Begüm Kıroğlu

Genetik kodlarında Osmanlı eserleri koleksiyonu yapan bir ailenin izleri olan ve Begüm Khan markası altında erkeklere özel kol düğmesi tasarımı yapan Begüm Kıroğlu, Şanghay ile İstanbul arasında mekik dokuyor. Tasarımlarıyla Uzak Doğu’da ismini günden güne sağlamlaştıran genç tasarımcı ile o diyarlara olan hayranlığını ve markasını konuştuk.

Giriş Tarihi: 09.09.2016 10:21 Güncelleme Tarihi: 09.09.2016 10:27

Röportaj: Seda KARAN

Fotoğraf: Arda GÜLDOĞAN

Sadece erkeklere özel kol düğmesi tasarlıyorsunuz ve markanız Uzak Doğu'da hayli revaçta. Başarı hikâyenizi kısaca anlatabilir misiniz?

İstanbul'da Osmanlı eserleri koleksiyonu yapan bir ailede doğdum. Çocukluğum antikacı dükkânları, bitpazarları, müzayede ve müzelerde geçti. Ailemden güzellikleri, sanatı, antikaları günlük hayatın içinde kullanmayı ve normal hayatımızla estetiği entegre etmeyi öğrendim. Sanatı duvara asılı bir resim veya vitrinin içindeki bir porselenden ibaret olarak algılamak yerine günlük hayatımızda kullandığımız ve zevk aldığımız bir şey olarak görmemin sebebi budur. Koç Üniversitesi'nde işletme eğitimi aldıktan sonra- Milano Boccini Üniversitesi'nde Lüks Markalar Yönetimi bölümünde okudum. Üniversiteden mezun olduktan sonra Asya'ya ve Asya kültürlerine olan merakım beni Çin'e, Şanghay'a getirdi. Burada da Fudan Üniversitesi'nde Çin kültürü üzerine master yaptım. Eğitimimi tamamladıktan sonra Begum Khan markasını kurdum. Sizi Uzak Doğu ile tanıştıran şey ne oldu? Aile bağlantılarım ve içimdeki büyük Asya merakı sebebiyle zaten üniversitede okurken, yaz dönemlerimi hem Çince öğrenmek hem de kültüre olan merakımdan dolayı Çin'de geçiriyordum. Bu zamanlarda Asya'nın farklı yerlerini keşfetme fırsatım oldu.

Türkiye ile Uzak Doğu'yu kıyasladığınızda en belirgin farkları nedir?

Aslında Türkiye ile Uzak Doğu'nun çok benzer tarafl arı var. Özellikle kültür olarak ikisi de Asya kültürünün uzantıları. Ayrıca İstanbul ve Şanghay'ı da çok benzer buluyorum. Her iki şehir de son derece dinamik, harika ve eğlenceli. Son yıllarda dünyanın dengelerinin değiştiğini, New York, Paris ve Londra gibi şehirlerin dinamizmini kaybettiğini, bunların yerini daha genç ve daha eklektik olan Şanghay, İstanbul ve Bombay gibi şehirlerin aldığını düşünüyorum. Uzak Doğu kültürünü biraz anlatabilir misiniz? Uzak Doğu kültürü zenginliği, derinliği, renkliliği ve sıcaklığı ile kendine özgü, çok özellikli ve son derece etkileyici. Kültürün, mimarinin, günlük hayatımda gördüğüm her şeyin egzotizmi beni içine çekiyor. Benim için hâlâ en büyük ilham kaynağı altı yıldır yaşadığım Uzak Doğu'dur. Ming porseleninin üzerinde gördüğüm bir kuş formu, Pogada kubbesi, Tibet kumaşlarındaki kaplan suratları, antika bir Pekin mücevherinin şekli ve seyahat ettiğim şehirlerin hepsi benim için ilham kaynağı olabilir.

Yılda kaç kez Uzak Doğu'ya gidip geliyorsunuz?

Bildiğiniz gibi; Şanghay'da yaşıyorum ve üretimimizin tamamı İstanbul'da yapılıyor. Bu nedenle zaten hayatım iki şehir arasında gidip gelerek geçiyor. Ayrıca çok sık iş seyahatine çıkmam gerektiği için senenin büyük kısmı Singapur, Hong Kong, Tokyo, New York, Londra, Paris ve Floransa gibi şehirlerin arasında seyahat ederek geçiyor.

Sadece erkekler için kol düğmesi tasarlıyorsunuz?

Bu fikir nasıl oluştu? Aksesuarlar, özellikle de özel aksesuarlar bir kıyafeti, bir görüntüyü tamamlayan en önemli unsur. Stil sahibi ve şık erkeklere her baktığımda, aksesuarların eksikliği gözüme çarpıyordu. Uzun zamandır, benim estetik anlayışıma uyan ve sanat ile tasarımı bir arada yansıtan kol düğmeleri bulmakta zorlanıyordum. Kol düğmeleri bir erkeğe verilen en güzel hediye bence. İçimdeki tasarım tutkusu zaman içinde beni kol düğmesi yapmaya yöneltti. Yavaş yavaş tasarımlarımı yapıp günlerimi atölyede geçirirken, kendimi birden Begüm Khan hazinesinin içinde buldum.

Kol düğmelerini bu kadar özel kılan unsur nedir sizce?

Bence en büyük şıklık detaylarda gizli olan şıklıktır, özellikle de erkek giyiminde. Kol düğmelerinin yarı gözüken, yarı ceketin arkasında saklı kalmış görüntüsü bana, çok sofi stike ve gizemli geliyor. İlk bakışta kol düğmesini görmüyorsunuz bile ama yaklaştıkça dikkat çekiyor. Küçücük bir çift kol düğmesi takan bir erkek sofi stike, bütün görüntüyü bir anda değiştirme ve kişilik katma gücüne sahip. Bence, kol düğmesi takan erkekler şıklığın detaylarda saklı olduğunu anlayan, stil sahibidir.

Kol düğmelerinin de kendine göre bir trendi oluyor mu?

Ben dünyanın, tasarımın ve trendlerin çok disiplinli olduğunu düşünüyorum. Yani trendler sadece modadan değil; edebiyat, müzik, mimari ve politika gibi birçok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor. Dünyanın en güzel tarafı, sürekli değişen ve yeniliklere açık bir yer olması. Her sezon çıkan klasiklerimiz olsa da, bugüne özel tasarımlar da yapılıyor. Son zamanlarda fark ediyorum ki; son birkaç yıldır erkekler kırmızı, mor ve turuncu gibi canlı renkler ve taşlardan oluşan kol düğmelerine çok büyük ilgi gösteriyorlar. Markanızla birlikte sizi nasıl tanımlıyorlar? En çok hangi tasarımlarınız merak uyandırıyor? İlk günden beri ticari kaygım olmadan, yapmak istediğim ve beni heyecanlandıran tasarımlar yaptım. Her tasarımı çıkarmadan önce, bir kadın olarak erkek kol düğmesi yapsam da ben bu tasarımı kullanabilir miyim, diye düşünüyorum. Benim için çok şahsi, çok kişisel bir proje. 'Begum Khan' benim hayatım oldu ve çok sevdiğim bir hayat oldu. Böcek, kaplumbağa, yengeç ve akrep gibi eklektik, eğlenceli ama sık yaptığım hayvan formları benim markam ile çok özdeşti.

'Begum Khan' aksesuarlarını hangi noktalarda bulabiliriz?

Begum Khan şu anda dünyada 20 ülkede; Harvey Nichols, United Arrows, Joyce, Apropos ve Assouline gibi 35 prestijli noktada satılıyor. Yurtdışında Süleymaniye Camii'nin kubbelerinden esinlendiğim 'The Cupola' ve 'Fes' şeklinde tasarladığım kol düğmelerim çok popüler.

Kaynak: Esquire The Big Black Book

BİZE ULAŞIN