Feridun Düzağaç

Müzisyen, 44

22 Mart 2012

Yaş, olgunluk ve deneyimlerin, yaptığınız müziği etkileyebileceğini öğrendim. Mesela ben, son albümde, hakkımdaki tanımlamaları değiştirecek tarzda şarkılar yaptım. Yani hüzünlü şarkılarımın yanına, bir-iki neşeli şarkı ekledim; bu durumun, yaşadıklarımla ilgisi olduğuna inanıyorum.

Kelimeleri kullanma biçimimin, insanlarla olan ilişkimin sınırlarını belirlediğini öğrendim. İnsanlar; kullandığım dili, yaptığım esprileri, çoğu zaman anlamıyor ya da yanlış anlıyor. Bu da, kendimi insanlara anlatmak ve insanlarla tanışmak konusunda duvarlarım olmasına neden oluyor.

Zamanın, bazı şeyleri değiştirme gücüne sahip olduğunu öğrendim. Mesela benim ilk albümümde yaptığım; kadın, aşk ve romantizm tanımları, artık çok değişti. Şimdinin kadınları, erkek gibi yaşıyor; beyaz atlı prensini bekleyen, yuva özlemiyle yanıp tutuşan kadınlara rastlanmıyor.

Geçen yıllar içinde, evlilik kurumunun, saygınlığını yitirdiğini öğrendim. Çocukluğumda, boşanma olayları matemle karşılanırdı. Şimdiyse, herkes kolayca mahkemeye başvuruyor. Çok iyi bir eşe sahip olmasına rağmen evliliği başaramamış bir adam olarak, bu duruma üzülüyorum.

İyi bir şarkı yazarının, yaşamadığı şeylerden de kendine bir şeyler çıkarabileceğini öğrendim. İyi bir söz yazarı, yaşamadığı bir hissi de tıpkı yaşamış gibi anlatabilir; çünkü profesyonellik, bunu gerektirir.

Çok dost canlısı olmanın, insana yarardan çok zarar getirebileceğini öğrendim. Sevdiğim insanlara bu kadar güveniyor olmanın sıkıntısını, sık sık yaşıyorum. Sözde, insanlarla arama mesafeler koyuyorum; ancak bu mesafeleri, her defasında ihlal ediyorum.

Şöhret duygusunun, tuhaf bir duygu olduğunu öğrendim. Mesela bir banka şubesine gittiğimde, ünlü olduğum için bana öncelik tanınmasından rahatsız oluyorum. Asla şımarık olmamış ve hayata karşı hep ihtiyatlı yaklaşmış biri olarak, böyle davranışlarla karşılaşmaktan memnun olmuyorum.

Müzisyen olmanın, eskisi kadar naif ve büyüleyici olmadığını öğrendim. Albüm yapmak, artık çok zorlaştı; işin içine, ticari kaygılar girdi. Yaptığınız albümden para kazanabilmek için, iş adamı gibi davranmanız gerekiyor. Zira müzik sektöründe, acımasız bir reyting çarkı var; bu da, müzisyen için yıpratıcı oluyor.

Dıştan gelen müdahalelere göre yaşamamak gerektiğini öğrendim. Benim, hayatta ağır aksak bir duruşum; hareketsiz, telaşsız, ilginç bir ritmim var ve bu ritme müdahale edilmesinden, hiç hoşlanmıyorum. Bir ilişki içinde sevgilim tarafından çekiştirildiğimde veya işimle ilgili acele kararlar vermek zorunda kaldığımda, sıkıntıya düşüyorum.

Doğru kararlar verilemediğinde, hayatla ilgili "keşke"ler biriktirilebileceğini öğrendim. Mesela ben, beni takip eden insanların algısını hep böldüm. Sadece müzisyenlik yapmadım, dizide oynadım, spor yazıları yazdım. Bunların hepsini, severek yaptım; ancak şimdi baktığımda, bunlar bana da çok doğru gelmiyor, yapmasaydım da olurmuş gibi geliyor.

Parayla saadet olmayacağını öğrendim. Böyle düşünen çok az kişiden biri olduğumu da biliyorum. Yokluğu da varlığı da defalarca keskin iniş ve çıkışlar hâlinde yaşamış biri olarak, özellikle, sağlık ve eğitimde parası olanın kayırıldığı bir dünyada yaşamaktan hoşlanmıyorum.

Küçük hayatların kendi sıradanlığına öykünebileceğimi öğrendim. Zaman zaman düzenli bir işi olan, ayın başında maaşını alan, yıllık izninde tatile giden biri olmanın nasıl bir his olduğunu merak ediyorum. Çünkü ünlü olmak, böyle basit bir hayat yerine, herkesin ortak olduğu, mahremiyeti kalmayan bir hayat yaşamak anlamına geliyor.

Mutsuzluğumun en büyük nedeninin, içimdeki yorgun ve yaşlı adam olduğunu öğrendim. Bu adam yüzünden kontrollüyüm; ayrıca, yeniliklere karşı inançsız ve mesafeliyim. Ama artık onu dinlememek, küçük ve önemsiz tabularımı yıkmak istiyorum. Mesela otomobilde giderken, boş sigara paketini pencereden aşağıya atmak, herkes gibi davranmak istiyorum. Bunları yapamadığım için de, kendimi şarkılarla değiştirmeye çalışıyorum.

Hayatın, başı ve sonu bilinen, uzun bir yolculuk olduğunu öğrendim. Mümkün olduğunca, keyif almaya çalışarak yaşamak gerekiyor. Aldatılmalara, terk edilmelere, hayal kırıklıklarına sadece filmlerde rastlanmıyor; hayat da bunları tüm gerçekçiliğiyle yaşatıyor.

#hayattan ne öğrendim #Feridun Düzağaç