Şu Anda Netflix'te İzleyebileceğiniz En İyi 17 Komedi Dizisi

Bir hafta sonu kaçamağına mı ihtiyacınız var? John Mulaney’nin “Everybody’s Live”ından “Running Point”a kadar uzanan bu dizi seçkisinden daha iyi bir eşlikçi bulamazsınız.

Giriş Tarihi: 02.07.2025 10:28 Güncelleme Tarihi: 02.07.2025 14:44

Yazı Eric Francisco
Çeviri Zeynep Dallı


Netflix orijinal içerik üretmeye başladığında çıkışını ciddi bir politik gerilim olan "House of Cards" ile yaptı. Ama abonelerinin sadece gerilmek değil, gülmek de istediğini kısa sürede fark etti. Ve neyse ki zamanla komedi kaslarını da geliştirdi. Çünkü bu kırmızı logolu dev, son on yılın en iyi televizyon komedilerinden bazılarına imza attı.
2012'de Netflix, kült statüsündeki komedi dizisi "Arrested Development"ın yayın haklarını alarak sadık hayranlarını mest etti. (Ki bu hayranların büyük kısmı diziyi ilk kez Netflix'te keşfetmişti: Platformun gizemli algoritmalarının gelecekte neleri yönlendireceğine dair ilk sinyallerden biriydi.) Platform 2013'te beklenen dördüncü sezonu yayınladıktan sonra, "Orange is The New Black", "Unbreakable Kimmy Schmidt" ve "American Vandal" gibi döneme damgasını vuran yapımlarla kendi komedi evrenini kurmaya başladı.
Bugün geldiği noktada Netflix'in içerik yelpazesi inanılmaz geniş ama hâlâ izleyicisini güldürmeyi çok iyi biliyor. Emmy adayı yıldızlardan unutulmuş cevherlere uzanan bu liste, şimdiye kadar Netflix'te yayınlanan en iyi TV komedilerini bir araya getiriyor.

1. "American Vandal"

2010'ların sonundaki cinayet belgeseli furyasını zekice ti'ye alan bu dizi, liseli iki belgeselcinin okulun otoparkındaki onlarca otomobile yapılan müstehcen graffitilerin failini bulma çabasını anlatıyor. Başlarda kahkaha attıran bir parodi gibi görünen yapım, zamanla yönünü şaşırmış gençliğin samimi ve keskin bir portresine evriliyor.


2. "Everybody's Live with John Mulaney"


John Mulaney, klasik "variety show" formatını Netflix'e taşıyor, tabii yalnızca onun yapabileceği şekilde. 2024'teki "Everybody's in L.A."in başarısının ardından, bu kez canlı yayın konseptiyle karşımıza çıkıyor. Yanında hem anonsçusu hem de yancı olarak Richard Kind var. Ünlü konuklarla yapılan, neredeyse kasıtlı olarak sıradan tutulan sohbetler, Mulaney'nin ironik mizahıyla şahane bir forma kavuşuyor. İki gün önce Los Angeles'ta havanın nasıl olduğunu bilmek istemezsiniz ama Mulaney yine de anlatacak.


3. "Orange is The New Black"

Netflix'in ilk büyük hitlerinden biri olan "Orange is The New Black", Piper Kerman'ın aynı adlı anı kitabından uyarlama. Orta sınıf bir New Yorklu kadının (Taylor Schilling) federal bir kadın cezaevine girmesiyle başlayan dizi, kara mizahı, samimiyeti ve Amerikan ceza sistemi üzerine cesur eleştirileriyle çığır açtı. Yedi sezon boyunca Emmy ve Peabody ödüllerini topladı.


4. "Beef"
Çarpışan tamponlardan fazlası var "Beef"te. Ali Wong ve Steven Yeun'un başrollerini paylaştığı bu komedi-drama, bir yol verme kavgasının zamanla sınıf, ego ve intikam savaşına dönmesini konu alıyor. Kara komediye göz kırpan ama aslında çok katmanlı bir portre çizen "Beef", hepimizin aklını başımızdan alacak kadar ince bir "medeniyet" perdesinin arkasında yaşadığını gösteriyor.


5. "GLOW"
1980'lerdeki gerçek "Gorgeous Ladies of Wrestling"den esinlenen "GLOW", bir grup hayalperest kadının yerel bir güreş programında bulduğu dayanışmayı anlatıyor. Allison Brie ve Betty Gilpin'in başrollerinde olduğu dizi, güreş ringi kadar duygusal alanlarda da sağlam dövüşüyor. 2020'de 4. sezon çekimlerinin başında iptal edilse de elimizde kalan üç sezon, top rope'tan yapılan şahane bir atlayış gibi.


6. "A Man on The Inside"

"The Good Place"in yapımcısı Michael Schur, Ted Danson'la yeniden bir araya geliyor. Danson, eşini kaybetmiş emekli bir profesörü canlandırıyor ve kendini bir emekliler yurdunda dedektif asistanı kılığında buluyor. İlk davası için bu yeni hayata "içeriden" sızması gerekiyor. Dizi, hem sıcacık hem de kahkaha attırıyor. En büyük gizem böylece çözülüyor: "Şimdi ne izlesem?"


7. Russian Doll
"Perşembe! Ne konsept ama!" Natasha Lyonne'un yıldızlaştığı "Russian Doll", zaman döngüsüne hapsolmuş bir kadının (36. yaş günü partisi sırasında) hikâyesini anlatıyor. 2. sezonda bu kez 40. yaş gününde annesinin hamile bedenine ışınlanıyor. Absürt, zekice ve sonuna kadar yaratıcı olan bu dizi, milenyum kaygılarını "Groundhog Day" filmi türünde bir evrenle harmanlıyor.


8. "The Four Seasons"

Tina Fey'in ortak yaratıcısı olduğu bu uyarlama, Alan Alda'nın 1981 yapımı filmine dayanıyor. Dizide dört mevsim boyunca farklı tatillerde buluşan bir arkadaş grubunun değişen hayatlarını izliyoruz. Fey'in en etkileyici işi olmasa da, yumuşacık mizahı ve sıcaklığıyla kamp ateşi başında giyilen kalın bir kazak gibi.


9. "Running Point"
Kate Hudson, bu kez topun peşinde. Eski bir mirasyedi olan karakteri, ailesine ait profesyonel basketbol takımını yönetmeye çalışırken kendini "Ted Lasso" ile "Succession" arasında bir yerde buluyor. Sert geçişli ama sevimli bir sahne arkası komedisi.


10. "Wet Hot American Summer: First Day of Camp"

2001'de vizyona girdiğinde neredeyse kimse fark etmedi ama "Wet Hot American Summer"ın oyuncu kadrosu geleceğin yıldızlarıyla doluydu. 15 yıl sonra o yıldızlar yeniden bir araya geldi ve Netflix için bir prequel çekti: "First Day of Camp". Kamp ortamı, saçma tiyatro provaları, hormonlar ve bol güneş… Tam anlamıyla yazlık bir binge.


11. "The Residence"

Beyaz Saray'da bir cinayet işlendi. Bir devlet yemeği kanlı bitti ve eksantrik dedektif Cordelia Cupp (Uzo Aduba), olayı çözmek üzere devreye girdi. Kate Andersen Brower'ın kurgu dışı kitabı The Residence: Inside the Private World of The White House'tan uyarlanan dizi, Amerikan siyasetine kara komedi dokunuşlarıyla gülmek isteyenler için birebir.


12. "Cunk on Earth"

BBC ile ortak yapım olan bu dizide, televizyon sunucusu Philomena Cunk (Diane Morgan) insanlık tarihini araştırıyor; en azından niyeti o yönde. Uzmanlarla yapılan röportajlarda, cehalet ve kurgu iç içe geçiyor ve ortaya nefis bir parodi çıkıyor. Edutainment (eğlenceli eğitim) türünde zekice bir taşlama. "Pump Up The Jam"i bu diziden sonra bir daha aynı duygularla dinlemeniz mümkün değil.


13. "Scott Pilgrim Takes Off"

Bryan Lee O'Malley'nin kült çizgi romanlarının animasyona uyarlanması kolay bir tercih olabilirdi. Ama "Scott Pilgrim Takes Off" kolay yolu seçmiyor. O'Malley'nin görsel dilini koruyarak ve 2010'daki Edgar Wright filmi kadrosunu yeniden bir araya getirerek başlıyor; sonra Ramona'nın gözünden yepyeni bir hikâyeye dönüşüyor. Aşkı ve ilişkileri farklı bir açıdan ele alan bu versiyon, Scott Pilgrim evreninin en parlak anı.


14. "Dead to Me"

Ölüm hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı. Christina Applegate ve Linda Cardellini, destek grubunda tanışan iki kadını canlandırıyor. Jen (Applegate) kocasını otomobil kazasında kaybetmişken Judy (Cardellini) nişanlısını kalp kriziyle kaybettiğini söylüyor. Gerçeklerse çok daha karmaşık. Kara mizahla bezeli dizi, yas sürecinin duygusal yönlerini ele alıyor.


15. "Grace and Frankie"

Jane Fonda ve Lily Tomlin, Netflix'in en naif komedisinde başrolde. Kocaları (Sam Waterson ve Martin Sheen) birbirlerine âşık olduklarını açıklayınca iki kadın mecburi bir dostluk yolculuğuna çıkıyor. İlk sezon eleştirmenleri çok etkileyemese de, zamanla Emmy adaylıklarıyla taçlanan bir klasik haline geldi.


16. "I Think You Should Leave with Tim Robinson"

İzleyince ne demek istediğimizi anlayacaksınız. Dan Flashes'ı duydunuz mu hiç. Biz söyleyelim: The Shops at The Creeks'te bir mağaza. Tarzınızın tam karşılığı. Burada her şey sizin giyeceğiniz gibi. Mesela bugün yeni bir gömlek gelmiş: 450 dolar. Çünkü deseni çılgınca karmaşık! Öyle olması da gerekiyor zaten. Başka bir tanesi ise 1.000 dolara gidiyor. Çizgiler ne kadar çok çakışırsa o kadar pahalı oluyor. Tuhaf, absürt ve komik.


17. "BoJack Horseman"

Sadece "BoJack Horseman", aile travmalarını, bağımlılıkları, ün takıntısını, narsisizmi ve intiharı işleyip bir yandan hayvan esprileri yapmaya devam edebilirdi. İnsanlarla hayvanların bir arada yaşadığı bu evrende, 90'ların sit-com yıldızı BoJack, Hollywood'a (ya da "Hollywoo"ya) geri dönmeye çalışıyor ama her seferinde kendi ayağına (ya da toynağına) sıkıyor. Netflix'in en cesur ve kült dizilerinden biri. Mizahı kadar iç burkan tarafıyla da efsaneleşmiş durumda.

Netflix

BİZE ULAŞIN