Bruce Lee’nin hocası
Efsaneleri efsane yapan büyük usta: Yip Man
Buna rağmen Beyaz Kaş'ın öfkesi dinmemişti. Yaşlı adama dönerek "Bu kadar komik olan nedir?" diye sordu sinirli bir tavırla. Yaşlı adamın cevabı ise sadece "Lütfen dersine devam et" oldu. Beyaz Kaş bunun üzerine "İki ay öncesine kadar sokaklarda yaşıyordun. Seni yanıma aldım, besledim, yatacak yer verdim. Bari bunlara saygın olsun" dedi. Yaşlı adam sükûnetini korudu. Beyaz Kaş devam etti "Madem çok biliyorsun, gel de dersi sen ver!"
Bu meydan okuma tarihe Yip Man'ın adını Hocaların Hocası olarak anılmasına vesile olacaktı. Yip Man, Beyaz Kaş'a yaklaştı ve "Sanatına saygı duyman gerek. Tek yaptığın öğrencilerine havayı yumruklatmak. Karşılarında biri yokken bu ne işe yarar?"
Aslında Yip Man haklıydı, bunu Beyaz Kaş da biliyordu. Ama idrak edemiyordu. 1.50 boyundaki çelimsiz bu yaşlı ihtiyar ne kadar iyi bir dövüşçü olabilirdi ki? Sorunun yanıtı Beyaz Kaş'ın daha ne olduğunu anlamadan kendini yerde bulmasıyla yanıtlanmış oldu. O artık Yip Man'ın ilk öğrencisiydi.
Kafalardaki soru şuydu; "Bu adam kim?" Yip Man aslında karun kadar zengin bir ailenin çocuğuydu. İyi bir eğim almıştı. Dövüş aşkı ise çocuk yaşlarda başladı. Henüz 12 yaşında Chan Wah Shun adlı hocadan Kung Fu dersleri aldı. Öğrenimi için ailesi onu Hong Kong'a yolladı. Derslerden artan kalan zamanlarda kung fu çalışıyordu. 24 yaşında okuldan mezun olduğunda usta bir dövüşçüydü.
Genç ve varlıklı bir adamdı. Evlendi, aile işlerini devraldı. Buna rağmen kung fu'dan asla vazgeçmedi. Yerel kung fu ustalarıyla dövüştü. Kimse onu yenemiyordu. Artık rakip bulmakta zorlanıyordu. O da geri kalmamak için kardeşleriyle kung fu çalışmaya başladı. Hong Kong'taki hocası ona eve dönmeden önce kimseye ders vermemesi konusunda sıkı bir nasihat vermişti. Hocasının sözünü dinledi. Hatta kendi oğullarına bile öğrendiği teknikleri göstermiyordu. Her şey rutinin de devam ediyordu, ta ki İkinci Dünya Savaşı'na kadar…

Savaş Çin'i olduğu gibi Yip'in de hayatını allak bullak etmişti. Tüm serveti birkaç ayda eridi. Ailesi ve kendisi tehdit altındaydı. Son çare kaçmaktı; öyle yaptı. Ve sefalet günleri başlamış oldu. Yaşadıkları yetmezmiş gibi çok sevdiği karısını da kaybetmişti. O artık asil bir zengin değil, trajedilerin verdiği acıyla baş etmeye çalışan mutsuz bir adamdı. Sokaklarda yatıyordu, çoğu zaman bir somun ekmek buluyor onu da bir hafta idareli tüketiyordu. Gururundan ötürü kimseden iş de istemiyordu. Dövüş ustası Leung Sheung (Beyaz Kaş) onu yanına almasa birkaç ay sonra ölmesi içten bile değildi.
Zaman içinde dövüş sanatındaki yetenekleri sayesinde tanınmaya başladı. Farklı bir öğretmendi. Hocasının ona öğrettiklerini kendi yorumuyla öğrencilerine anlatıyordu. Polislere verdiği dersler sayesinde ünü giderek yayıldı. Hımbıl polisler bile azılı çete üyeleriyle Yip Man'dan aldıkları dövüş dersleri sayesinde mücadele edebiliyordu. En iyi hoca oydu ama bu onun en tanınmış hoca olmasını sağlamıyordu. Onu efsane yapan, öğrencilerinden biri olan Bruce Lee oldu. Lee her fırsatta kendisini yetiştiren kişinin Yip Man olduğunu söylüyordu. Lakin Yip Man bu durumdan rahatsız, hatta Bruce Lee'ye de kırgındı. Çünkü Lee dünyanın en iyi dövüş tekniklerine Batılılara öğretiyordu. Yip'in paraya değer vermediğini tüm öğrencileri biliyordu. O yüzden de onu tanıyan herkes çok seviyordu. Alçakgönüllü ve yardımseverdi. 72 yaşında öldüğünde dövüş sanatının en büyük efsanelerinden biriydi.
Yazı: Bozkurt Işıklar