Sporun 'özel' isimleri: Viktoria Zeynep Güneş

Başarıdan başarıya kulaç atıyor Henüz 20 yaşında olmasına rağmen yaşının çok üzerinde başarılara imza atan bir yüzücü.

Giriş Tarihi: 27.09.2018 10:21 Güncelleme Tarihi: 11.03.2019 10:16
Röportaj Kaan SANCAR
Fotoğraf Şeref YILMAZ

"Bundan yedi yıl önce şu anda bulunduğum noktada olacağımı hayal bile edemezdim." diyor milli yüzücü Viktoria Zeynep Güneş, bunaltıcı sıcaktan kaçmak için sığındığımız kamelyada, "Doğduğum ülkeden farklı bir ülkede yaşıyorum, insanlarla ana dilim dışında farklı bir dilde iletişim kuruyorum ve bir metropolde yaşıyorum, baksana. 13 yaşındayken bunların hiçbiri aklımın ucundan bile geçmezdi." O an bu söze çok dikkat etmiyorum fakat Viktoria konuştukça kafamda net bir şekilde oturuyor; sonuçta şu anda bulunduğu noktaya gelmek için sarf ettiği büyük bir emek var.


Başa dönersek; Viktoria ile yoğun programı arasındaki boşluklardan birinde buluşmak üzere anlaşıyoruz. Vakit geldiğinde Viktoria'yı kulübü ENKA'da, açık havuzlardan birinin yanındaki bir kafede bekliyorum. Oturduğum masa havuzun üzerindeki büyük dijital kronometreyi görüyor. Gözüm birkaç saniyeliğine bu cihaza takılıyor. 1, 2, 3, 4… derken saniyeler artıyor. Derken, Viktoria geliyor ve bu defa kronometreler bizim için çalışmaya başlıyor; sohbetimiz sonrasında Viktoria'nın katılacağı önemli bir idmanı var.

Doğduğu ülke olan Ukrayna'daki ismiyle anarsak Viktoria Solntseva ile birlikte sessiz bir nokta arayışına giriyor ve ENKA'nın bahçelerinden birine doğru yöneliyoruz. Bir kamelyaya oturuyoruz. İlk olarak yüzme sporuyla nasıl tanıştığını soruyorum. "Aslında bu spordan uzak durmam oldukça zordu." diyerek başlıyor sözüne 20 yaşındaki genç sporcu ve ekliyor: "Annem bir yüzme antrenörü ve teyzem de milli bir yüzücü. Dolayısıyla yüzme küçüklüğümden beri hep hayatımda olan bir olguydu. Başlayalı 14 yıl oldu, sanırım. Altı yaşımdan beri yüzüyorum."

Karşımdaki, özgüveni yüzünden okunan genç bir kadın. Bunda bu spora genç yaşta başlamasının da etkisi var, tabii. "İlk beş yıl yüzme benim için sadece bir eğlenceydi. Haftada sadece üç defa idman yapıyordum ve üzerimde çok da bir baskı yoktu." diyor Viktoria, "Sonrasında ise bu sporu profesyonel olarak yapmayı seçtim. Ukrayna'yı dünya çapındaki birçok müsabakada temsil edip ülkeme birçok başarı getirdim. Bu süreçte ve sonrasında antrenmanlarımın yoğunluğu oldukça arttı, tabii. Sonrası zaten Türkiye'ye uzanıyor."

Bunun üzerine Türkiye'ye nasıl geldiği üzerine konuşmaya başlıyoruz. Ukrayna'da yaşanan olaylardan bahsediyor Viktoria. Anlattığına göre; Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesinin ardından Ukrayna'da geleceklerinin pek de parlak olmayacağını düşünen genç sporcu ve ailesi, Viktoria'nın daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi adına, yaşadıkları Poltava kentinden farklı bir ülkeye göç etme kararı almış. Bu süreçte birçok ülke Viktoria'ya gelip kendini temsil etmesi adına teklifte bulunmuş. Gerek görüşmeler için verdiği net tarihler ve misafirperver yaklaşımıyla gerekse en yaşanılabilir iklime sahip ülke olmasıyla Türkiye, bu noktada, bir adım öne çıkmış ve nihayetinde bundan dört yıl önce sporcu ve ailesi İstanbul'a taşınmış. Bu seçiminde ailesinin kendini desteklediğini belirten Viktoria ailesinin önemini "Ailemin desteği olmasa, bu yolculuğa yalnız başıma çıkmış olsam, oldukça korkutucu bir süreç olurdu." diyerek nitelendiriyor.

Bu değişim sonrası Viktoria çalışmalarına Türkiye'de devam etmiş ve Türkiye'ye kurbağalama ve karma yüzme dallarında birçok altın, gümüş ve bronz madalya getirmiş. Viktoria'ya, bu noktada, bu başarıları elde ettiğinde nasıl hissettiğini soruyorum. "Bu duyguyu hiçbir şey ile kıyaslayamam." diyor ve derin bir nefes aldıktan sonra ekliyor, "Tabii, öncesinde inanılmaz bir şekilde çalışıyorsunuz. Fakat kazandığınızda her şey bir peri masalı gibi görünüyor gözünüze. Bu duyguyu normal yaşamda yakalamak oldukça zor."

Bu başarıları elde etmek ve kendini geliştirmek için neler yaptığını soruyorum ardından. Viktoria ilk olarak yoğun idman programından bahsediyor. Sonrasında ise son zamanlarda kendini geliştirmek için attığı en büyük adımı dile getiriyor: Üniversiteye başlamak. "Son birkaç yıldır idmanlar arasında geçen bir yaşantım vardı fakat bu sezon durum oldukça farklı çünkü üniversiteye başladım." diyor Viktoria bu konuda, "Bu yıl MEF Üniversitesi'nde çocukluktan beri hayalim olan Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler bölümüne başladım. Önceleri idmanlar arasında dinlenmek için zamanım vardı fakat şu anda bu aralıklarda okula gidip ders dinlemem ve kimi zaman da katıldığım sporcu kamplarında bile ders çalışıp ödev yapmam gerekiyor. Bu benim için oldukça zorlayıcı fakat yüzmeden farklı bir alanda kendimi geliştirdiğimi düşünürsek hoşuma da giden bir durum. Sevdiğim şeyleri yapıyorum, sonuçta, bu paha biçilemez."

Sporcu kimliğinin okul hayatını nasıl etkilediğini merak ediyorum bu noktada. "Yaptığım işe daha fazla kendimi verebiliyorum." diyerek cevap veriyor Viktoria ve ekliyor, "Sporda bir hedef koyduğunuzda o hedefi elde edene kadar pes etmiyorsunuz. Bu, dersler için de öyle. Eğer bir notu almak istiyorsam onun için pes etmeden çalışıyorum.". "Peki ya, nelerden feragat ediyorsun?" diye soruyorum bunun üzerine. "Sosyal hayatım." diyor ve ekliyor, "Çocukluğumdan beri bu böyle. Lâkin üniversite benim için bir sosyalleşme ortamı da yarattı. Okul, spor çevrem dışında insanlarla bir araya gelebileceğim bir ortamı da doğurdu. Bu sayede son bir yılda Türk kültürünü, Türklerin yaşam biçimi ve hayata bakış açılarını daha yakından gözlemleme ve Türkçemi geliştirme fırsatı buldum."

Son olarak gelecek üzerine konuşuyoruz. "Öncelikle okulumu bitirip farklı bir alanda öğrenimime devam etmek istiyorum." diyor Viktoria ve devam ediyor: "Bu, belki, psikoloji ya da gazetecilik üzerine olabilir. Tabii, bunların yanında yüzmeye de devam edeceğim. Olimpiyatlarda ve diğer müsabakalarda büyük başarılar elde etmek istiyorum."

Sohbetimiz sona ererken Viktoria idman vaktinin yaklaştığını söylüyor ve ertesi gün İngiltere'de katılacağı turnuvadan bahsediyor. O anda kronometreler bizim için çalıyor. Aradan birkaç gün geçiyor. Bu sefer Viktoria'yı TV ekranlarında görüyorum. Yarı finale kaldığı haberini alıyorum. Bu turnuvada altın madalyayı göğüsler mi tam olarak bilmiyorum ama bu kızın çok başarılı olacağından eminim.

BİZE ULAŞIN