Kendi tasarım dünyasının efendisi: Rick Owens
Rick Owens, normları kabul etmeyerek moda ve mobilya tasarımlarına imza atıyor. Sadece tasarımlarıyla değil, sunduğu estetikle de, bir parçası olmaktan çekinseniz bile o dünyaya saygı ve hayranlıkla bakmaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Yazı: Serhat Şengül
1962 Kaliforniya doğumlu Rick Owens, Los Angeles'ta bulunan Otis College of Art and Design'da moda tasarımı eğitimi almaya başlar. Eğitimi süresince bir yandan da bir başka ticari- teknik üniversitede desen ve drapaj dersleri alır. Okuduğu okuluysa bitirmez, eğitimini yarıda bırakır.
1994 yılında kendi moda markasını kurar. Tasarımlarını başlangıçta sadece Los Angeles'ta mağazaları bulunan Charles Gallay mağazalarında satışa sunar ve büyük bir takipçi kitlesi edinir. Avrupa'da üretim yaptırıyor olması ve bu nedenle sık sık kıtaya ayak basması sonucu Paris'e taşınmaya karar verir ve Paris Moda Haftası kapsamında koleksiyonlarını sunmaya başlar. Elbette Paris'te satış noktaları edinmekte gecikmez. 'Modanın Siyahlar Hâkimi' olarak anılan Owens, özellikle deri ürünler tasarlayıp üretmede usta olarak biliniyor. 2002 yılında ilk erkek koleksiyonunu hazırladığı günden beri erkeklerin de radarına giren Owens, her parçasında hissedilen asi duruş ve sunduğu, karanlık, 'stil sahibi grunge' tarzı ve estetiğiyle dünya çapında, erkeklerin beğenisini kazanıyor.
Özellikle 2005 yılından sonra yükselişe gelen Rick Owens parçaları, sezonsuz olarak moda koleksiyonerlerinin gardıroplarına sızıyor. 2010 yılından itibaren mobilya da tasarlamaya başlayan Owens, moda tasarımındaki asi ve ham dilini, böylece mobilyalara da aktarır. Tasarımcı mermer, beton ve ahşap gibi farklı materyalleri, kontrast yaratan formlarla birleştirerek bir estetik yakalama çabasındadır. "Geleneksel güzelliği reddediyor, kendi güzelliğimi yaratıyorum." diyen tasarımcı, 2014 İlkbahar-Yaz koleksiyonunun Paris'te gerçekleşen defi lesinde sahneye her bedenden, her etnik kökenden bir dizi kadın çıkarmış, Afrika'nın bol adımlı koreografi lerinden, biraz da asabi bir tarzla dansını sahnelemişti. Klasik, incecik kızların çıkıp yürüdüğü defi lelere alışkın olan izleyicilerin hepsi şok içindeydi. Tasarımcı, kendi estetik anlayışının, normların çok dışında olmasından dolayı, şüphesiz sezonun en çok konuşulan defi lesine imza atmıştı. Nitekim 2015 İlkbahar- Yaz koleksiyonunun defi lesinde de, kadın doğuran kadınla, kadınların birbirine destek olmalarından yola çıkarak, podyuma aynı anda iki manken çıkarıyordu. Yan yana değil, üst üste… Mankenlerin, sırt çantası gibi bir başka mankenin sırtında ya da karnında baş aşağı asılı durduğunu düşünün… Elbette yine sezonun en iddialı defi lesiydi.
Rick Owens'ın tasarımlarındaki karanlık estetik için ilhamı eşi Michèle Lamy'den aldığı biliniyor. Lamy kendisi için tam bir ilham kaynağı. İşte modadan mobilyaya, tasarım yaparken ondan etkilenen Owens, fonksiyonelliği, minimal bir estetikle, zamanla çürümüş efektleriyle aslında bir yandan insanı rahatsız edebilecek bir estetiğin peşinde. Tasarımcı, oluşturduğu vitrinsiz mağazalarıyla klasik tasarım ve satış stratejilerinden farklı bir şekilde kendi yolunda ilerliyor. Ve bunu çok iyi yapıyor.
