Uçma tutkusu

İlk modern kol saati, öncü bir pilot için tasarlanmıştı. Bu saatin mimarı Cartier, bir asır sonra bu kez, koleksiyonu ve pilotu anmak için Milano’da görkemli bir yapı inşa etti.

Giriş Tarihi: 15.10.2018 12:17 Güncelleme Tarihi: 15.10.2018 12:18
Yazı Özge DİNÇ

Milano'da, 1815'te Avrupa'da barış ilkesinin kabul edilmesine adanan Barış Takı'nın (Arco della Pace) yanı başında bir yapı… 1904'te üretilen ilk modern kol saatinin, Santos'un onuruna inşa edilmiş. Milano şehri dünyanın en görkemli tasarım etkinliği Milano Tasarım Haftası'yla dopdolu; Santos Lab de bu etkinliği, aynalardan oluşan bir parantez olarak açıklıyor gibi.



Santos Lab'de yerler aynalarla kaplı; yürürken boşlukta, daha doğrusu bulutlarda süzülüyormuş gibi hissediyor, biraz da korkuya kapılabiliyorsunuz. Dünyanın önde gelen modacıları, tasarımcıları ve basın mensuplarının katıldığı, Martin Solveig'in Dj kabininde olduğu partiyle geçmişte olduğu gibi bugün de 'öncü ruhu' kutluyoruz. Bu sergi alanına 'The Legendary Thrill' (Dillere Destan Heyecan) dendiği için hepimizden heyecan uyandıracak biçimde giyinmemiz istendi. Benim yaptığımsa kimono giymek, heyecandan anladığım Japon gibi giyinmek anlaşılan; ama salonda keçi boynuzu takmış biri bile var, ki bence gecenin en doğru giyinen kişisi. Girişte hepimizi bu gecenin mimarı Alberto Santos-Dumont karşılıyor. Santos-Dumont ismi, saatten başlayarak ismen ve ruhen laboratuvarın her yerinde geziniyor.



Cartier, yeni Santos Koleksiyonu'nu anmak için amacı katılımcılara 'uçma tutkusu'nu hissettirmek olan yedi oda tasarladı.

Milano'nun ünlü tasarım stüdyolarından Studio Gió Forma'nın tasarladığı 'pop up' yapı, çok şık ve fütüristik. Bu stüdyoyu World Expo 2015 için tasarladıkları muhteşem 'Yaşam Ağacı', Moskova'daki Bolşoy Tiyatrosu için yaptıkları görkemli sahneden hatırlıyoruz. Santos için tasarladıkları bina da diğer yapıları gibi ilgi çekici; aynalar hem yeryüzünü hem gökyüzünü izliyormuşuz gibi hissettiriyor. DJ kabini üzerindeki uçak enstalasyonu, bütün ilgiyi üzerinde topluyor; Alberto-Santos Dumont'nun tasarladığı ve Eyfel Kulesi üzerinde uçan ilk kişi olmasının şahidi, 14 Bis adlı uçak bu. Gece partide verilen sislerle birlikte bir gökyüzünü andırıyor, yandaki neoklasik Barış Takı'yla hoş bir tezat oluşturuyor; geçmiş ve bugün bir arada, tıpkı ilk Santos ve yenilenen Santos Koleksiyonu gibi.



Santos de Cartier LM WHSA0007 / Santos de Cartier LM W2SA0006

Santos Lab, Alberto Santos-Dumont'a atfedilen 'öncü ruh, yaratıcı, risk alan, vizyoner, stil sahibi, arkadaş canlısı ve dünya vatandaşı olma' gibi yedi özelliğe gönderme yapan yedi odadan oluşuyor. Birinci oda Ses Duvarı adını taşıyor; bu karanlık odada sadece bir koltuk ve duvarlar var; Subsonica dingin bir besteyle uçma deneyimini hissettiriyor bize. İkinci oda Kaleydoskopik Alan'da Seb Edwards'ın yönettiği ve markanın yüzü Jake Gylenhaal'ın oynadığı 'uçma hissini' anlatan fi lmi izliyoruz; ama yatarak. Film, başımızın üzerinde.



Yenilenen Santos Koleksiyonu oldukça modern; saatin çelik ve altın bileziği uzatılıp kısaltılabiliyor, kayış tek hareketle değişebiliyor. Kare kadran ve kasadaki vidalar ise Santos-Dumont için üretilen ilk saatten bu yana aynı.

Üçüncüsü Dj setinin bulunduğu orta alan, dördüncü Alberto Santos-Dumont ile Cartier'nin kurucusu Louis Cartier'nin Paris yolculuklarını anlatan efemeralarıyla bir müze niteliğinde. Laboratuvarın geçmiş yüzü burası. Beşinci odada daha önce bahsettiğim uçak maketi yer alıyor. Altıncıda kapalı bir fanus içinde, 60 monitörün izlediği bulutları görüyoruz. Yedincide ise belki de en heyecan verici bölüm; burada dev bir kristal tüp yer alıyor. Alberto Santos-Dumont'nun meşhur uçağı 14 Bis gibi saatte 100 bin metreküp hava tüketen bir uçağın havada süzülüşü 'hissettiriliyor' bize. Tayfun gibi başlayıp yok olan bir rüzgâr vasıtasıyla. Bu odanın adı da 'Rüzgâr Galerisi' zaten.



Biz Cartier'nin SIHH 2018'de lanse ettiği yeni Santos Koleksiyonu vesilesiyle buradayız. Santos, bir pilotun hayali sonucunda üretilmiş bir saat. Alberto Santos-Dumont, bir yemekte arkadaşı ve Cartier markasının kurucusu Louis Cartier'ye tek başına bir uçağı kontrol etmeye çalışırken zamanı görmek için cep saatine bakmanın çok zor olduğundan yakınmış ve onun için bir saat üretmesini istemişti. Louis Cartier, saatçilikte dev bir 'pilot saatleri' alanı yaratacak ilk kol saatini üretti ve bu saate pilotun ismini verdi. Ki bu, öncü bir saate verilecek en doğru isimdi; çünkü öncü bir havacının ismini taşımaktaydı. Gustave Eiffel, Jules Verne gibi sanat dünyasından isimlerle arkadaşlık eden ve ters taktığı şapkası, pilot gözlükleri ve kol saatiyle bilinen Alberto Santos-Dumont o günden sonra hep bu saatle görünerek saatin tanınmasına katkıda bulundu.



Bu, kare kasalı ve bezelinde sekiz vidasıyla metalik çelik yapı dönemini hatırlatan saat zamanla hak ettiği şekilde ikonikleşti; öyle ki yuvarlak kasalı saatler döneminde bile önemini yitirmedi. Yeni Santos'lar da bu ilk Santos'un izlerini taşıyor; yalnızca biraz daha çağdaş çizgilerle ve çeşitlenmiş olarak. Artık koleksiyonda iskelet kadranlı, deri kayışlı ve altın ve çelik bilezikli Santos modelleri bulunuyor. Bana göre en hoş versiyon ise ilk kez sarı altın çeliğin bir arada kullanıldığı yeni Santos; markanın CEO'su Cyrille Vigneron, dev tasarımcı Mario Bellini ve kâşif Giovanni Soldini, gazeteci Giorgio Terruzzi moderatörlüğünde 'Bir Öncü, Hayal Kuran mıdır, Onu Gerçekleştiren mi?' konusunu tartışırken ben de bu saati inceliyorum. Yeni bir mekanizmaya sahip, antimanyetik ve suya dayanıklı Santos'larda SmartLink teknolojisi ve QuickSwitch sistemi var; saatin bileziğini tek dokunuşla kısaltıp uzatabiliyor, bileziği kasadan tek hareketle ayırıp kayış değiştirebiliyoruz. Yani Alberto Santos- Dumont bugün yaşasaydı gündüz pilot kıyafetleri üzerine giymek için uzattığı bileziği, akşamları takım elbisesiyle takmak için kısaltıp kullanabilirdi.



20. yüzyılın ilk pilotlarından Alberto Santos- Dumont, Eyfel Kulesi çevresinde uçmayı başaran ilk kişiydi. Onun sipariş ettiği ve adını taşıyan model ise ilk modern kol saati olarak tarihe geçti.

Alberto Santos-Dumont, uçma hayalinin kurulmaya başlandığı dönemde doğmuş bir Brezilyalıydı. Kahve ziraatçısı varlıklı bir ailenin oğluydu, Paris'e mühendislik okumaya gitti; aklı ise hep uçaklardaydı. Karl Wilhelm Otto Lilienthal'ın sözünü kendisine şiar edinmişti: "Uçan bir makine icat etmek kolay, onu inşa etmek zor; uçmasını sağlamak ise her şeydir." Pilot, havada uçan ilk kişilerden biri olmak için birçok deneme yaptı; o yıllarda bu denemeler makineyi inşa etmeyi de gerektiriyordu. Hayatı boyunca hava gemisinden helikoptere ve çift kanatlı uçaklara kadar 22 uçan makine tasarlayıp inşa etti; havacılığa uçan makinelerde piyano teli, vernikli ipek ve kontrplak kullanmak gibi birçok yenilik getirdi. Ülkesi Brezilya'da sıcak hava balonuyla iki sene denemeler yaptıktan sonra 1906'da Paris'te düzenlenen bir yarışmada Eyfel Kulesi üzerinde uçmayı başaran ilk kişi oldu. 14 Bis adlı 'havadan ağır' uçağıyla uçtuğu, 220m'yi 21 saniyede aştığı için üç dünya rekoru kıran pilotun adı bugün Rio de Janeiro'da bir havaalanında, Paris'te bir sokakta ve Ay'da bir kraterde yaşıyor. Santos-Dumont, seri üretimi yapılan ilk uçak olan La Demoiselle'i 1907'de inşa etti; kendisinden sonrakilerin onun deneyimlerinden yararlanması için ise mirasını ve çizimlerini bağışladı.

Santos Lab'deki orta alan 60m uzunluğunda inşa edilmiş; çünkü pilot Eyfel Kulesi üzerinde 60m mesafe kat etmişti. Efemera bölümünde Santos-Dumont'nun kutu uçağı önünde çekilmiş fotoğrafı, "En kötü zamanlarda bile umutsuzluğa kapılma, başarısızlığını yeniden başlamak için bir fırsat say." gibi sözleri ve tarihten notları yer alıyor.


Santos de Cartier MM WSSA0010


Alberto Santos-Dumont gibi hevesli, öncü pilotların 'uçma tutkusu' olmasaydı bugün İstanbul'dan Milano'ya gelemeyecektik. Öyle görünüyor ki ilk modern kol saatinin ortaya çıkması da bir süre gecikecekti.

Üzerinden yüz yıldan fazla süre geçmiş ve bugüne de hitap eden bir saat koleksiyonu ortaya çıkarmak kutlanacak bir iş, saatçilik endüstrisi bunu hep başardı ve başarıyor; hep hoşuma giden şeylerden biri de, bir koleksiyona öncülük eden pilotun uçma tutkusunu bize hissettiren bir iç yapıyı inşa etmeyi 'hayal eden' vizyon. Üstelik Tasarım Haftası biter bitmez yıkılacak bir yapı.

"Bir varmış bir yokmuş…"; zaman gibi.

Esquire Türkiye
The Big Black Book

İlkbahar-Yaz 2018

BİZE ULAŞIN