Borsaları Poke'lamak
Son dönemde, gündeminin en önemli konularından biri, dünyanın en büyük şirketlerinden ve en popüler markalarından biri olan Facebook’un halka arz edilmiş olmasıydı. Dev bir grup; sevilen tanımla, pek çok devletten daha büyük bir devlet olan Facebook, geçtiğimiz aylarda borsaya açıldı. Borsalarla ilgili olsun olmasın, tüm dünyanın gözü bu halka arzın üzerindeydi. Sonuç mu? Piyasalar, Facebook’u pek de “like” etmedi.
15 Ağustos 2012
Yazı BURAK ÜNALDI
900 milyon insan, yanılmış olamaz; Facebook, güzel bir icat. Terlikli bir üniversite öğrencisinin, kızlarla sosyalleşmek gibi ulvi bir amaç için birkaç arkadaşıyla birlikte kurduğu bu "İnternet sitesi", sekiz sene içinde; 104 milyar dolarlık bir şirket, bir pazarlama fenomeni ve bir girişimcilik efsanesi hâlini aldı. Fakat halka arzın gerçekleştirildiği; basit bit şekilde tanımlamak gerekirse, ABD'nin teknoloji borsası olan Nasdaq'ın CEO'su Robert Greifeld, Facebook halka arzını "İnsanlık tarihinin en büyük halka arzı" olarak tanımlıyor.
Aslında hiçbir aşaması, normal gelişmedi, bu halka arzın. Âdeta Facebook'un kuruluş hikâyesinin anlatıldığı "Social Network" filminin ikincisine bol malzeme çıkarmayı kendine amaç edinmiş, koskoca Amerikan Nasdaq borsasının yüzüne gözüne bulaştırdığı ve yatırımcıların mutsuz olduğu bir halka arz gerçekleşti. Önce, her bir hisse için belirlenen fiyat değiştirildi. Hisse başı 24-35 dolar aralığı belirlenmişken; bu fiyat, 34-38 dolar aralığına yükseltildi ve hisse 42 dolardan açıldı. Gelen talep, sadece hisse fiyatını değil, halka arz edilen hisse miktarını da artırdı. 337 milyon adet hissenin halka arz edilmesi planlanırken; bu rakam, 421 milyona çıktı. Hiçbir şeyin planlandığı gibi gitmediği Facebook halka arzında en tatsız sürprizle ise, tabii ki yatırımcılar karşılaştı. Hisse, birkaç seans içinde, % 25 civarında değer kaybetti.
Piyasa profesyonellerinin ve analistlerin genel görüşü, Facebook'un hisse fiyatı belirlenirken, aşırı değerli olarak hesaplanmış olduğu yönünde ki; bu maalesef, tüm dünya borsalarında, her halka arzda rastlanabilen önemli bir noktadır. Bireysel yatırımcının pek de bilmesi mümkün olmayan, havalı finans kurumlarının gözlük dereceleri birbirleriyle yarışan analistlerinin aylar süren hummalı çalışmaları sonucu belirledikleri bu fiyatlar; küçük yatırımcı için, kapalı bir kutu gibidir. Sonuçta, bir hisse fiyatı açıklanır; küçük yatırımcılar, pazarlama mı yoksa yatırım önerisi mi olduğundan asla emin olamadıkları uzman tavsiyeleri sonucu hisse seçimi yapar. Bu hisse seçiminin doğru ya da yanlış olduğu, halka arzı takip eden günlerde fiyatın piyasada dengeye oturmasıyla ortaya çıkar, yatırımcıyı güldürür ya da üzer.
Şirketlerin borsalardaki performansları, özellikle ilk açıldıklarında, daha çok yatırımcılardaki yatırım iştahına bağlıdır. Bu iştahın oluşmasında, pek çok etken rol alır; hissenin hikâyesi, şirketin durumu, piyasanın o anki koşulları gibi. Facebook halka arzında, yatırımcının risk iştahını ziyadesiyle kaçıran bazı gelişmeler de olmadı değil. Örneğin Morgan Stanley, halka arzdan kısa bir süre önce, Facebook'un gelir projeksiyonları ile ilgili şüpheleri bulunduğunu açıklamıştı. Morgan Stanley ve İnternet şirketleri analisti Scott Devitt'e göre; Facebook'un reklam gelirlerinde ciddi düşüşler beklenmeliydi. Çünkü sosyal ağların kullanımı, hızla bilgisayarlardan mobil cihazlara kayıyor ve mobil cihazlardaki reklam çözümleri, bu isimlerin kendi ifadelerine göre, henüz hazır görünmüyor.
Halka arzın finansal yönleri bir yana, finans magazini diyebileceğimiz yönleri de var. Filmi izleyenlerin yakından hatırlayacağı ortaklardan Eduardo Saverin'in durumu mesela. Saverin, Facebook' un %4 hissesine sahip. Halka arz sonrası, bu "küçük" payından dolayı ödemek durumunda kalacağı vergi, 600 milyon dolardı. Saverin, bu tutarı ödememek için, ilginç bir yola başvurdu; daha fazla vergi mükellefi olmamak için, ABD vatandaşlığından çıktı! Saverin'in hayatının son birkaç yılını geçirdiği Singapur'da sermaye piyasaları ürünlerinden vergi alınmaması dolayısıyla, servetini buraya kaydıracağı söyleniyor.
Dikkat ederseniz, yazının başından bu yana, bu halka arz operasyonu için hiç "Başarısız." demedim. Çünkü her ticari ilişkinin kaybedenleri olduğu gibi, karşı tarafta kazananları da oluyor. Bu hikâyenin kazananı, hiç şüphe yok ki, terlikli oğlan Mark Zuckenberg! Sürekli olarak piyasa değeri hesaplanan, ancak nakde dönüşmeyen şirketinden hiç azımsanamayacak miktarlarda nakit girişini nihayet kasasında gördü. Son derece bilimsel hesaplamalara göre "yedi ceddine yetecek kadar parası" bulunan Zuckenberg, gelmiş geçmiş en önemli girişimcilik hikâyelerinden birinin başkahramanı olarak çoktan tarihe geçti. Başka bir deyişle, Mark'ın parası züğürdün çenesini artık daha kolay yoracak!