Babygirl’ün Harris Dickinson’ı utanmaktan korkmuyor
Dickinson, Babygirl filmindeki takım elbiselerden, erotik sahnelerden ve karakterine olan sevgisinden bahsediyor.
Yazar Amy Campbell
Çeviri Duru Özünal
Fotoğraflar A24
HARRIS DICKINSON, Google arama çubuğuna "baby girl ne demek?" yazıyor. "Bu, 'narin' anlamına gelmiyor mu?" diye soruyor ve telefonuna tekrar göz atıyor. "Tamam, burada şöyle diyor: 'Çekici, tatlı ya da savunmasız bir erkeği tanımlamak için kullanılan argo bir terim'." Dickinson bir an duraksıyor ve ardından başını sallayarak, "Tamaaaam, şimdi anladım!" diyor.
Son zamanların en popüler filminde başrol oynamasına rağmen, Dickinson'un, "internetin en sevilen baby girl'lerinden biri" olduğunu bilmediğini öğrenmek oldukça şaşırtıcı. "Bunu bilmiyordum. Hadi ama, bir insanın kendisi hakkında bilmemesi gereken şeyler vardır. Sabah uyanıp, 'Oh, çok şükür ki ben bir 'baby girl'üm' diye düşünmemi bekleyemezsiniz benden."
Ama gerçek şu ki, yılın en cüretkâr filmi sayesinde Dickinson'un adı artık internetin "baby girl" listelerinde geçiyor -tıpkı ünlü oyuncunun listede olduklarını gördüğü Harry Styles, Timothée Chalamet ve Pedro Pascal gibi. 28 yaşındaki Doğu Londralı oyuncunun bir anda keşfedilip yeni bir jön hâline geldiğini söylemek yanlış olur; The King's Man: Başlangıç (The Kingsman) (2021), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness) (2022) ve Demir Pençe (The Iron Claw) (2023) gibi büyük yapımlarda rol aldı. Ancak hiçbiri, Halina Reijn'in yönettiği Babygirl kadar onu kültürel zeitgeist'in içine fırlatmamıştı.
Dickinson, New York'taki bir şirkette staj yapan toy ama atılgan bir genç adam olan Samuel karakterine gizemli ve hafif garip bir çekicilik katıyor. Samuel, şirketin cinsel olarak bastırılmış CEO'su Romy ile bir ilişkiye başlıyor. Nicole Kidman, Romy'yi mükemmel bir şekilde canlandırıyor. (Antonio Banderas ve Avustralyalı yükselen yıldız Sophie Wilde da yardımcı rollerde harikalar yaratıyor.)
Samuel'le bağ kurmak, Dickinson için bir nebze zor olmuş, çünkü karakterin geçmişiyle ilgili birçok soru işareti var; New York'a nasıl geldiğini, neden ucuz otellerde yaşadığını veya neden ikinci bir iş olarak barmenlik yaptığını bilmiyoruz. Filmin günümüz New York'unda geçmesine rağmen, Samuel'in üstünde emanet gibi duran 1980'ler tarzı takım elbiseler de ayrı bir muamma. (Dickinson, Samuel'in kurumsal dünyaya olan yabancılığını vurgulamak için takım elbiseyi özellikle sevdiğini söylüyor.)
"Samuel'i anlamakta zorlandım, ama bu durumu sevdim," diyor Dickinson. "Karakterin etrafındaki bilinmezlikler beni özgür hissettirdi. Samuel, biraz kimlik krizi yaşayan bir genç adam gibiydi. Nicole'ün karakteri gibi, o da farklı versiyonlarına tutunuyordu."
Samuel ve Romy arasındaki güç dinamiği, daha ilk karşılaşmalarında belli oluyor. Diğer stajyerlerin önünde Samuel ona şirketin değerleriyle ilgili doğrudan bir soru soruyor. Samuel'in cesur tavrını sorduğumda, "Bu kendine aşırı güvenmek mi bilmiyorum," diyor Dickinson. "Bence Samuel'in ya farkındalığı yok ya da durumun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini umursamıyor. Güç dinamiklerinden hiç korkmuyor gibi. Patronuna belli bir şekilde hitap etmesinin ona geri tepeceğini hiç düşünmüyor."
Samuel için asıl endişe verici olan şey konuşmaları değil çünkü Romy ile olan ilişkisi ikisi için de alışılmadık bir noktaya evriliyor. Filmde her iki karakterin de hissettiği utanç, izleyiciye çok net geçiyor. Ama özellikle bir sahne var ki, hakkında en çok konuşulan anlardan biri: Dickinson'un, George Michael'ın 1987 tarihli hit şarkısı Father Figure eşliğinde bir otel odasında üstü çıplak dans etmesi.
"İlk izlediğimde biraz utandım," diye gülerek anlatıyor oyuncu. "Ama bence o sahne, biraz utanmış birini iyi yansıtıyor. Biraz tuhaflık var. Bir kucak dansı yapmak istemedim. Samuel biraz kendi hâlinde müziğe kapılıyor, biraz da Romy için performans sergiliyor. Ama aynı zamanda o an içinde kayboluyor ve ne yapacağını çözüyor… Ama sonuçta, izlediğiniz şey benim sağa sola savrulmamdan ibaret."
Bu utanç hâli sadece sahnede değil, set atmosferinde de hâkimmiş çünkü Dickinson'un Samuel olarak hissettiği utanç, çoğu zaman kendi utancıymış. Bu utanç hem onun hem de Kidman'ın karakterine derinlik katmasına yardımcı olmuş.
"Utancın çoğu zaman komedinin kilidini açmanın yolu olması Halina ile sürekli konuştuğumuz bir şeydi. Bu utancı kabul etmek, oyuncular olarak bizim için gerçeğe ulaşmamıza ve kendimize gülmemize yardımcı olan bir mekanizmaydı."
"Bu, hayatlarında daha önce hiç böyle şeyler yapmamış iki insanın hikâyesi. Bu yüzden hissettikleri utanç ve mizah çok önemli. Çünkü genellikle seks sahneleri böyle gösterilmez. Genellikle cilalanmış veya romantikleştirilmiş versiyonlarını görürüz. Ama bence utanç verici, komik ve incelikli bir deneyimi göstermek çok daha ilgi çekici."
Bu röportajdan birkaç saat önce, 2025 Oscar adaylıkları açıklanıyor. Kidman, En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde aday gösterilmiyor -o kadar büyük bir yok sayılma ki, Akademi'nin sekse karşı alerjisi olup olmadığını sorgulatıyor.
"Aday gösterilmeliydi," diyor Dickinson. "Bence performansı kesinlikle ödüle layıktı. Ama aynı zamanda, ödül alan bazı inanılmaz performanslar da var… Sonuçta bu kontrol edebileceğin bir şey değil. Önemli olan konuşmada bahsedilmek, bir parçası olmak."
Ama Babygirl sadece konuşmanın bir parçası olmadı. O, konuşmanın ta kendisi ve Oscar'a aday gösterilen her film bunu iddia edemez.