Sıradan bir hikâye,kusursuz sonuçlar

Kivi meyvesinin anavatanı, 'Yüzüklerin Efendisi'nin çekimlerinin yapıldığı topraklar olduğunu saymazsak Yeni Zelanda'nın ismini en çok Fearon Hay mimarlık fi rması duyuruyor diyebilirim. En azından benim ilgilendiğim konularda sıralama bu. Şaka bir yana; Fearon Hay markasının ünü ciddi anlamda Yeni Zelanda sınırlarını aştı. Hazırladıkları her projede malzeme ve detay bilgilerini, tasarım ve uygulama kabiliyetlerini konuşturuyorlar. Sandy Bay Road House, The Cloak, Tribeca Loft, Brencott Estate Heritage Center ve The Emperial Buildings projelerinin yanına, bir kumaş üreticisi için tasarladıkları, ikonlaşmış ofis projesini de eklemek lazım.
Hikâye son derece tanıdık. Auckland şehrinin biraz dışında, eski bir depo binasının yeni fonksiyonlar yüklenerek yeniden tasarlanması. Sonuç; kusursuz. Müşteriden alınan kısa "Herkesin birbiriyle göz temasında bulunabileceği, minimal, dingin, kumaşların ön plana çıktığı, rahat açık alanlar ve toplantı bölümlerinden oluşan bir ofi s istiyoruz." briefi nin ardından kolları sıvamış Fearon Hay tasarım ekibi.
1960'larda inşa edilen eski depo binası hatırı sayılır bir tavan yüksekliğine sahip. Minimal tasarımın dikkat çekici hale gelmesinde tavan yüksekliğinin katkısı yadsınamaz. Açık konuşalım; projenin odak noktası, heykelsi parçası masif gül ağacı, cam ve pivot kapıdan oluşan, bölümler arası geçişleri sağlayan ve sınırları belirleyen tasarım. Bu tasarım projeden çıkarılsa geriye neredeyse hiçbir şey kalmıyor. Olumsuz bir şey olarak algılanmasın bu söylediğim. Proje içinde yer alan bir unsur, ufacık, sade ve basit dahi olsa; kararlılıkla, aşkla tasarlandığı ve uygulandığı zaman harika sonuçlar verebilir. Yani projeler her zaman tasarım fikirleriyle dolup taşarsa başarıyla tamamlanmış sayılır diye bir gerçek yok. Bu projede olduğu gibi 'az'la da mükemmel yakalanabilir. www.fearonhay.com

Esquire Dergisi'nin Mart 2015 sayısından alınmıştır.