Yeni trend sektör temizliği

2017 bitmeden film ve moda sektöründe cinsel istismar konusu gündemdeydi. 2018’e girdiğimizde iddialar ve tepkiler devam ederken şov dünyası ve moda sektöründe adeta bir bahar temizliği yaşanıyor. Ahlakı olarak kabul edilmesi zor geçmiş travmalar, sektörün en bilindik fotoğrafçılarını işlerinden etmeye yetti.

Yazı: Serhat ŞENGÜL

Şu hikâyeyi bilirsiniz; keza bir klasiktir: Genç kız, yeteneğinin peşinden gider, mümkünse taşradan şehre gelir. Genelde şarkıcı, oyuncu ya da model olmak için sektörün kilit isimlerinin kapısını çalar. Fırsat bulursa kendini anlatır, hayallerinden bahseder. Kendinde var olduğuna inandığı şeyi, bu kilit isimlere de gösterip onları da inandırmak ister.

İşte o sırada, bu güce sahip olan 'Muktedir Bey' için, kızın yeteneğine inanırsa şayet, ahlaki açıdan tek bir seçenek vardır aslında: Onun yeteneğini geliştirmesine yardımcı olmak, onu biraz parlatıp piyasaya sunarak, ikisi için de kârlı bir gelecek çizmek. Hatta bunu yaparken, ona kol kanat germek, yanlış yollara sapmasını engellemek de ahlaklı bir insanın yapacağı yegane şey olur.

Tabii ideal dünyada... Ahlaki açıdan yozlaşmanın ayyuka çıktığı günümüzde, gençlerin bu tarz bir yol gösterici, mentor arayışı, sektörün kilit noktalarındaki büyük isimler için genç yeteneklerden faydalanmak, onların bu heves ve iyi niyetini suistimal etmek için bir fırsata dönüşebiliyor. Ve genelde bu tarz bir tacize uğrayan isimler bu travmayı kendi içlerinde yaşamak zorunda kalıyor, kimseye anlatmadan ya yollarına devam etmeye çalışıyor ya da sektöre daha giremeden işlerini başında bırakıp yeteneklerini dünyaya gösteremeden başka dallara yöneliyorlar.

Bugüne kadar bu şekilde süren bu düzen, neyse ki bugünlerde bozulmak üzere. Sosyal medyanın da verdiği cesaretle artık üç maymunu oynama devri bitiyor. Geride bıraktığımız yılın Ekim ayında, önce Hollywood'un ünlü yapım firması Miramax'ın kurucusu Harvey Weinstein'ın yıllardır birçok isme tacizde bulunduğu iddiaları ortaya atıldı. Film endüstrisinde yer almak isteyen birçok genç kadının Weinstein'ın kendisini duş alırken izletmek, kendisine masaj yapılması gibi garip isteklerine boyun eğmek zorunda kaldığı, anlatılan hikayelerden ve sosyal medyada bir kampanyaya dönüşen #MeToo (#BenDe) hashtag'i altında paylaşılanlardan anlaşılıyordu. İş hayatlarında tacize uğrayan kadın ve erkekler bir bir bu kampanya altında dökülmeye başladı... Weinstein firmasından ayrıldı ve muhtemelen bir süre sektörde görev alamayacak. Sayesinde, 'Time's Up' (Vakit Doldu) adıyla bir dernek kuruldu ve sektörlerdeki eşitsizliği, istismarı yok etmek üzere kollar sıvandı.

Weinstein olayı, devrilen ilk taştı ve domino etkisiyle bir bir isimler dökülüyordu. Keza film endüstrisinde, Weinstein ile başlayan durumun buzdağının ucu olduğu biliniyordu. Hemen akabinde, yaşanan skandaldan bir ay sonra, bu sefer dünyaca ünlü, Oscar ödüllü aktör Kevin Spacey hakkında iddialar gelmeye başladı. Aktör Anthony Rapp, daha 14 yaşındayken Spacey tarafından tacize uğradığını ve kendisinden nasıl kaçtığını anlattı. Akabinde sektörden birçok kişi, benzer iddialarda bulundu. Spacey "Gençtim hatırlamıyorum, bu arada bu vesileyle açıklamış olayım, eşcinselim." tadında bir açıklamada bulundu. Kendisi bu sefer de böyle bir kişisel itirafla konuyu dağıtmaya çalışmakla suçlandı.

Bu itiraf dikkatleri dağıtmaya pek yeterli gelmemiş olacak ki; iş anlamında da Spacey'e kötü haberler bir bir gelmeye başladı. Netflix, internet kanalında en çok izlenen yapımlardan biri olan 'House of Cards'ın başrolü olan Spacey ile artık çalışmayacağını duyurdu. Emmy Ödülleri, kendisini 2017 Onur Ödülü'yle ödüllendirmeyeceğini açıkladı. Yetmedi, Ridley Scott'ın yönetmenliğindeki 'All The Money in the World' filminin çekimi bitmişken, Spacey'nin oynadığı sahneler kesildi. Spacey yerine Christopher Plummer ile aynı sahneler yeniden çekildi. Filmin diğer başrol oyuncuları Michelle Williams ve Mark Wahlberg de Spacey ile olan sahnelerini Plummer ile yeniden çekmek üzere kolları sıvadı.

Bu sahneler yeniden çekilirken adeta protesto edilecek bir başka konu gündeme geldi: Sektördeki maaş eşitsizliği. Keza sözleşmesine göre Wahlberg, yeniden çekilen sahnelerden oldukça kârlı çıkıyordu. Bol sıfırlı bir çek alacak olan Wahlberg yanında oyuncu partneri Michelle Williams, saatlik 80 dolar, toplamda yaklaşık 1000 dolar almaya tamam demişti. Çünkü kontratında yeniden çekilen sahneler için ücret almayacağı yazıyordu. Spacey yüzünden tatil günlerini ailesiyle geçiremeyen Williams'ın, kontratı sayesinde milyon dolarları alan Wahlberg'e nazaran hakkını almadığı, maaş eşitsizliği konuşulur oldu. Tüm bu konuşmalar sonrasında aktör Wahlberg, bir açıklamayla, ek sahneler için aldığı (ve oldukça göze batan) 1,5 milyon doları, Michelle Williams adına 'Time's Up' fonuna aktaracağını açıklayarak örnek bir davranışta bulundu.

Hollywood'da başlayan temizliğin, moda sektöründe sıçraması fazla uzun sürmedi. Hemen sonra dünyanın en ünlü moda fotoğrafçısı ve Lady Gaga, Miley Cyrus gibi yıldızların video kliplerinin yönetmeni Terry Richardson hakkında atılan iddialar ortalığı karıştırdı. Günümüzde nam salmış modellerin de aralarında bulunduğu 15 kadın #NoMoreTerry (#DahaFazla- TerriyeHayır) etiketiyle paylaşımda bulundu. İddialar yeterince inandırıcı bulunmuş olacak ki, büyük yayın gruplarına ait moda dergileri ve kampanya çekimlerini Richardson ile yapmış olan dev moda markaları ünlü fotoğrafçıyla çalışmayı durduklarını duyurdular.

Domino etkisi devam ederken, yeni yılda yeni isimleri duymayı bekliyorduk. Çok geçmeden, geçtiğimiz günlerde yeni isimlerle ilgili iddialar geldi. Hem de aynı anda birden fazla isim... Erkek mankenler, dünyanın en ünlü moda fotoğrafçılarından Bruce Weber ve Mario Testino hakkında cinsel istismar iddialarında bulundular. İddialar o kadar detaylı ve netti ki, her iki isim de itiraz etse de, asılsız olamayacak kadar tutarlı gözüküyordu. Keza, dünyanın en büyük yayın grupları, en azından iddialar netleşene dek, iki isimle de çalışmalarını askıya aldıklarını açıkladı.


Sinemadan sonra moda dünyasında da bir bir patlak veren taciz olayları karşısında artık ünlü isimler de suskun kalmıyor. 'Time's Up' ve '#NoMoreTerry' gibi oluşturulan dernek ve paylaşımlar sayesinde tepkiler günden güne büyüyor.


90'ların kült komedi serisi 'Bir Demet Tiyatro'yu izleyenleriniz hatırlar. Plak şirketi sahibi, ismiyle müsemma Saldıray Abi, karşısına gelenlerin aklını, ofisinin arka kısmında bulunan 'ikiz yatak' ile çelmeye çalışır. Üzerinden yıllar geçse de hâlâ günümüzde, ülkemizde ve tüm dünyada birçok sektörde, sektörün güçlü isimleri, yeni başlayan pırıl pırıl kız ve erkekleri suistimal ediyor. Güç, kapıları açmakta bir anahtar olabileceği gibi, bir silaha da dönüşebilir. Ellerindeki gücü, bir anahtar yerine, tehdit aracı, bir silah gibi kullanmak, elbette kişinin sahip olduğu insani değerlerle yakından ilintili. Saldıray Abi 90'larda bir TV'de mizahi bir karakterdi. Öyle de kalmalıydı. Ancak görülen o ki, Saldıray'lar aramızda. Ya şimdi? Artık güçlünün güçsüzü istismar ettiği günler sona erdi. Vakit doldu. Şimdi temizlik zamanı!

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.