Klasik otomobillerin yarıştığı bir ralli hayal edin

Klasik otomobiller ile lüks saatler arasında inkâr edilemez benzerlikler vardır; ikisi de özenle tasarlanır, mükemmel hassasiyetle üretilir ve sadık hayranlarına ilham kaynağı olur. Çoğunlukla bir klasik otomobil kullanıcısı aynı zamanda saat tutkunudur.

Giriş Tarihi: 18.11.2019 12:25

YAZI CHRISS HALL

El işçiliğinin ve hassas mühendisliğin gitgide azaldığı günümüz "dijital" dünyası da sık sık saat ve klasik otomobillerin dayanışmasına sahne oluyor. Goodwood Hız Festivali ve Chantilly Arts & Elegance gibi önemli otomobil etkinlikleri bunun kanıtı niteliğinde; hepsi saat markalarının sponsorluğunda düzenleniyor.

Saatleri olduğu gibi klasik otomobilleri de bir statü sembolü olarak gören kişilerin sayısı da gitgide artıyor. Bu değişimi, 2000'li yılların başından itibaren artmaya başlayan müzayede fiyatlarında da görmek mümkün. Durgun piyasanın biraz da spekülatörler tarafından ateşlenmesi ile A sınıfı otomobiller için istenen meblağlar bu marketin tümüyle büyümesine ve Ford Escort Cosworth ya da Peugeot 205 GTi gibi 1990'ların spor otomobil meraklısı gençlerinin kullandığı otomobillerin bugün birer klasik olarak görülmesine önayak oldu. Bu segmentteki dünya rekoru, geçtiğimiz Haziran ayında satılan, 1963 Le Mans ve Angola Grand Prix gibi yarışlarda boy göstermiş ve hiçbir hasar görmemiş Ferrari 250 GTO'ya ait; yaklaşık 52 milyon pounda satıldı!

Bunu ayrıca, David Brown Mini'den Eagle E-Type'a uzanan "yenilenmiş" (asla taklit kelimesini kullanmayın) klasiklere olan artan talepte de görebilirsiniz. Tartışmaya açık bir şekilde, şu anda en çok rağbet gören "yeni" otomobil ise Singer DLS; 1.4 milyon poundluk, içi ve dışı California'lı bir otomobil çılgını tarafından yenilenmiş, 30 yaşında bir Porsche 911.


COUPE DES ALPES ETKİNLİĞİ; İTALYA, 2016

Aslında bu araçları her yerde görebilirsiniz; mesela Instagram ve YouTube ünlüsü Petrolicious'un kanal veya sayfasında #DriveTastefully hashtag'i ile birlikte, Mercedes 190SL'in kaputuna yaslanmış bir David Gandy izlediğimiz Wellman multivitamin reklamlarında ve daha birçok yerde.

Tabii, bir de Goodwood gibi etkinlikler var. Goodwood; otomobil sahipleri ve izleyicilerin İngiltere Sussex'deki bir malikanede, geçmişten miras kalmış, pırıl pırıl parlayan fantezi otomobillere not verdikleri bir müsabaka. 1993'te küçük bir toplantı olarak başlayan bu etkinlik, bir günde 150 bin bilet satılabilen bir organizasyona dönüşmüş durumda. Şimdilerde Avrupa'da, bakımlı özel arazilerde ya da birazcık düz olan herhangi bir alanda, Nisan'dan Ekim'e kadar her hafta sonu bir klasik otomobil festivali ya da fuarına rastlamak mümkün.

Goodwood, hak ettiği üzere bu otomobillerin mabedi olarak kabul edilse de; bu tür etkinliklerin herkes için tatmin edici olmadığı bir gerçek. Sonuçta araçların gücünü görebildiğiniz yer yollar ve bu fuarlarda performans sergilemeleri epey zor. Lamborghini'nin güncel, göz alıcı detaylarını incelemek iyi, hoş ama işin duayenleri o sırada kilometrelerce uzakta düzenlenen yarışlarda başarılarına başarı katıyorlar. Paris-Nice arasında gerçekleşen Fransız 2018 Tour Auto, Brescia'dan Roma'ya gidiş-dönüş içeren İtalyan Mille Miglia ya da katılımcıların sadece davet yoluyla alındığı üyelik temelli lüks bir ralli...


MILLE MIGLIA'DA MERCEDES KULLANAN BİR YARIŞMACI

Bu etkinliklerdeki otomobil koleksiyonerleriyle kısa süreliğine bir araya gelseniz dahi mutlaka size katıldıkları, Monaco'lu emlak kralları ya da Hollanda'lı fabrikatörler tarafından düzenlenen özel yarışlarla ilgili anılarından söz etmeye başlıyorlar. Tabii, şunu da belirtmek gerek: Sık sık "ralli" kelimesini kullanıyoruz ama Colin McRae tarzı ralliden bahsetmiyoruz. Bahsettiğimiz, "kurallara uygun" bir ralli: Yaşı ve gücü değişen araçlar arasında eşit şartlar sağlamak üzere oluşturulmuş, pilot ve co-pilotun kendileri için özel olarak belirlenmiş bir zamanda belirli bir rotayı tamamlamak için yarıştığı, erken ya da geç varması halinde cezalandırıldığı bir konsept. Bu rallilerin en ünlüsü ise Milli Miglia. 1950'lerde inşa edilmiş 1600 km'lik, daire çizen, dolambaçlı yollarda yapılan bir mücadele. Yarışla ilgili bir kural listesi olsa da, Milli Miglia her daim çılgın ve kural dışı girişimlere sahne oluyor.

Geçtiğimiz yıl Avrupa'da buna benzer birçok etkinlik düzenlendi. Hepsi de nefes kesen doğa manzaraları, otomobil tarihi ya da her ikisini birden içerdi. Mesela 1932-1971 arası düzenlenen orijinal Alp Rallisi'nin rotasını kullanan Coupe des Alpes... Evian'da başlayan bu yarışta sürücüler Cannes'a inmeden önce 19 dağın zirvesine çıkıyorlar. Bizzat organizatörlerin belirttiği üzere, yarışta önem verilen "eğlenceyle otomobil kullanma tutkusunu bir araya getirmek". Ralliye yaklaşık 200 sürücü katılıyor ve akşam yemeğinde kiminle karşı karşıya geleceğinizi asla bilemiyorsunuz. Erkekler arasında oluşan yoldaşlık duygusu, katılımda önemli rol oynuyor.

15 ve üzeri ülkeden katılan bankacılar, eski profesyonel futbolcular ve müzayede evi yöneticilerinin yanı sıra etkinliğin daimi katılımcısı olan bir pop star da var. "Buraya havayolu ile gelmek kolay ama seyahatin çoğunu küçücük bir ekrandan film izleyerek geçiriyorsun" diyor Coldplay'in bas gitarcısı ve otomobil tutkunu Guy Berryman. Cotswolds'taki evinde bir Abarth 750 Zagato, bir Bugatti Veyron, bir Alfa Romeo 6C Villa d'Este ve diğer araçlarına yetecek kadar park alanı var. Son saydığım otomobilde 1960 model bir Chevrolet Corvette'in motoru var ve bu sayede daha üstün performans sunuyor. Berryman, bu motoru tuttuğu özel dedektif yardımıyla Atlanta, Georgia'da bulmuş.

"Otomobille yolculuk yaparken etrafı iyice gözlemleyebiliyor ve içinden geçtiğin yerlerin iklim ve kültürlerini deneyimleyebiliyorsun. Ama bu yolcuğu klasik bir otomobille yapıyorsan, bunların hepsini 'hissediyorsun'. Klasik otomobillerle yapılan rallilerin neden çekici olduğu açık: Her şeyi görüyorsun, hissediyorsun ve eve tatmin olmuş hissederek dönüyorsun." Coldplay turnelere bir yıl ara verdiğinde, ralliler Berryman için mükemmel bir gerçek hayattan uzaklaşma aktivitesi olmuş. Bir de Yellow parçasının büyük başarısından payına düşen parayı bir yerlerde harcaması gerekiyormuş! Bu arada, yakında The Road Rat ismiyle kendi otomobil dergisini yayınlamayı düşünüyor.

Tabii, haz duygusuna ulaşmak kimi zaman oldukça zorlayıcı olabiliyor. Aslına bakarsanız, klasik otomobillerle yapılan rallilerin çekici noktalarından biri de yolculuğun bir takım aksiliklerle karşılaşma garantisi sunması. Berryman bunu şu şekilde ifade ediyor: "Klasik otomobil kullanırken karşılaştığınız problemler, varmak istediğiniz noktaya gitmeye çalışmanızla başlıyor. Bu araçları kullanırken sürekli tekrar eden olaylar var. Ya yakıt pompanız bozulur ya motordaki silindirlerden bir ya da ikisi sorun çıkarır ya motor gereğinden fazla ısınır ya da pencereniz kapının içine düşüverir… Listeye eklenebilecek daha sayısız ihtimal var ve birçoğunu bizzat yaşadım. Ne yapıp edip aracınızı bitiş çizgisine ulaştırmanız gerekiyor. Yerel bir tamirciye gidip, ustayla iletişim kurmak da her defasına ilginç oluyor çünkü karşınızdaki kişi büyük ihtimalle şu üç seçenekten biri çıkıyor: a) 80'lerinde ve ağır işiten, b) sadece yerel dili bilen, c) huysuz."

Ralli parkurları zorlaştıkça anlatılan hikayeler de ilginçleşiyor. Klasik saat kadranlarını büyük duvar saatleri ile buluşturan bir replika şirketi olan, hatta Audemars Piguet ve Tag Heuer'in eşantiyon ürünler üretmesi için ortaklık kurduğu İsviçreli iş insanı Daniel Spadini, bir gün haberlerde 1907 Pekin-Paris rallisinin yeniden canlandırmasını izlerken, bir anda ralliye ilgi duymaya başlamış.


DANIEL SPADINI'NİN JAGUAR MK1 3.4'Ü

"75 klasik otomobil Pakistan-Hindistan sınırını geçmişti. Katılabileceğim bir sonraki ilk uzun yol rallisine dahil olmaya karar verdim. Bir Jaguar Mark 1 3.4 aldım ve bir ustanın yardımıyla üzerinde bir buçuk yıl çalıştım. Sonra da 2000 Londra-Pekin yarışına katıldım." Son 18 yılda Spadini 10'dan fazla yarışa katılmış ve bir sürü anı biriktirmiş: Moğolistan'da bir gün boyunca frenleri hiç kullanmadan araç sürmek, bir Jaguar'ı su seviyesi yükselen bir nehre kurban vermek, 2016 Rally of the Incas'ta buhar kısılması (yüksek rakımlarda petrolün kaynayıp borulardan buhar olarak çıkması) ile başa çıkmak zorunda kalmak... Bu sıkıntılara rağmen, ya da belki sayesinde demeli, Pekin-Paris rallisini düzenleyen Endurance Rally Association'ın (ERA) açıkladığı verilere göre klasik otomobil yarışları şu anda hiç olmadığı kadar popüler. Katılmak için ismini yazdıran, bekleme listesinde 50'den fazla sürücü var.

"Son zamanlarda otomobil yarışlarına ve uzun yol sürüşlerine olan ilgi büyük çapta arttı" diyor Phillips Müzayede Evi'nin eski uluslararası saat uzmanı ve kendi çapında klasik otomobil koleksiyoneri olan Paul Maudsley. "Bu ilginin arkasındaki asıl faktör, yarışların üst düzey resmiyetten kurtulup, daha rahat ve açık bir stile kavuşması. Tabii, sosyal medyanın etkisi de var. Paylaşımlar, etkinliklerin büyümesini ve güçlerinin artmasını sağladı. Böylece çekicilikleri de arttı. Bir zamanlar insanların emekli olunca katıldıkları yarışlar şimdi 25-45 yaş arası herkesi çekiyor. Bak, ben de bu aralığa uygunum!" Tüm bunlar ucuza mal olmuyor şüphesiz. İngiltere'de iki ya da üç gün süren kısa rallilere giriş ücreti yaklaşık 3 bin Euro. Buna konaklama, akşam yemekleri ve karşılaşılabilecek herhangi bir teknik sorunda yardım dahil. Ralliye gidiş-geliş masrafları, yakıt ve diğer harcamalar ise kişinin kendisine ait.


PEKİN-PARİS RALLİSİNDEN 1939 MODEL BİR CHEVY COUPE, 2016

Avrupa, ABD, Asya ve Ortadoğu'da ofisleri olan taşımacılık şirketi Cars ile bir klasik otomobili Alpler'e getirip götürmek de 6 bin Euro kadar tutuyor. Etkinliğin süresi uzadıkça rakam da artıyor. Millie Miglia vergiler hariç yaklaşık 8 bin Euro'ya mal olurken, gelecek yıl Pekin'den Paris'e düzenlenecek ralli gibi daha uzun soluklu etkinlikler daha fazla ücret gerektiriyor. Öyle ki, bu etkinliğe katılmak isteyenlerin sadece katılım için yaklaşık 55 bin Euro'yu gözden çıkarmaları gerekiyor. Ücrete 36 gece konaklama, vizeler, mekanik-medikal yardım ve Gobi Çölü'nde yararlanılabilecek bir tanker yakıt dahil. Ayrıca bir 100 bin Euro'nun da elden çıkacağını varsaymalı. Bu rakamın çoğu otomobili etkinliğe hazırlamak için gerekiyor.

Özel klasik otomobiliniz, Avrupa yollarında dolaşmak üzere lastikleri değiştirilip normal bakıma girdikten sonra hazır oluyor olabilir. Ancak yarışın zorluk seviyesi artıp, yollar kötüleştikçe bitiş çizgisine ulaşabilmek için aracınızın her koşul için yeterli olduğundan emin olmalısınız.

Belki şaşırtıcı gelebilir ama en zor ve en uzun ralliler hariç diğer yarışlara, başlangıç seviyesindeki adaylar da kabul ediliyor. Hatta bazı etkinliklere katılım için araca bile ihtiyacınız yok. Örneğin İngiliz HERO (Historic Endurance Rally Organization), "gel ve sür" programı ile size Ford Cortina GT, Porsche 911 ya da savaş öncesi bir Aston Martin gibi seçenekler arasından birini kullanma imkanı tanıyor.

Eğer bu etkinliklere katılacaksanız takacağınız saat üzerine de biraz düşünmeniz akıllıca olacaktır. Sonuçta, saat dünyası ile gücünü petrolden alan bu dünya, savaş sonrası motor sporunda yaşanan patlamadan bu yana iç içe; o dönemden itibaren Tag Heuer ve Minerva gibi İsviçreli saat markaları pit şeritlerini işgal etmeye başlamış, ikonik kronograf tasarımlarından bazılarını (Tag Heuer'in Carrera'sı, Rolex'in Daytona'sı, Omega'nın Speedmaster'ı) ortaya çıkarmıştı. Yeni bir İngiliz saat markası olan Farer Watches'un kurucu ortağı ve hem otomobil hem saat koleksiyoneri olan Paul Sweetenham'ın da dediği gibi; "Saatler size istediğiniz tüm o dünyalara ulaşma imkanı tanır; örneğin Goodwood Hız Festivali'nde saat takmadan boy göstermekle kolunda saatle insanların karşısına çıkmak arasında büyük fark vardır."


MILLE MIGLE'NİN ÖN YARIŞI ÖNCESİ SÜRÜCÜLER, RALLİ YETKİLİLERİ VE BASIN MENSUPLARI MASERATI'LERİN ETRAFINDA TOPLANMIŞ; BRESCIA, İTALYA, NİSAN 1955

Saat dünyası rallileri yakından takip ediyor. Chopard'ın 1988'den bu yana Mille Miglia'ya sponsor olması gibi uzun zamandır devam eden ortaklıkların yanında, Goodwood Hız Festivali'nin resmi saat sponsoru Montblanc ve Concours d'Elegance'ın sponsoru A Lange & Söhne gibi bir Mercedes-Benz 300SL Gullwing ya da Bugatti Aerolithe'in sağlayabileceği itibarı kullanmaya başlayan yeni isimler de var.

Bazı markalar ise bunu bir adım ileri taşımış durumda. Mesela Farer, yayınladığı videoda kurucusu Paul Sweetenham'ı markanın kurmalı saatlerinin ilk partisini almak için ikonik Jaguar Series 1 E-Type ile İsviçre'ye giderken gösteriyor; Bremont Watch Company'nin kurucuları Nick ve Giles English de yakın zamanda iki etaplı ABD uzun yol seyahatlerini bir 911 ve bir E-Type ile gerçekleştirmişler. Ve elbette anlatacak bir sürü hikaye ile geri dönmüşler. Giles, "Uzun yol seyahatinin en zor yanı, güzel arabalarımızın sıcaktan alev topuna dönmesini önlemekti" diyor. Nick'in otomobili yüksek ısı nedeniyle neredeyse alev alıyormuş. "Büyük Amerikan otomobilleri tarafından zarar görmelerini engellemek de zordu. Nihayetinde en büyük başarımız hayatta kalabilmek oldu!" diyor.

Saatler ile klasik otomobiller arasındaki en uyumlu birliktelik ise belki de en beklenmedik yerden geliyor. 2007'de Hollandalı bankacı Joost Vreeswijk en büyük tutkusunu hayata geçirmiş; az bilindik İsviçreli bir saat markası olan Lonville'i sınırlı sayıda üretim yapan, sadece randevu ile görüşme alan, zarafeti ile öne çıkan ve ilhamını 1950'ler ile 60'ların kronometrelerinden alan bir markaya dönüştürmüş. İki yıl sonra diğer ilgi alanına yönelerek, özel olarak seçilmiş bir grup klasik otomobil severi bir araya getiren ve yılda bir kez düzenlenen Lonville Classic rallisine start vermiş. Şimdiye kadar bu grup, çoğunluğu İsviçre Alpleri'nde olmak üzere, Kuzey İtalya'nın muhteşem gölleri çevresinde ve 2017 yılında bir süreliğine İskoçya'da oldukça fazla yol kat etti.

Lonville Classic, "kurallara uygun" bir ralli olarak yürütülse de lüks yaşama atıflar yapmaktan da geri kalmıyor; Michelin yıldızlı restoranlarda öğle yemekleri, yolculuk boyunca 5 yıldızlı otellerde konaklama...

Joost Vreeswijk'in de belirttiği üzere bu, rekabetçi rallilere kıyasla kişisel zevklerinizi daha fazla yaşayabileceğiniz, daha rahat bir macera. Vreeswijk, "Londra'dan İsviçre, Lugano'ya taşınalı 12 yıl oldu. Muhteşem doğayı ve yemekleri deneyimleyebilmeleri için konuk ağırlamaktan büyük zevk alıyoruz" diyor. "İlk resmi Lonville Classic de 2009 yılında böyle başladı; yaşadığımız çevreyi klasik otomobil sever yakın arkadaşlarımıza tanıtmak için düzenlemiştik. O günden bu yana Lonville Classic'te katılımcılarımızı özel aktivitelerle buluşturuyoruz. Onlardan manzara önünde otomobillerini resmetmelerini ve otomobilleriyle en fazla uyum sağlayan giysilerini giymelerini istiyoruz. Yaş aralığı konusuna gelirsek, her yaştan katılımcının olduğunu söyleyebilirim; genç sürücülerden tipik klasik otomobil tutkunlarına kadar. Ama bu etkinliğin karakterini en iyi yakalayanlar çiftler; öğle yemeği olarak sandviç yiyen, uykusuz kalan ve bunlarla dayanıklılığını test ettiğini düşünen tipik ralli sürücüleri değil."

Etkinliğe katılan araç çeşitliliği ise diğerlerinde olduğu kadar geniş. Mesela aynı ailenin üç nesli tarafından kullanılmış 1926 model bir Isotta Fraschini, ABD'den getirilmiş leopar derisi döşemeli bir Lancia Zagato ve daha nicesi. Tabii, bir de yarışma var… Katılımcılardan biri bu rallinin tarihinde ölümsüzleşme şansına sahip. Ama bu bir plaketle ya da Şöhret Listesi'ne ismi yazılarak olmayacak.

Vreeswijk ödülü şu şekilde açıklıyor: "İllüstrator Guy Allen'a (müşteri listesi Lotus ve Porsche'den Penguin Yayınları'na kadar uzanıyor) ulaştım ve ondan vintage seyahat hissiyatı veren bir ralli posteri yaratmasını istedim. Kazanan otomobil, gelecek yılın posterini süsleyecek." Konu rafine klasik otomobiller olduğunda bundan daha onurlandırıcı bir ödül düşünülemezdi.

BİZE ULAŞIN