Batı yakası'nın en güzel hikayesi: San Francisco
Dik yokuşları, sisler içindeki Golden Gate köprüsü ve Fisherman's Wharf'taki tüm güne yayılan hareketlilik...
Giriş Tarihi: 19.07.2016
11:08
Güncelleme Tarihi: 19.07.2016
11:25

ÖZGÜR RUHLU KENTTE
Pasifi k Okyanusu kıyısı boyunca uzanan; zarif Golden Gate Köprüsü ve yokuşlarıyla her gezginin rüyasını süsleyen San Francisco, Amerika kıtasının belki de en kendine has şehirlerinden biri. Kıtanın tarih boyunca yaşadığı bütün büyük dönüşümlere tanıklık eden bu güzel kent, Kızılderililerden misyonerlere; 'Altına Hücum'dan büyük göç hareketlerine ve kenti yerle bir eden büyük depremden özgürlük hareketlerine kadar pek çok şey gördü.
Kaliforniya eyaletinin kuzeyindeki San Francisco, Körfezi Bölgesi'nin önemli kültürel ve fi nansal merkezlerinden de biri. San Francisco Yarımadası'nın kuzeyine kurulan bu kent, batısındaki Büyük Okyanus, kuzey ve doğusundaki San Francisco Körfezi ile birlikte bir kartpostal kadar güzel.
Kaliforniya eyaletinin kuzeyindeki San Francisco, Körfezi Bölgesi'nin önemli kültürel ve fi nansal merkezlerinden de biri. San Francisco Yarımadası'nın kuzeyine kurulan bu kent, batısındaki Büyük Okyanus, kuzey ve doğusundaki San Francisco Körfezi ile birlikte bir kartpostal kadar güzel.
San Francisco'nun kaderi 1776 yılında İspanyolların kente adım atmasıyla birlikte değişmeye başlamış. 1848'te başlayan Kaliforniya'daki 'Altına Hücum' dönemi ise kentin hızlı bir şekilde büyümesine neden olmuş. Yaşadığı toplumsal dönüşüm lerle birlikte San Francisco bugün, ABD
liberalizminin kalesi konumuna ulaşmış.
Şehirdeki kültürel dokunun böylesine yüksek olması ise bu nedenle pek de şaşırtıcı değil. San Francisco'ya adımınızı attığınızda, sizi 1990'larda çocuk olup 'Full House (Bizim Ev)' dizisini izleyen herkesin yakından tanıdığı kırmızı bir köprü, Golden Gate karşılayacak. Çoğu zaman sisler içerisinde kalan ve San Francisco'ya ruhunu veren Golden Gate'i yürüyerek ya da bisiklet üstünde aşabilirsiniz.
Şehirdeki kültürel dokunun böylesine yüksek olması ise bu nedenle pek de şaşırtıcı değil. San Francisco'ya adımınızı attığınızda, sizi 1990'larda çocuk olup 'Full House (Bizim Ev)' dizisini izleyen herkesin yakından tanıdığı kırmızı bir köprü, Golden Gate karşılayacak. Çoğu zaman sisler içerisinde kalan ve San Francisco'ya ruhunu veren Golden Gate'i yürüyerek ya da bisiklet üstünde aşabilirsiniz.
Etrafı denizlerle çevrili olan ve iki yakasını Golden Gate'in birleştirdiği, yüksek tepeleriyle İstanbul'a çok benzetilen San Francisco, yürüyerek keşfedebileceğiniz, her bir köşesiyle sizi şaşırtacak kentlerden. Modern ve Viktoryen mimarinin iç içe geçtiği, rıhtımıyla size her daim güzel bir körfez manzarası sunan bu güzel kenti dilerseniz 'Coit Tower' ya da 'Twin Peaks'in tepesinden kuşbakışı izleyin. Ya da yeryüzüne inip Fisherman's Wharf'ta karnınızı güzel bir yengeç çorbasıyla doyururken Alcatraz Adası'nı seyre dalın.
Ancak siz yine de manzaraya çok fazla dalmayın; çünkü daha gidecek çok yolumuz ve kaybolacağımız çok sokak var. Mesela San Francisco'nun ünlü Powell-Hyde hattına atlayıp Lombard Street'te inecek ve caddenin yeşillikler içindeki zikzaklı görüntüsüne şaşıracak ve ardından da yeni sürprizler için yola devam edeceğiz. Hayatın hep hızlı aktığı, kentin fi nans merkezi Union Street'te kafamızı gökyüzüne çevirecek ve yerini rakiplerine bırakana kadar, 260m yüksekliğiyle bir zamanlar dünyanın en yüksek kulesi olan Transamerica Piramidi'ne yakından bakacağız.

Viktoryen stili evleriyle kentin dokusunu değiştiren bölgeler ise yürümek için ideal. Fillmore veya Chestnut Street bunlara birer örnek. Ve yokuşlarıyla ünlü Nob Hill… Nob Hill'e adımınızı attığınızda sizi karşılayan manzaranın tadını çıkarın. ABD'nin en büyük Çin Mahallesi bu kentte.
Ve Çin Mahallesi'nin bitiminde başlayan İtalyan Mahallesi de. Her biri için zaman ayırın. Çin Mahallesi'nin ucuz ürün satan mağazalarında kaybolun. Ya da İtalyan Mahallesi'ndeki bir dondurmacıda biraz dinlenip yola devam edin. Hazır Kaliforniya'dayken büyük bir şansa sahip olduğunuzu ve bölgenin en güzel şaraplarını yerinde tadabileceğinizi bilin.
Bunun için Golden Gate'i aşıp yakındaki şehirlere doğru yol alın. Bir saatlik mesafedeki Napa Vadisi'ne geldiğinizde ise zamanı durdurun ve bir yerlere yetişmeyecek olmanın tadını çıkarın. Ve sokaklarında kayboldukça kafanızda dönüp duran Scott Mckenze'nin o güzel şarkısını söylemeye devam edin. "If you're going to San Francisco / Be sure to wear some fl owers in your hair…" (Eğer San Francisco'ya giderseniz / Saçınıza çiçekler taktığınızdan emin olun.)
Bunun için Golden Gate'i aşıp yakındaki şehirlere doğru yol alın. Bir saatlik mesafedeki Napa Vadisi'ne geldiğinizde ise zamanı durdurun ve bir yerlere yetişmeyecek olmanın tadını çıkarın. Ve sokaklarında kayboldukça kafanızda dönüp duran Scott Mckenze'nin o güzel şarkısını söylemeye devam edin. "If you're going to San Francisco / Be sure to wear some fl owers in your hair…" (Eğer San Francisco'ya giderseniz / Saçınıza çiçekler taktığınızdan emin olun.)
YAZI TÜRKAN DOĞAN