Tek Süper Gücü Kararlılığı - En Kahraman Rıdvan
Süper bir gücü olmaması bir yana, çelimsiz bir vücuda ve kıt bir zekâya sahip Rıdvan; 1980’li yıllarda, “En Kahramanımız” olmayı başarmıştı. Rıdvan’ın efsane mizah dergisi Gırgır’da okuduğumuz soluk kesen maceraları, artık kitaplar hâlinde yayımlanıyor.
Yazı EGE GÖRGÜN
En Kahraman Rıdvan karakteri, 1980 darbesinin hemen öncesinde görünür, Gırgır'ın sarı sayfalarında. Öyle planlı bir ortaya çıkış değildir, bu. "Gaddar Davut"un çizeri Nuri Kurtcebe, "baskıdan önce son sabahlama" gecelerinden birinde; "Sigara almaya gidiyorum." diyerek çıkıp, bir daha dergiye dönmeyince, başlamıştır süreç. Oğuz Aral idaresindeki Gırgır ekibi, seferberlik imecesi ile Kurtcebe'nin bıraktığı yerden iki hafta daha devam ettirip, "Gaddar Davut"un macerasını zor da olsa sonlandırır. Bu ekibe, bir tek Bülent Arabacıoğlu dâhil olmamıştır; çünkü onun, daha önce, Aral'a sunduğu çizgi roman projesini iki haftada hazır etmesi gerekmektedir.
İlk sunduğunda, derginin çizgi roman sayfaları dolu olduğu için başlanamamıştır, "En Kahraman Rıdvan"a. Bülent Arabacıoğlu'nun, elindeki çizimlerle Çarşaf dergisinden gelip Oğuz Aral'ın karşısına çıktığı o günlerde; bildiğimiz tipten oldukça farklı bir görüntüsü vardır, Rıdvan'ın. Vurduğu yerden ses getireceği belli olan, cüsseli biridir örneğin. Aral, meşhur müdahalelerinden birini yapar. İşin daha mizahi olması açısından, Rıdvan'ın süper kahramanlarla tezatlığının vurgulanması; kısacası, çelimsiz biri olması, daha iyi olacaktır. Bülent Arabacıoğlu, yeni tipini yaratırken; karşı masasında oturan diğer bir çizer arkadaşından, Ali Doğanlı'dan esinlenir.
Uzun saçlı Rıdvan, ilk macerasının sonunda hapse düşer ve saçları kesilip, "keltoş" olur. Okurlardan, telefonla ve mektupla, Rıdvan'ın "keltoş" hâlinin daha güzel olduğuna dair telkinler gelince; Rıdvan, sonraki maceralarına öyle devam eder.
"En Kahraman Rıdvan"ın politik olmaması için çaba sarf edilen maceralarının, bu hâliyle bile, dönemin; sosyal, siyasi ve ekonomik durumuna yönelik eleştirilerle yüklü olduğu görülüyor. Rıdvan, haksızlığa savaş açmış bir Don Kişot figürü çünkü. Haksızlığa karşı mücadele ederken, eleştirel bir durum, kendiliğinden ortaya çıkıyor. Rıdvan'ın bugün bile hâlâ unutulmaması, içimizde onu bir dizi ya da sinema karakteri olarak görme umudu beslememiz, belki de bu yüzden. Şüphesiz ki, haksızlıklar var olduğu sürece, Rıdvan'lara da ihtiyaç duyulacak.