Özgür bir ruh 'Nilperi Şahinkaya'

Naif güzelliği ve başarılı oyunculuğu sayesinde gönlümüzde kısa zamanda 'güzel'bir yer edindi.

Giriş Tarihi: 17.12.2014 14:25 Güncelleme Tarihi: 17.12.2014 14:28
ESQUIRE: Küçüklüğünden beri birçok ülke gezmişsin. Bunun sana nasıl katkıları oldu?

NİLPERİ ŞAHİNKAYA: Çok gezmek, çok görmek, insanı hayattaki atılımlarında daha cesur biri yapıyor. Dünya daha küçük, hedeflerim daha ulaşılabilir hale geliyor. Başarısızlıktan korkmuyorum. Bunun bana kattığı başka bir özellik de, her şeyden ve her yerden çabuk sıkılıyor olmam. Küçükken sürekli yeni hayatlara başlamak zorunda kaldığım için, şimdi de bunun devamı gelsin istiyorum. Kimseye ya da hiçbir duruma bağlanmıyorum. "Artık bitti." dediğim anda bir daha geriye dönüp nostalji yaşamam. Devamlı ileriye dönük, yeni deneyimlere açık yaşarım. İnsanlarla daha rahat iletişim kurarım. Avrupalılar kendini ifade etme konusunda iyidir. Karşısındakine suçlayıcı şekilde değil, çözüme odaklı bir biçimde ilerlerler. Ayrıca Fransız sisteminde aldığım eğitim sayesinde, her bakış açısına açık, kendi doğrularımda esnek olmak gibi bir özelliğim var. Rahatlıkla empati kurarım. İnsanların karakter analizlerini doğru yaparım. Oyunculuğuma bu yönde katkısı oldu.

ESQ: Sence küçükken bu kadar fazla yer dolaşmak aile ve çocuk için iyi bir seçenek mi?

: Küçükken her ne kadar zorlayıcı olsa da, insana kattıklarını düşündüğümde, çocukların farklı ülkelerde yaşamasını yanlış bulmuyorum.

ESQ: Türkiye'ye geldiğinde hangi konularda zorlandın?

: Türkiye'ye döndüğümde, insanların hemen kaynaşması beni şaşırtmıştı. Ben hâlâ yeni tanıştığım biriyle kolayca yakınlaşamam. Türkiye'de çok yakın temas var. Duygularımızı daha dışa dönük yaşıyoruz. Öfkelendiğimizde hemen bağırıyor, sonra hemen barışıyoruz. Aslında bu benim hoşuma gidiyor. Hayatı daha canlı yaşadığımızın göstergesi. Burada erkekler, kadınlara çok daha saygılı ve düşünceli. Öncelik tanımak, kadına hizmet etmek ufak görünen nüanslar olsa da kadına gerçekten kendisini dişi hissettiriyor. Avrupa'da kadınlar bu kadar el üstünde tutulmuyor. falarca oynamak istemem, her zaman farklılık isterim. Oyuncu için heyecan verici olan şey; yeni bir karakter yaratmaktır. Güçlü ama iyi huylu karakterlere yönelmek isterim.

ESQ: Yurtdışı için planların var mı?Dünyaya açılan bir Türk oyuncu olmak sence zor mu?

: Yurtdışında da mesleğimi yapmak isterim. Bir sürü dil biliyorum, bunlardan faydalanmak, başka setler görmek isterim. Ama bu konuda acelem ya da takıntım yok.

ESQ: Kısa vadeli hedefin nedir? NŞ: Hedeflerle yaşamaktan sıkıldığım için, yeni hedefim hedefsiz ilerlemek; hayat ne sunuyorsa onu olduğu gibi kabul etmek.

ESQ: Disiplinli bir yaşam tarzın mı vardır? Gün içerisinde "Mutlaka yapmam gerekli." dediğin alışkanlıklar neler?

: Günlük hayatta vaktim oldukça deniz kenarında yürüyüş ya da yoga yaparım. Beklemeyi hiç sevmediğim için yanımda hep bir kitap taşırım. Onun dışında genelde sette ya da tiyatroda oluyorum.

ESQ: İlişkilerinin kariyerini etkilemesine izin verir misin? Senin için aşk mı, iş mi daha ön plandadır?

: İlişkilerimin işimi etkilemesine izin vermem ama her şeyden önce aşk gelir. Aşka büyük önem veriyorum ve aşk, ruh halimi çok etkiliyor. Aşkta her şey yolunda olduğunda işimde de daha verimli oluyorum ama işimi de aşkla yaptığım için özel hayatımın kötü olması işimi etkilemiyor. Sette ya da sahnede olmak bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Bütün aksilikleri unutuyorum.

ESQ: Her yerde aynı mısındır, yoksa yakından tanıyanlar başka bir Nilperi ile mi karşılaşır?

: Biriyle tanıştığım anda yakınlaşamam. Önce karşımdaki insanı incelerim. Birine güven duyduğum andan sonra gözüme perde iner. İyi günde de, kötü günde de yanında olmaya özen gösteririm. Kin tutmam. Geçmişi çok çabuk unuturum. Sadece çok yakın arkadaşlarıma fikir danışırım. Dinlemeyi ve gezmeyi çok sevdiğim için arkadaşlarım benimle dertleşmeyi ve dışarı çıkıp eğlenmeyi sever.

ESQ: 'Kiraz Mevsimi'nin bu kadar tutulacağını tahmin etmiş miydin?

: Bir projeye başlamadan önce bunu düşünmem. Tek kriterim; senaryo ve karakterin içime sinmesi.

ESQ: Burada oyunculuk yapmak diğer ülkelere göre daha mı zor? Ya da burada kalma sebebin Türkiye'yi sevmek miydi?

: Burada kalmamın sebebi, kendimi ne olursa olsun evimde hissetmekti. İşimi de kendi ülkemde, kendi dilimde konuşarak yapmak istedim. İnsanlar mesleki hayatta başarılı olduktan sonra yurtdışına kaçıyor. Bence tam tersi yapılmalı. Kendi ülkemize elimizden geldiğince faydalı olmalıyız. İyilerin hepsi giderse geriye sadece vasatlar kalır ve ilerleme kaydedemeyiz.

ESQ
: İnsanların burada birbirine daha çok karıştığını söylemişsin. Sence bu, ikili ilişkilerde de böyle mi? Türkiye'deki kadın erkek ilişkilerini Avrupa'yla kıyaslarsak ne diyebiliriz?

: Türkiye'de her ilişki türünde olduğu gibi, aşk ilişkilerinde de insanlar birbirinin seçimlerine fazla müdahale ediyor. Erkek kadını, kadın da erkeği değiştirmek için her şeyi deniyor. İki tarafta değişince sıkılıp ayrılıyorlar. Oysa kadın ve erkek birbirini tüm zıtlıklara rağmen kabul etse, ilişki gelişir ve güzelleşir. Avrupa'da ilişkiler daha uzun soluklu. Çünkü karşı tarafın kararına saygı duymak gibi bir özellik var.

ESQ: Buraya geldikten sonra geleceğin için nasıl bir yol izledin?

: İlk işim lisenin tiyatro topluluğuna yazılmak oldu. Festivallerde ödüller kazandım. Bu da beni motive etti. Ardından hemen konservatuara girdim. Okurken ajansa kaydoldum.

ESQ: Tiyatro ve dizi sektörüne girişin nasıl oldu?

: Konservatuardayken 'Deniz Yıldızı' dizisinde oynamaya başladım. Bu, bana büyük deneyim kazandırdı. Kamera önündeki heyecanımı yendim. Mezun olup İstanbul'a yerleşince ilk profesyonel projem olan 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisine başladım. Mezun olmadan iki ay önce diziden teklif gelmişti. Tiyatro içinse çevremdeki insanların hepsi benim adımı sunmuş. Her iki oyunum için de sürpriz bir şekilde telefondan ulaşıldı. Ardından seçmelere girip kazandım.

ESQ: Ailen seni destekliyor muydu?

: Ailem beni hep destekledi. Daha dokuz yaşımdayken aldığım oyunculuk kararımdan beri hep arkamda oldular. Bizim ailede herkes ya diplomattır ya da avukat. Bazı aile üyeleri para kazanamayacağımdan korktu. Onlarınki gibi daha garantili bir meslek seçmemi önerdiler. Ama annem ve anneannem onları da ikna etti. Şimdi herkes mutlu.

ESQ: Kötü karakterlerle insanı ekran karşısında rahatsız etmeyi başarabiliyorsun. Oyunculuğunun bu kadar iyi olmasını neye bağlıyorsun?

: Oyunculuğumun iyi olmasını duymak beni çok mutlu ediyor. Daha iyi olmak için motive edilmeye ihtiyacı olan biriyim. Kendime güvendiğimde her şeyi başarabilirim. Aslında hepimiz öyleyiz. Artık oyunculuğuma güveniyorum. Güvendikçe de gelişiyorum. Oynarken kendimi bırakıyorum. İçimden ne geliyorsa yapıyorum. "Ya komik olursa?" korkusu yok.

ESQ
: Ne tarz rollere yönelmek isterdin?

: Bundan sonra kötü karakter canlandırmak istemem. Bu projeyi; senaryoyu ve yönetmeni (Filiz Gülmez Pakman) çok sevdiğim için istedim. Aslında hiçbir rolü defalarca oynamak istemem, her zaman farklılık isterim. Oyuncu için heyecan verici olan şey; yeni bir karakter yaratmaktır. Güçlü ama iyi huylu karakterlere yönelmek isterim.

ESQ
: Yurtdışı için planların var mı? Dünyaya açılan bir Türk oyuncu olmak sence zor mu?

NŞ: Yurtdışında da mesleğimi yapmak isterim. Bir sürü dil biliyorum, bunlardan faydalanmak, başka setler görmek isterim. Ama bu konuda acelem ya da takıntım yok.

ESQ: Kısa vadeli hedefin nedir?

: Hedeflerle yaşamaktan sıkıldığım için, yeni hedefim hedefsiz ilerlemek; hayat ne sunuyorsa onu olduğu gibi kabul etmek.

ESQ: Disiplinli bir yaşam tarzın mı vardır? Gün içerisinde "Mutlaka yapmam gerekli." dediğin alışkanlıklar neler?

NŞ: Günlük hayatta vaktim oldukça deniz kenarında yürüyüş ya da yoga yaparım. Beklemeyi hiç sevmediğim için yanımda hep bir kitap taşırım. Onun dışında genelde sette ya da tiyatroda oluyorum.

ESQ: İlişkilerinin kariyerini etkilemesine izin verir misin? Senin için aşk mı, iş mi daha ön plandadır?

NŞ: İlişkilerimin işimi etkilemesine izin vermem ama her şeyden önce aşk gelir. Aşka büyük önem veriyorum ve aşk, ruh halimi çok etkiliyor. Aşkta her şey yolunda olduğunda işimde de daha verimli oluyorum ama işimi de aşkla yaptığım için özel hayatımın kötü olması işimi etkilemiyor. Sette ya da sahnede olmak bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Bütün aksilikleri unutuyorum.

ESQ: Her yerde aynı mısındır, yoksa yakından tanıyanlar başka bir Nilperi ile mi karşılaşır?

: Biriyle tanıştığım anda yakınlaşamam. Önce karşımdaki insanı incelerim. Birine güven duyduğum andan sonra gözüme perde iner. İyi günde de, kötü günde de yanında olmaya özen gösteririm. Kin tutmam. Geçmişi çok çabuk unuturum. Sadece çok yakın arkadaşlarıma fikir danışırım. Dinlemeyi ve gezmeyi çok sevdiğim için arkadaşlarım benimle dertleşmeyi ve dışarı çıkıp eğlenmeyi sever.



ESQ
: 'Kiraz Mevsimi'nin bu kadar tutulacağını tahmin etmiş miydin?

NŞ:
Bir projeye başlamadan önce bunu düşünmem. Tek kriterim; senaryo ve karakterin içime sinmesi.

Röportaj : Ezgi Uzun Fotoğraflar: Burak Teoman

BİZE ULAŞIN