Bi' Savaş Gel, Açılırsın!

Dünya gündemi, bir süredir, âdeta kaynayan bir kazan gibi. Suni baharlar yaşanıyor, yönetimler değişiyor, restler çekiliyor; kimi savaşların eşiğinden dönülüyor, kimisinin ise sadece adı konmuyor. Masa altından birbirine çimdik atanlar, küfürleşenler, birinin kafasına silgi atıp “Ben yapmadım!” diyenlerle; 3. sınıf bir okul parodisi gibi, yaşananlar. Elbette tüm gerilmelere rağmen, dünya barışı en büyük öncelik ve kimse savaş istemiyor mu acaba?

01 Ağustos 2012

Yazı BURAK ÜNALDI

"İşler açılmazsa bir sene içinde, 3.000 kişiyi işten çıkarmak zorunda kalacağız." sözü, çok can sıkıcı olmakla beraber; kapitalist dünyanın içinde, herhangi bir sektörde, herhangi bir şirket patronundan duyabileceğimiz bir cümle. Ama bu sektör savunma sanayi olunca, cümlenin yapısı tam olarak şöyle oluyor: "Bir sene içinde bir savaş çıkmazsa, 3.000 kişiyi işten çıkarmak zorunda kalacağız." İnanılır gibi değil ama dünyanın en önemli savunma sanayi şirketlerinden birinin yetkilisi, tam olarak bu cümleyi kuruyor ve bu açıklama; ekonomi sayfalarında, son derece normal bir finans haberi gibi, âdeta borsaya bildirilen bir futbolcu transferi hafifliğinde okunabiliyor.

Dünya barışı için şarkılar söyleyip çimenlerin üstüne yayıldığımız, ateşler yakıp üstlerinden atladığımız bir anda; ABD Hazine Eski Müsteşarı Paul Craig Roberts'ın sözleri, bizi şöyle bir sarstı. Konuyla ilgili dünya üzerindeki en yetkin isimlerden biri olduğu su götürmez bir gerçek olunca can kulağıyla dinlediğimiz Bay Roberts diyor ki: "Orta Doğu savaşına odaklanan Washington, ABD ekonomisi için yapılan savaşı kaybediyor. 2011 yılı süresince ekonomideki iyileşme umutları ortadan kalkınca, ABD için bir savaş ihtiyacı, kaçınılmaz oldu." Yani bu sözleri kabaca yorumlarsak, Bay Roberts; "ABD durmadan dışarıyla ilgilendiği için, evinin içi karman çorman oldu; düzeltmenin tek yolu var, o da savaş diyor!" Roberts'ın, Amerikan ekonomisinin toparlanmasının tek yolunun yeni bir savaş olduğunu söylediği makalesinin adı bile ürpermek için yeterli: "Kıyamete Giden Yol!"

Gerçekten de rakamlar, Paul Craig Roberts'ı doğruluyor. Amerikan ekonomisi, en ciddi büyümelerinden birisini, İkinci Dünya Savaşı esnasında yaşadı. Bunun sebebi olarak, savaş dolayısıyla hükümetin yaptığı harcamalar görülüyor. Savaşların, bizlere tuhaf da gelse, ekonomiye olumlu bir etkisi var. Bu tuhaf gerçek, birkaç noktaya dayanıyor aslında: Birincisi, savaşlar dolayısıyla harcamaların olağanüstü artması ve bunun, ekonomiye âdeta hızlı bir kalp masajı yapması. İkincisi ise, ülkelerin büyük ihtimalle kendilerine sakladıkları bazı teknolojilerin, savaş zamanlarında açığa çıkması ve sonrasında da kimilerinin piyasada kendilerine sağlam yerler bulması. En popüler örnekler, otomotiv sektöründe karşımıza çıkıyor: 2. Dünya Savaşı'nda askerî araç olarak kullanılan ve sonrasında tüm dünyada popülerleşen Volkswagen ile Körfez Savaşı sonrası tanınan ve maalesef hızla sokakları kaplayan Hummer Jeep'ler gibi. Yazılım, donanım ve giyim, savaş sonrası hareketlenen sektörler arasında. Savaşın karanlık psikolojisinden çıkmak için olsa gerek, eğlence ve moda sektörleri de, savaşlardan sonra çok hızlı büyüyor. Savaş ekonomisi, sadece savaş zamanında değil, barış zamanında da ekonominin çok önemli bir parçası aslında. Brown Üniversitesinde yapılan "Savaşın Maliyetleri" adlı çalışmaya göre; ABD Savunma Bakanlığı, her yıl bir milyar doları, üniversitelerdeki araştırma ve geliştirme çalışmalarına fon olarak aktarıyor. Pentagon, toplamda, Amerikan üniversitelerine fon sağlayan en büyük üçüncü kuruluş durumunda.

Dünya üzerinde, tek görevleri savaşların ekonomiyle ilişkisini incelemek olan kurumlar var. Institute for Economics and Peace, bunlardan biri ve açıklamaları, tek bir sonuçta birleşiyor: Dünya ekonomisi, sıkışır sıkışır; sonrasında gelen bir savaş ise, küresel "normalleşme" yaratır. Dünyada bir anda yaşanmaya başlayan sözde "bahar"lar, bitmeyen gerginlikler, ekonomik tatsızlıklar... Dostlar, bu işten anlayanların yalancısıyım; yolumuz yol değil! Ne hikmetse, ABD'li olan uzmanların birçoğu; hatta eski hazine müsteşarı da hemfikir: "ABD'nin yeni bir savaşa ihtiyacı var!" Savunma sanayisinin dünyanın en etkin iki lobisinden biri olduğu düşünülürse; galiba, bu berbat sonuçtan orta vadede kaçış yok. Ekonomilerin savaşı yetmeyince, savaş ekonomisi duruma el koyacak anlaşılan! Bu durumda, modern dünyanın tam ortasında bulunan bir ülkenin sakinleri olarak, "Yurtta sulh, cihanda sulh." dilemekten başka bir çaremiz maalesef kalmıyor.

#savaş #ekonomi #Orta Doğu #körfez Savaşı #2. Dünya Savaşı #ABD ekonomisi