirinden öylesine farklı oluyor ki, insan yönetimi konusunda yıllarca kazanamayacağınız tecrübeyi birkaç ay içinde kazanıyorsunuz.
• Her sabah güne başlarken, kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz. Sıkılmaya vakit bulamıyorsunuz. İş ile ilgili ufak tefek problemleri büyütmüyorsunuz. Bir süre sonra fark ediyorsunuz ki, hayatınızdaki gereksiz telefon konuşmaları, zaman kaybı toplantılar, can sıkıntısından çıkarılan kavgalar yok olup gitmiş.
Ancak, eğri oturup doğru konuşalım. Bilin ki, her şeyin olduğu gibi, slasher olmanın da bedelleri var;
• Zaman yönetimi, hiç de kolay değil. İnanın, hiçbirimiz o kitaplarda yazan mükemmel zaman yönetimi kavramının yakınından geçemedik, geçemeyiz. O yüzden, elbette planlar bazen (Hatta sık sık.) şaşacak ve uykusuz geceler geçireceksiniz.
• Hiçbir şey yapmadan geçirdiğiniz bir tam gün bulmakta zorlanacaksınız. İşlerinizin birinden biri paçanızı bırakmayacak.
• Yorulmak, hastalanmak yok. Herhangi bir nedenle, işlerinizden biri aksadığında, diğerleri de zincirleme kaza gibi üzerinize yıkılacak.
• Her bir işinizde farklı bir role bürünüyor olacaksınız; bir rolden diğerine geçmekte zorlandığınız dönemler olacaktır.
• Rekabeti ensenizde hissedeceksiniz. Özellikle ilk zamanlar, rakiplerinizin tek bir işe odaklanmış olması, sürekli geride kalıyormuşsunuz hissi yaratacak; panik olmanıza, hatta kendinizi yetersiz hissetmenize neden olacak.
Son olarak, âdettendir diye size birkaç tavsiye vereyim ama unutmayın ki gerçek bir slasher, tavsiye alır ama dinlemez; deneyimler…
• Önce mesleğinizi elinize alın, hayatta kalmak için yaptığınız işte kendinizi kanıtlayın. Aksi hâlde, diğer işleriniz ne kadar keyifli ve tatmin edici olursa olsun; bir gün dönüp arkanıza baktığınızda, her şey olmak isterken hiçbir şey olamadığınızı fark edebilirsiniz.
• Yapacağınız ikinci işi çok sevmeli, üçüncü işe âşık olmalısınız. Çünkü kitaplarda yazdığı gibi, işin sırrı zaman yönetimi değil, yaptığınız işleri sevmek. Aradaki sevgi azaldığında, ajandanızda doğru zamanda doğru yere yerleştirdiğiniz bir işi bile "yapamamanız" için milyonlarca bahane sayabilirim size.
• Kendinize deneme süreci koyun. Bir işte yetenekli olmanız, aynı anda birden fazla işin stresi bir araya geldiğinde de başarılı olacağınız anlamına gelmeyebilir.
• İşverenlerinize karşı dürüst olun, verdiğiniz sözleri tutun. İşlerinizi zamanında ve eksiksiz yapmak zorunda olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın; size ne kadar destek olurlarsa olsunlar, başkalarına gösterdikleri toleransı size göstermeyeceklerini bilin.
• Sevdiğiniz ve saygı duyduğunuz insanların desteğini alın. Onlara ayıracağınız zamanın azalacağını ama kalitesinin artacağı gerçeğini kabullenmelerini sağlayın. İnanın, onlar olmadan bunu asla başaramazsınız.
Bu yazıyı, hayat size sayısız seçenek sunacak kadar cömertken, tek bir seçenek ile yetinmek zorunda olmadığınız hatırlatmak için yazdım. Ancak altını çizmek isterim ki slasher, kim olduğumuzu değil, sadece yaptığımız işlerin miktarını tanımlayan bir kelime. Oysa esas mesele, kim olduğumuz. Kim olduğumuz ise, neye inandığımız ve bu uğurda ne yaptığımızdır.
*** "One Person / Multiple Careers (Bir İnsan / Birden Fazla Kariyer)", Marci Alboher'ın yeni neslin popüler akımlarından biri olan "slasher" kavramına detaylı bir şekilde yer verdiği kitabı. Marci, "Ne iş yapıyorsun?" sorusuna, kendisi gibi birden fazla cevap vermek zorunda insanların mesleklerini sayarken kullandıkları "ayıraçlardan" esinlenerek, bu insanlar için slasher etiketini yaratmış. Kitabında yüzlerce slasher ile yaptığı röportajlara yer veren yazar; günümüzde tek bir mesleğin yeni neslin birden fazla tutkusuna, yeteneğine, ilgi alanına karşılık veremediği gerçeği ile yüzleşmemizi sağlıyor. Marci Alboher, aynı zamanda Encore.org isimli organizasyonun başkan yardımcılığı görevini yürütüyor. Encore.org; mevcut işlerinin yanı sıra, kâr amacı gütmeyen, kamu yararına yapılan işlerde ya da sosyal sorumluluk projeleri yürüten kurumlarda çalışmak isteyen kişileri iş imkânları ile buluşturan bir organizasyon.
Slasher, 2007 yılında; avukat, gazeteci, yazar Marci Alboher'ın başta kendi olmak üzere, kendi gibi birden fazla alanda kariyer yapma sevdalılarını tanımlamak için ortaya attığı bir kelime. Slasher olarak tanımlanmanız için, aynı anda birden fazla kariyere (Herhangi bir maddi zorunluluk olmadan.) gönüllü olarak sahip olmalısınız. Tanım ilginizi çektiyse, "slasher nedir ne değildir; kimlere slasher denir, beş adımda slasher olmanın yolu" üzerine çok sayıda kaynak bulup okuyabilirsiniz. Ama derler ya; "Ahh ahh, sen onu bir de yaşayandan dinle." diye… Gelin, ben size o kaynaklardan bulamayacağınız deneyimlerimi anlatayım.
Ben, bir slasher'ım. Aynı anda üç iş birden yapıyorum. Sekiz senedir ilaç sektöründe çalışıyor, dünyanın önde gelen ilaç firmalarından Johnson&Johnson'da Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapıyorum. Ayrıca, üç senedir Lig Tv'de yayımlanan "Tutkumuz Futbol" isimli programın yapımcısı ve yorumcusuyum. 1,5 senedir de Esquire Ailesi'nin bir ferdi olarak, bu sayfaları "işgal" ediyorum. Aslında bu işlerden sadece bir tanesi ile de hayatımı sürdürebilirim. Hatta belki diğer iki tanesinden vazgeçerek, bir tanesinde çok daha hızlı yükseldiğim bir kariyere imza atabilirim. Daha çok para kazanabilirim, daha da önemlisi kazandığım parayı harcayacak daha çok zaman yaratabilirim. Peki, o hâlde ben ve benim gibiler, neden bu işlerden sadece birini yapmak varken aynı anda hepsini birden yapıyor?
Çünkü insan, birden fazla ihtiyacı olan çok boyutlu bir canlı. İnsanlar çok boyutluyken, başarının tek boyutlu olması mümkün değil. Hepimizin, hayatı boşa geçirmediğimizi, bir şeyler başarabildiğimizi hissedebilmek için birden fazla ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor. Başarımızdan tatmin olmak için izlenebileceğimiz iki yol var; ihtiyaçlarımızı tek bir işte farklı alanlarda kendimizi geliştirerek de karşılayabiliriz, her bir ihtiyacımız için farklı bir işte de çalışabiliriz. Bu tercih; biraz karakter meselesi, biraz yeni insanları ve yeni iş alanlarını keşfetme arzusu, biraz da konfor alanını bozmaya cesaret etme meselesi. Yani hayatın aynı anda ne kadar çok yerinde durmak istediğiniz ile ilgili. Bu iki seçenek arasında doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Bu; kişiliğinize uygun olanı bir tercih etme meselesi. Ve yaşadığımız hayat, tercihlerimizden ibaret.
Diyelim ki aynı anda birden fazla meslek sahibi olmayı gözünüze kestirdiniz. O hâlde buyurun, slasher olmanın dayanılmaz hafifliğine…
• Çok yere bağlı ama hiçbirine bağımlı değilsiniz. Kaygılarınızdan arınmak, yaptığınız her işte yaratıcılığınız artmasına ve başarınızın katlanmasına neden oluyor. Çevresel faktörlerden daha az endişe duymanıza, duruşunuzun sağlamlaşmasına, prensiplerinizden ödün vermek zorunda kalmamanıza neden oluyor.
• Para kazanırken eğlenip, eğlenirken para kazanabilirsiniz. Ne para kazanmak için hayalinizdeki işi yapmaktan vazgeçmek ne de hayalinizdeki işi yapmak uğruna beş parasız gezmek zorunda değilsiniz. Biz sınırlarımızı keşfedip, sahip olduğumuz yetenekleri nakde çevirebilecek bir nesiliz.
• Kendinizi keşfettiğinizi fark edeceksiniz. Her yeni açılımda, o güne kadar kullanma fırsatınız olmadığı için farkında olmadığınız güçlü yönlerinizin farkına varıp, aklınızın ucundan bile geçmeyecek zayıflıklarınız ile karşılaştığınızda şaşkına dönüyorsunuz.
• Farklı sektörlerde çalışmak, farklı kaslarınızı çalıştıracak. Kariyerlerinizden birinde geliştirdiğiniz kasları, diğerlerinde de kullanıyorsunuz. Bu durum, farklılaşmanıza neden oluyor.
• Çok sayıda ve birbirinden çok farklı birikimlere sahip insanlarla çalışma fırsatınız olacak. Müşterileriniz, hitap ettiğiniz kitleler, iş ortaklarınız, iş arkadaşlarınız ve yöneticileriniz her biri birbirinden öylesine farklı oluyor ki, insan yönetimi konusunda yıllarca kazanamayacağınız tecrübeyi birkaç ay içinde kazanıyorsunuz.
• Her sabah güne başlarken, kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz. Sıkılmaya vakit bulamıyorsunuz. İş ile ilgili ufak tefek problemleri büyütmüyorsunuz. Bir süre sonra fark ediyorsunuz ki, hayatınızdaki gereksiz telefon konuşmaları, zaman kaybı toplantılar, can sıkıntısından çıkarılan kavgalar yok olup gitmiş.
Ancak, eğri oturup doğru konuşalım. Bilin ki, her şeyin olduğu gibi, slasher olmanın da bedelleri var;
• Zaman yönetimi, hiç de kolay değil. İnanın, hiçbirimiz o kitaplarda yazan mükemmel zaman yönetimi kavramının yakınından geçemedik, geçemeyiz. O yüzden, elbette planlar bazen (Hatta sık sık.) şaşacak ve uykusuz geceler geçireceksiniz.
• Hiçbir şey yapmadan geçirdiğiniz bir tam gün bulmakta zorlanacaksınız. İşlerinizin birinden biri paçanızı bırakmayacak.
• Yorulmak, hastalanmak yok. Herhangi bir nedenle, işlerinizden biri aksadığında, diğerleri de zincirleme kaza gibi üzerinize yıkılacak.
• Her bir işinizde farklı bir role bürünüyor olacaksınız; bir rolden diğerine geçmekte zorlandığınız dönemler olacaktır.
• Rekabeti ensenizde hissedeceksiniz. Özellikle ilk zamanlar, rakiplerinizin tek bir işe odaklanmış olması, sürekli geride kalıyormuşsunuz hissi yaratacak; panik olmanıza, hatta kendinizi yetersiz hissetmenize neden olacak.
Son olarak, âdettendir diye size birkaç tavsiye vereyim ama unutmayın ki gerçek bir slasher, tavsiye alır ama dinlemez; deneyimler…
• Önce mesleğinizi elinize alın, hayatta kalmak için yaptığınız işte kendinizi kanıtlayın. Aksi hâlde, diğer işleriniz ne kadar keyifli ve tatmin edici olursa olsun; bir gün dönüp arkanıza baktığınızda, her şey olmak isterken hiçbir şey olamadığınızı fark edebilirsiniz.
• Yapacağınız ikinci işi çok sevmeli, üçüncü işe âşık olmalısınız. Çünkü kitaplarda yazdığı gibi, işin sırrı zaman yönetimi değil, yaptığınız işleri sevmek. Aradaki sevgi azaldığında, ajandanızda doğru zamanda doğru yere yerleştirdiğiniz bir işi bile "yapamamanız" için milyonlarca bahane sayabilirim size.
• Kendinize deneme süreci koyun. Bir işte yetenekli olmanız, aynı anda birden fazla işin stresi bir araya geldiğinde de başarılı olacağınız anlamına gelmeyebilir.
• İşverenlerinize karşı dürüst olun, verdiğiniz sözleri tutun. İşlerinizi zamanında ve eksiksiz yapmak zorunda olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın; size ne kadar destek olurlarsa olsunlar, başkalarına gösterdikleri toleransı size göstermeyeceklerini bilin.
• Sevdiğiniz ve saygı duyduğunuz insanların desteğini alın. Onlara ayıracağınız zamanın azalacağını ama kalitesinin artacağı gerçeğini kabullenmelerini sağlayın. İnanın, onlar olmadan bunu asla başaramazsınız.
Bu yazıyı, hayat size sayısız seçenek sunacak kadar cömertken, tek bir seçenek ile yetinmek zorunda olmadığınız hatırlatmak için yazdım. Ancak altını çizmek isterim ki slasher, kim olduğumuzu değil, sadece yaptığımız işlerin miktarını tanımlayan bir kelime. Oysa esas mesele, kim olduğumuz. Kim olduğumuz ise, neye inandığımız ve bu uğurda ne yaptığımızdır.
*** "One Person / Multiple Careers (Bir İnsan / Birden Fazla Kariyer)", Marci Alboher'ın yeni neslin popüler akımlarından biri olan "slasher" kavramına detaylı bir şekilde yer verdiği kitabı. Marci, "Ne iş yapıyorsun?" sorusuna, kendisi gibi birden fazla cevap vermek zorunda insanların mesleklerini sayarken kullandıkları "ayıraçlardan" esinlenerek, bu insanlar için slasher etiketini yaratmış. Kitabında yüzlerce slasher ile yaptığı röportajlara yer veren yazar; günümüzde tek bir mesleğin yeni neslin birden fazla tutkusuna, yeteneğine, ilgi alanına karşılık veremediği gerçeği ile yüzleşmemizi sağlıyor. Marci Alboher, aynı zamanda Encore.org isimli organizasyonun başkan yardımcılığı görevini yürütüyor. Encore.org; mevcut işlerinin yanı sıra, kâr amacı gütmeyen, kamu yararına yapılan işlerde ya da sosyal sorumluluk projeleri yürüten kurumlarda çalışmak isteyen kişileri iş imkânları ile buluşturan bir organizasyon.