Büyük Türk Romanı ondan sorulurdu!
Aptullah Ziya Kozanoğlu, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı, Türkiye'nin ilk mimarlık dergisinin kurucusu, ressam, yazar ve maceraperest biriydi. Kozanoğlu, dolu dolu bir adamdı.
Bu cümleyi Aptullah Ziya Kozanoğlu'nun her kitabının (çok eski baskılarında değil) başında bulunan tanıtım sayfasından aynen aldım. Öyle görünse de pek o kadar mübalağalı bir iddia değil bu. Babalarımızın zamanında 7'den 70'e herkes Kozanoğlu'nun Osmanlı paşalarının, padişahlarının ve yiğitlerinin kahramanlıklarının anlatıldığı Büyük Türk Romanları'nı okuyordu. Ünlü Pardayan serisinin Türkiye'de çok tutmasından cesaret alan Ragıp Şevki Yeşim, Murat Sertoğlu, Turhan Tan, Feridun Fazıl Tülbentçi ve Reşat Ekrem Koçu gibi bir kısım yazar dizi halinde yazdıkları tarihi romanlarla yeni bir ekol oluşturmuşlardı.
Aptullah (Abdullah olarak da geçer.) Ziya Kozanoğlu'nun Kızıl Tuğ adlı kitabı üç dile çevrildi, ayrıca fi lmi çekildi. Barbaroslar adlı dört bölümlük çizgi romanın senaryosu da Kozanoğlu'na aittir. Cüneyt Arkın'ı meşhur eden Malkoçoğlu da Kozanoğlu'nun elinden çıkmadır.
16 Ocak 1906'da doğan Kozanoğlu'nun, romanlarındaki kahramanların özelliklerinin çoğuna sahip olduğu söylenir. Hakkında kesin olarak söyleyebileceğimiz gerçek bir maceraperest olduğu... Bastıramadığı maceraperest duyguları romanlarında açığa çıkmış ve kahramanlarını maceradan maceraya koşturur.
Kozanoğlu'nun kitaplarından, ders kitaplarından öğrenemeyeceğiniz birçok tarihi bilgiyi öğrenebilirsiniz. Ders kitabını not zoruyla okumak durumundasınızdır, ama Kozanoğlu sizi alır, o günlere götürür. Siz hiç sıkılmadan sayfaları yutarken, Türk tarihini hatmetmiş, Kozanoğlu'nun satır aralarında ve dipnotlarındasezdirmeden verdiği bilgiler dimağınıza yerleşmiştir.
Aynı zamanda önemli bir mimar olan Kozanoğlu kitaplarının muhteşem kapaklarını da kendi çizer. Türkiye'nin ilk ve en uzun soluklu mimarlık dergilerinden biri olan Arkitekt'i arkadaşlarıyla birlikte o çıkarmıştı (1931).
Rivayete göre; Kozanoğlu kitaplarını yazmadan önce maceranın geçeceği bölgeleri tek tek dolaşırmış. Ancak kitabında yaptığı tasvirleri gerçeğiyle karşılaştırmayı denerseniz, bu söylenenin bir rivayetten ibaret olmadığını görürsünüz. Kozanoğlu'nun yaptığı işe gösterdiği saygı her türlü övgüyü hak ediyor.
Kozanoğlu'nun romanlarını okuyunca dürüstlükten, mertlikten ödün vermeyen kahramanlarının kimi zaman alkole, kimi zaman da kadına düşkün olduğunu görüyoruz. Okuyucular Kozanoğlu'nu, düşük ahlaklı Teodora'yı anlatırken gençlere ahlaksız kadınlardan örnekler vermekle suçlamışlardı. Kozanoğlu şu cevabı verdi: "40 yıllık yazarlık hayatımda tuttuğum yol şudur: 1- Kitaplarımı öncelikle aranır, sıkılmadan okunur, herkesin anlayabileceği biçimde yazmak. 2- Kuru bir övünme yerine diğer milletlerin de onuruyla oynamadan - tarihteki başarı ve başarısızlıklarımızın içyüzünü açıklamak."
Kozanoğlu, 4. Murat'ın kadınlara pek düşkün olmadığını Dağlar Delisi adlı kitabında açık açık belirtmiştir. Üstelik Kozanoğlu'nun yaptığı ahkâm kesmek değildir. Yalnızca Evliya Çelebi'den bir alıntı yapmış ve şunu dipnot düşmüştür: "Padişah Hazretlerinin mizac-ı latifl eri taife- i nisadan hoşlanmamakla..."
Yazı: Ege Görgün
