Lifestyle

Balenciaga’da Yeni Bir Moda Masalı: Demna Gitti, Pierpaolo Geldi

Balenciaga’da Yeni Bir Moda Masalı: Demna Gitti, Pierpaolo Geldi

Moda dünyasında son yılların en etkili ve en tartışmalı kreatif direktörlerinden biri koltuğunu devretti. Ama bu, sahneden tamamen çekilmek değil, aksine yeni bir sahneye geçiş.

21 Mayıs 2025

Yazı Zeynep Dallı

Moda dünyasında son yılların en etkili ve en tartışmalı kreatif direktörlerinden biri koltuğunu devretti. Ama bu, sahneden tamamen çekilmek değil, aksine yeni bir sahneye geçiş.

Demna'nın yeni adresi: Gucci. Peki Balenciaga'da ne oluyor? Markanın yeni kreatif kaptanı, Valentino'nun eski romantik prensi Pierpaolo Piccioli. 25 yılını geçirdiği Valentino'da kırmızı halının, couture geleneğinin ve insan odaklı tasarımın en güçlü savunucularından biri olan Piccioli, 10 Temmuz 2025 itibarıyla Balenciaga'nın başına geçiyor. İlk koleksiyonunu ise ekim ayında Paris Moda Haftası'nda göreceğiz.

Demna'nın ironik ve distopik anlatısından sonra Balenciaga, şimdi şiirsel ve duygusal bir döneme geçmeye hazırlanıyor. Ve bu geçiş, sadece estetik değil; stratejik bir dönüşüm.

Demna: Kaostan Moda Yaratmak

2015'ten bu yana Balenciaga'nın başında olan Demna, markayı sadece yeniden yorumlamadı; âdeta yeniden icat etti. Podyumlara çamur getirdi, haute couture'ü sarılmış bantlara sardı, meme kültürünü moda tarihine yazdı. Onun yönetiminde Balenciaga, sokak stilinin ironik yıldızı haline geldi. Her sezon, hem eleştirildi hem viral oldu. Ve bu, Demna'nın da planladığı bir şeydi.

Ancak her estetik akımın bir ömrü vardır. İroni de sonsuza kadar sürdürülebilir bir strateji değil. Şovlar daha da teatral hale geldikçe duygusal bağ zayıfladı. İzleyici yoruldu. Moda dünyası daha fazla içtenlik, daha fazla "anlam" arar hale geldi. Kering Group da bu ihtiyacı gördü.

Piccioli: Renkler, Duygular ve İnsan Hikâyeleri

Pierpaolo Piccioli ise couture dünyasının en şiirsel seslerinden biri. Valentino'daki görevi süresince, klasik zarafeti modern renk patlamalarıyla buluşturdu. Çeşitlilik, eşitlik ve insan hikâyelerine verdiği önem onu sessiz bir devrimciye dönüştürdü. Defilelerinde sokaktan gelen yüzler yürüdü.

Şimdi Piccioli, ironinin ve gotik estetiğin kalesi haline gelen Balenciaga'ya duygusal bir hassasiyet taşıyacak. Radikal bir değişim bu. Siyah satenler, bol kesim siluetler ve absürt aksesuarlar yerini, daha şiirsel bir moda diline bırakabilir. Ya da Piccioli, Demna'nın bıraktığı mirasla kendi tarzını kaynaştırarak yeni bir estetik yaratabilir.

Demna vs Piccioli: Moda Dilinde Bir Devrim Değişimi

Demna'nın tarzı; şok, performans ve protestoyla örülüdür. Moda dünyasına "ne giydiğin değil, nasıl konuşturduğun" mottosunu yerleştirdi. Piccioli ise, "Ne giydiğin, kim olduğunun ifadesidir" diyor âdeta. Demna, tüketim toplumunu tiye aldı. Piccioli ise insan ruhunu onurlandırmayı tercih ediyor.

Sadece yaratıcı vizyon değil, siluet de değişiyor. Demna'nın paltoları ve hoodie'leriyle şekillenen geniş ve bol kalıplar, yerini Piccioli'nin keskin hatlı, inceltilmiş çizgilerine bırakabilir. Balenciaga'da "oversize everything" dönemi, yerini Hedi Slimane kıvamında dar siluetlere bırakabilir. Muhtemelen daha zarif, daha rafine kesimler bizleri bekliyor.

Peki ya renk paleti? Demna'nın karanlık, neredeyse gotik atmosferine karşılık Piccioli'nin Valentino döneminden hatırladığımız o unutulmaz an geliyor: Colour drenching. Baştan aşağı aynı tonlara bürünmüş modeller, Piccioli'nin imzasıydı. "Negroni" kırmızısı, "nocciola" kahvesi gibi güçlü ama sofistike renklerle şekillenen keskin takımlar ve zarif setler Balenciaga podyumlarında görmeye alışık olduğumuzdan çok farklı olacak.

Ve modeller... Demna döneminde, kimi zaman kasıtlı olarak yorgun, donuk ve distopik figürler yürüyordu. Piccioli ise defilelerinde daha canlı, daha sağlıklı ve geleneksel anlamda "güzel" bedenleri tercih ediyor. Yeni Balenciaga podyumları, belki de uzun zaman sonra ilk kez gerçekten "iyi hissettiren" yüzlere ev sahipliği yapacak.

Peki Balenciaga Ne Olacak?

Bu büyük geçiş, sadece Balenciaga'nın değil, Kering Grubu'nun genel stratejisinin de bir yansıması. Son yıllarda yaşanan dalgalanmalardan sonra markalar daha "insani", daha "duygusal" bir dile yöneliyor. Moda sadece bir ifade değil; artık bir duruş, bir ruh hali.

Piccioli'nin Balenciaga'daki ilk koleksiyonu, tüm bu soruların cevabını verecek. Ama şimdiden söyleyebiliriz: Moda dünyasında yeni bir sayfa açılıyor. Kırmızı halıların romantik yıldızı, şimdi karanlık couture'un tahtında. Demna'nın yarattığı bu görkemli enkazdan neler inşa edecek, hep birlikte göreceğiz.

Daha Fazlası

Tohum Otizm Vakfı, Otizmli Çocuklar İçin İyiliği Festivale Dönüştürüyor…

Peugeot E-5008 “Art On Cars” İle Sanatın ve Teknolojinin Buluşma Noktasında

Komünite Odaklı Gastronominin Yükselişi: Gusina’nın Hikayesi

Geleneksel Meyvenin Yeni Nesil Yorumu