The Beatles: Get Back Belgeseli Hakkında Her Şey

Yüzüklerin Efendisi’nin yönetmeni Peter Jackson, The Beatles’ın “ayrılık” belgeselini kendi bakış açısıyla yeniden sinemaya uyarlıyor.

Giriş Tarihi: 03.02.2022 16:52

Yazı Johnny Davis

The Beatles'ın 1970 tarihli gizli çekim belgeseli "Let It Be"nin 15. dakikasında Paul McCartney'i George Harrison'la hararetli bir şekilde tartışırken görüyoruz. McCartney, "Sana yardım etmeye çalışıyorum ama sen sürekli seni rahatsız ettiğimi söylüyorsun..." diyor.

Harrison, "Hayır, beni rahatsız etmiyorsun" diyerek sözünü kesiyor.

McCartney, "O kadar rahatsız oluyorsun ki bunu söyleyemiyorsun bile…" diyor.

Harrison, "Artık beni sinirlendirmiyorsun" diyerek sözünü kesiyor.

McCartney, "Gerçekten, sadece şunu söylemeye çalışıyorum: Bakın çocuklar, grup…" diyor ve yine sözü kesiliyor.

Ve böylece The Beatles'ın "Let It Be" belgeselinin ileride nasıl anılacağı da ortaya çıkıyor.

McCartney, grup üyelerini bir araya getirmeyi kendine görev edinmişti, lakin grup artık yolun sonundaydı. Belgesel için çekimler Ocak 1969'da başladı. Eylül ayına gelindiğinde ise grup gayri resmi olarak dağıldı.

Bu McCartney'nin fikriydi: "The Beatles" albümünün ("The White Album" olarak da bilinir) kaydedildiği, kavgayla geçen beş aydan sonra, bir sonraki proje için grubun köklerine dönmesini, canlı rock 'n' roll grubu olarak performans sergilemesini önermişti. Bu öneriyi, bir zamanlar ait oldukları konuma dönmek için ortaya atmıştı. Yeni projelerinde çok katmanlı orkestrasyonlardan, "Sgt Pepper" tarzı kibir unsurlarından veya stereodan vazgeçeceklerdi. Canlı/üst üste kayıt düzenine kesinlikle sadık kalacaklardı. Öyle yapmalılardı: Basına bilgi verilmişti ve bir çekim ekibi
tutmuşlardı.

"Let It Be" belgeselinin son kısmında Savile Row'da konuşlanmış Apple merkez binasının çatı katında gerçekleşen başarılı, beklenmedik bir konserin görüntülerini görsek de (beş şarkının dokuz kez çalındığı, grubun son halka açık performansı) filmin ilk bölümünde The Beatles'ı, Twickenham Film Studios'ta soğuk bir ses stüdyosunda prova yaparken izliyoruz.

2006 tarihli "The Unreleased Beatles: Music and Film" adlı kitabında bu seansları kronolojik olarak kayıt altına alan Ritchie Unterberger, "Çiğneyebileceklerinden büyük bir lokma ısırmışlardı" diyor. "Çıkış noktaları, 'Hadi, canlı müzik grubu olarak çalmaya dönelim' idi ve bu iyi bir fikirdi. Ama sonra, 'Albüm de yapalım, film de yapalım, daha önce hiç kaydetmediğimiz şarkılarla bir konser de yapalım' dediler. Aynı anda yapabileceklerinden çok daha fazlasına kalkışmışlardı. Ve tüm bunları kaydederken, belgeselin sonsuza dek onları rahatsız edecek bir şey haline gelebileceğine dair fikirleri yoktu."

John Lennon, 1970'te neredeyse bir ay süren çekim için, "Sürekli filme alınmak korkunç, korkunç bir duyguydu" demişti. "Sadece gitmelerini istedim. Sabah sekizde orada olurduk ama sabahın sekizinde müzik yapamazsın. Özellikle de insanların seni filme aldığı, renkli ışıkların olduğu
garip bir yerde..."

McCartney ise, "Aslında stüdyoya girdiğimizde olan, bir grubun nasıl dağıldığını herkese göstermemizdi. Oysa ayrıldığımızın farkında değildik. Yani bu olay yaşanırken bunu fark etmemiştik" diyordu.

1970 yılında orijinal 16 mm'lik filmin kırpılıp, 35 mm geniş ekrana kadar genişletilmesiyle sinemada gösterime giren belgesel, The Beatles'a hem Oscar (Orijinal Şarkı Ödülü) hem de Grammy (En İyi Orijinal Film Ödülü) kazandırsa da berbat görünüyordu. 1980'lerde VHS için yeniden düzenlendi, tekrar kırpıldı ve o zamandan beri erişilebilir değil.

Şimdi ise "Let It Be" hakkında uzun süre dile getirilen düşüncelere meydan okumamızı isteyen "The Beatles: Get Back" belgesel dizisi izleyicilerle buluşuyor. Mini dizinin yönetmen koltuğunda, gişe rekorları kıran "Yüzüklerin Efendisi" filminin yönetmeni Peter Jackson yer alırken, Jackson'a orijinal projeden elde edilen 56 saatlik görüntüler ve 140 saatlik ses verilerek, bunları dilediği gibi kullanması konusunda özgürlük tanınmış. Yönetmenin elindeki materyal, kayıtlar sırasında grubun çaldığı ancak filmde yer almayan "Abbey Road" albümünün son versiyonunda yer almayan
demolar, "Love Me Do" ve "Help!" gibi parti şarkılarının farklı versiyonları ve Lennon'ın "Jealous Guy"ı haline gelen "Child of Nature" da dahil gelecekteki solo hitler gibi 14 şarkı içeriyor. Tabii, 42 dakikalık çatı konserinin tamamı da var. McCartney ve Ringo Starr'ın tıpkı Yoko Ono ve George'un dul eşi Olivia Harrison gibi iyi dileklerini sunmaları da cabası.

Jackson bir basın açıklamasında, "Gerçekler, söylenenlerden çok farklı" demişti. "Tüm görüntüleri ve sesleri inceledikten sonra, bunun inanılmaz bir tarihi hazine olduğunu belirtmek gerekiyor."

Beatles üyeleri de yaklaşımlarını değiştirmiş gibi görünüyor: McCartney, The Howard Stern Show'daki yakın tarihli bir röportajında dizi hakkında, "Açıkçası görüntülerde, birlikteyken eğleniyoruz" diyor. "Birbirimize saygı duyduğumuzu ve birlikte müzik yaptığımızı görebiliyorsunuz ve bunun ortaya çıktığını görmek benim için bir zevk."

Starr da yaptığı bir açıklamada, "Sadece gülerek ve müzik yaparak geçirdiğimiz saatler de oldu" diyor. "Ortam neşe doluydu ve bence insanlar bunu görecek. Bence bu versiyona daha çok sevgi ve barış hâkim olacak, tıpkı gerçekte olduğu gibi."

Öyle de görünüyor. Jackson, pandemi nedeniyle ertelenen yeni dizinin geçen yılbaşında yayınladığı fragmanı ile interneti sarsmıştı. Çökük bir kanepedeki babacan yönetmenin tanıtımını yaptığı fragman (Beatles ceketi Jason and the Argonauts posterinin üzerinde asılıyken, Rickenbacker ve Hofner gitarları anlaşılmaz bir şekilde etrafa saçılmıştı) projenin "hissiyat ve enerjisini" göstermek için planlanmış bir düzenlemeydi. "Umarım yüzünüzde bir gülümseme oluşturur" diyordu yönetmen.Dört dakikadan oluşan fragman gülümsemeden başka bir şey vadetmiyor zaten. Bakınız: Lennon ve McCartney'nin bir miksaj masasının yanında birlikte dans etmesi! Starr'ın davul tokmaklarıyla hokkabazlık yapması! Harrison'ın kamera karşısında şaklabanlık yapması! Ve… Yoksa bu birlikte gülenler… Linda McCartney ve Yoko Ono mu?!

Ian McDonald, "Revolution in the Head: The Beatles' Records and the Sixties" kitabında, "Bazı beyanlar, haksız bir şekilde, McCartney'nin diğerlerini yapmak istemedikleri bir şeye zorladığını öne sürüyor" diyor. "Ancak Lennon ve Harrison son zamanlarda canlı müzik yapmaktan zevk alıyorlardı… Ve Starr, yakın gelecekte çıkacak 'The Magic Christian' filmindeki rolüne uydurulması koşuluyla projeye mutabıktı."

Arkasındaki gerçekler her ne olursa olsun, Jackson'ın belgeseli kesinlikle inanılmaz görünüyor. Görüp görebileceğiniz en kibar, zinde ve şık gençlerden oluşan bir grubu konu ediyor sonuçta!

Starr, Mart ayında Stephen Colbert'e, "Canlı müzik yapmayı seviyorum" demiş ve eklemişti; "Apple çatı konseri ne kadar ikonik hale gelse de Beatles'ın orijinal mekan seçimine pek uymadı. Bunu Mısır'da piramitlerle, Everest Dağı'nın tepesinde ya da Hawaii'de yanardağda yapmalıyız demiştik..."

Hatta Lennon'un ifadesiyle; "Bunu bir akıl hastanesinde yapmaya sıcak bakıyorum.

BİZE ULAŞIN