Karda kullanılacak en keyifli araçlar

Geride bıraktığımız yıl içerisinde, birçok araç kategorisinden farklı modellerin detaylarını sizlerle paylaştık. Yeni yıla karlı havalarla merhaba dediğimiz bugünlerde ise, sıra dışı bir kategori belirledik ve 'Karda kullanılacak en keyifli araçlar' dosyasıyla karşınıza çıktık. JEEP WRANGLER POLAR Gerçek yaşam alanı arazi olan markalardan Jeep’in, yetenekleri dillere destan modeli Wrangler; en beğendim araçlardan biridir. Karşımızda ise bu aracın sınırlı sayıda üretilecek modeli Wrangler Polar var. İsminden de anlayacağınız üzere ekstrem soğuklar için tasarlanmış özel bir versiyonla karşı karşıyasınız. Kar ve buz üzerinde dans eder gibi rahat yol alabilen araç; hidro mavi rengi, siyah iç kabini ve Mopar aksesuarlarıyla dikkat çekiyor. Aracın yan tarafında bulunan rozette; 78° S ve 106° E koordinatları eksi 89,2 ile Antartika’nın en soğuk yeri Vostok işaret ediliyor. Özetle; sadece kar değil, dondurucu soğuk bile Wrangler Polar için sorun değil. LAND ROVER DEFENDER LXV SPECIAL EDITION Land Rover markasının arazi araçlarındaki tecrübesini hepimiz biliyoruz. 1948 yılında üretilen ilk modelden bu yana, marka her zaman için zor koşullarda kolay yol alan araçlar üzerine üretimler gerçekleştirdi. Böyle zorlu bir segmentte araç üreten; I, II, III ve Defender serisiyle dünya çapında iki milyondan fazla araç satarak önemli başarılara imza atan marka, 65 yıllık bu değerli tecrübenin bir kutlaması olarak Defender LXV Special Edition’ı tanıttı. İnatçı Land Rover Defender’ın LXV versiyonu, kar keyfi yapmak için çok ideal. Karlı havalarda; hem şehir içinde sağa sola savrulan araçların yanından gülerek geçebileceğiniz hem de uygun lastiklerle Uludağ’a çıkabileceğiniz, yolda kalan araçları da sevabına çekebileceğiniz bir model. Kısacası Land Rover Defender LXV Special Edition ile yolda kalmak için çok çaba sarf etmek gerek. Böyle bir araçla yolda kalan sürücü görürseniz, mutlaka aracınızı durdurun, gidin elini sıkın. Çünkü büyük ihtimalle hayatınızda bu kadar “başarılı” bir sürücü daha göremeyeceksiniz. VOLVO XC70 AWD “Karlı zeminlerde oyun oynamak, aracı kaydırarak kullanmak bana göre değil; benim için önemli olan, aracım karda yere iyi tutunsun, beni yolda bırakmasın yeter!” diyorsanız, işte size daha fazlasını sunan Volvo XC70 D5 AWD. Yüksek bir prestije sahip Volvo’nun XC70 modeli, karlı zeminler için çok ideal. Otomobillerden biraz daha fazla, ama SUV’lardan çok az daha düşük yerden yüksekliğiyle engebeli arazilerde de sıkıntı yaşamayan araç; ölçülerinin verdiği rahatlıkla salına salına hareket ediyor. Özellikle yaklaşma açısıyla otomobilleri geride bırakan Volvo XC70, ülkemizde de satışı bulunan bir model. Markanın “güvenli araç” imajına da sahip çıkan XC70, görüntüsüyle de beğeni topluyor. Özellikle kapı altlarından başlayan ve tamponlar da dâhil aracın çepeçevre saran kaplamaları, arazi aracı izlenimini kuvvetlendiriyor. İç mekân içinse söylenecek pek bir şey yok; gerçekten çok şık ve konforlu. Tüm bunları alt alta sıraladığımızda, dört çeker sistemine sahip XC70, hem iyi bir aile hem de konforlu bir hafif arazi aracı niteliğinde. SUBARU WRX İlk etapta; “Yahu karda kullanılacak en keyifli araçlar listesinde bu aracın ne işi var?” diyebilirsiniz. Ama karlı ralli parkurlarının en iddialı modelleri arasında WRX’lerin olduğunu unutmayın. Nefeslerimizi tutarak izlediğimiz kar ve buz tırmanma etaplarının birçoğunda, baş aktörler WRX’lerdir. Bu nedenle listenin özel otomobillerinden biri de efsane serisinin devamı niteliğinde olan Subaru WRX. Los Angeles Otomobil Fuarı’nda dünya tanıtımı yapılan Subaru WRX, adeta bir geleneğin son temsilcisi gibi. 1992 yılında yollara çıkan ilk WRX modelinde olduğu gibi meşhur dört çeker sistemine sahip olan otomobil, muhteşem yol tutuş becerilerine sahip. Yere adeta yapışarak giden WRX’leri sınırlı kaydırmalarla kullanmak sürüş keyfi ni artırdığından, yeni Subaru WRX’in de çok can yakacağını söyleyebiliriz. Dört kapılı bir sedan otomobilin hem çok hızlı olması hem de dört çeker sistemiyle yere sağlam basması, aracın kar üzerindeki çekiciliğini oldukça artırıyor. Zira böyle bir kombinasyonu bir araya getirmek gerçekten zor. TARZ MESELESİ MINI Cooper S Paceman ALL4 Kişiselleştirilebilmesi nedeniyle kadınerkek fark etmeksizin ciddi fanatikleri bulunan Mini’nin Cooper S Paceman ALL4 versiyonu, özel bir seçenek olarak düşünülebilir. Araç, tam bir all-in-one; yani önemli özellikleri tek bünyede toplayan bir model. Böyle bir aracı almak için ilk neden; o bir Mini. Yani kendine has bir üslubu olan, tarzıyla beğeni toplayan, “Böyle bir araç benim stilime uygun değil.” diyenleri bile gördüğünde gülümseten bir otomobil. Mini Cooper S Paceman ALL4 satın almak için ikinci neden; performans açısından üst seviyede bir model olması. Ülkemizdeki Mini model ailesinin en güçlü versiyonlarından biri olmayı başaran aracın 184hp’lik motoru, 8,2 saniyede 100 km/s performansıyla kullanıcısını büyülüyor. Üstelik bunu, bir otomatik şanzımanla yapıyor. Aracın en önemli üçüncü özelliğiyse, dört çeker olması. Özellikle viraj kabiliyeti çok iyi olan araç, yere çok sağlam basıyor. Ufak kontrol kayıplarına bile izin vermeyen sistem sayesinde, aracın içinde kendinizi güvende hissediyorsunuz. Özellikle kış şartlarında ve yağışlı havalarda sürücünün işini kolaylaştıran sistem, aracın alımlılığını artırıyor. Özetle; Mini Cooper S Paceman ALL4, alınabilecek sıra dışı seçeneklerden biri. Hızlı, yere sağlam basan, dört çeker sistemine sahip ve görünümüyle, tasarımıyla beğeni toplayan bir model. Aracın tek dezavantajı, dört çeker sisteminin de etkisiyle şehir içinde 100 kilometrede ortalama 12 litreye kadar yakıt harcayabilmesi. AMACINA UYGUN Toyota Auris 1.4 D-4D ADVANCE (MT) Sürücülerini üzmemesiyle meşhur Toyota modellerinden biri olan Auris’in dizel versiyonunu, uzun süre kullanma fırsatı buldum. Manuel vites geçişlerinin biraz kemikli olması, yani hareketleri hissettirmesi benim gibi bir kullanıcının hoşuna gitti. Ama her kullanıcı, hemen benimseyemeyebilir. Aracın motor performansı yeterli seviyede. Yaklaşık 12,5 saniyede 100 km/s hıza ulaşan dizel motorlu Auris’in alışılması gereken en önemli bölümü iç mekânı diyebilirim. Özellikle Alman ve Fransız araçlarına alışmış kullanıcılar, ilk etapta kokpit tasarımını yadırgayabilir. Çünkü aracın koltuğuna oturduğunuzda, ön konsolun çok da geniş olmaması ilk etapta biraz şaşırtıyor. Yakıt tüketimi gayet iyi oranlarda olan tatminkâr performanslı Toyota Auris’in eleştirebileceğim bir yanı var; arka görüş açısı daha iyi olabilirdi. TUTUMLU ASLAN Peugeot 2008 ALLURE 1.6 e- HDi 92hp Auto6R Stop&Start Peugeot’un en son kozu 2008’i Türkiye lansmanında kullandıktan sonra, kafamda bazı sorular oluşmuştu. Merak ettiğim ilk şey; “Acaba tüketici, dişli rakiplerinin yanında 2008’i kolay kabul edecek mi?” sorusuydu. Fakat yollarda her geçen gün artan Peugeot 2008’ler, sorumun cevabını almamı sağladı diyebilirim. Tabii ki böyle bir modelin kimse on binlerce satmasını düşünmüyor ama 2008’in kendi sınıfında hiç de azımsanmayacak bir yere geldiğini söyleyebilirim. Gelelim, test aracımıza! 2008, bu sefer en donanımlı versiyonuyla karşımıza çıktı. Allure adı verilen donanım seviyesiyle birçok özelliğe sahip olan test aracımızda en beğendim opsiyon, 1.500 TL’ye alınabilen cam tavan oldu. Eğer 2008 alma aşamasına geldiyseniz; sunroof seçeneğini gölgede bırakan, aracın tüm havasını değiştiren, gece-gündüz farklı avantajları beraberinde getiren cam tavanı mutlaka almalısınız. Aracın en beğendim özelliğiyse; Peugeot’un klasik dizel tutumluluğu oldu. Otomatikleştirilmiş 6 ileri robotize şanzımana sahip olmasına ve devamlı yüksek devirlerde kullanmama rağmen, yakıt tüketimini şehir içinde 4,5lt’nin üzerine çıkaramadım. Zorlamalara rağmen böyle bir oran, gerçekten başarılı.