En yetenekli illüzyonist İstanbul’da

Harry Houdini’den bu yana pek çok illüzyonist gözbebeklerimizi büyütmeyi başardı.

Giriş Tarihi: 22.05.2018 15:36 Güncelleme Tarihi: 22.05.2018 16:47

Röportaj: Emrah SAKA

Yeni dönemin en yetenekli isimlerinden biri ise Antonio Díaz. 28 yaşındaki İspanyol illüzyonist Antonio Díaz, TV programı için kendisini New York'a ışınladı ve bu gösteriyle Ulusal Sihir Ödülü'nü kazandı. DMax kanalında yayımlanan 'Pop Illusionist' (Popüler Sihir) programında 'Altı Derecelik Uzaklık Teorisi'ni sınayarak Avrupa sokaklarını dolaşıyor. Bu teoriyle örneğin Stephen Hawking'i Pink Floyd grubunun davulcusu Nick Mason'la kendi yanılsama ustalığıyla tanıştırıyor.

Díaz, İstanbul'a gelince onu hemen yakaladık ve biraz terlettik.

Esquire: Öncelikle 'Altı Derecelik Uzaklık Teorisi'ni konuşalım. Bu teoriyi ve bu teoriye gösterinde neden yer verdiğini bize biraz anlatır mısın?

Antonio Díaz: 'Altı Derecelik Uzaklık Teorisi', hem sihirli hem bilimsel bir teoridir. Teoriye göre dünyada ulaşmak istediğiniz kişiyle aranızda sadece 6 kişi var ve doğru bağlantıları kullanarak bu kişiye ulaşabilirsiniz. Bu teoriyi duyduğumda çok etkilendim. Yolda yürürken birini düşünür ve aniden ona rastlarsınız ya, bu fikrin de öyle bir sihri olduğunu düşündüm ve onu gösterimde kullanmaya karar verdim.

ESQ: Özgün bir illüzyonist olmak çok zor. Sen özgün olabilmek için neler yaptın?

A.D: Evet, özgün bir illüzyonist olmak oldukça zor. Benim yaptığım, inatçı ve ısrarcı olmaktı. Sürekli sihir ve illüzyon üzerine, bu konuda nasıl daha güçlü hale gelebileceğim üzerine düşündüm.

ESQ: Sence ışınlanmayı seyahat etmek için kullanabilir miyiz?

A.D: Umarım bir gün olur.

ESQ: Eskilerden favori illüzyon gösterin hangisi?

A.D: Kesinlikle David Copperfield'ın uçtuğu gösteri. Çocukken o gösteriyi gördüğümde öylesine büyülenmiştim ki, daha sonra kendim bunu nasıl yapabilirim diye provalar yapmaya başlamıştım. Onu öyle görmek beni illüzyonist olmaya itmiş bile olabilir.

ESQ: Bir sihir numarası izlediğinde numarayı çözebiliyor musun?

A.D: Çoğu zaman evet. Ama bu, o numaradan hoşlanmadığım anlamına gelmiyor kesinlikle. Belki normal bir izleyicinin aldığı zevki almıyorum ama numaranın kendisi, tekniği ve gösteride kullanılış şekli çok ilgimi çekiyor. İzlemekten hoşlandığım birçok numara var.

ESQ: Yeni bir illüzyonu nasıl tasarlıyorsun? Önce imkânsızı bulup sonra yapboz gibi tamamlıyor musun?

A.D: İşe ne yapmak istediğimi düşünmekle başlıyorum. Sonra örneğin diyorum ki, "Kendimi New York'a ışınlamak istiyorum." Bu benim hedefim oluyor. Bunu gerçekleştirebilmek için A noktasından B noktasına nasıl gidebilirim diye bakıp süreci küçük aşamalara ayırıyorum. Böylelikle esas hedefi inşa ediyorum. Bu bir numaranın tasarımının teknik kısmı. Bir de bunu gösteriye uyarlayıp izleyicinin ilgisini çekebilecek şekilde dramatize etmek gerekiyor. Bu konu üzerinde de çok çalışıyorum.

ESQ: Gelecek için planların neler?

A.D: Yıllardır haftada sekiz gösteri gerçekleştiriyorum. Gösterimin adı "Hiçbir şey imkânsız değil." anlamına geliyor. Bu gösteriyi İspanya'nın dışına çıkartıp birçok ülkeden izleyiciye ulaştırmak istiyorum.

BİZE ULAŞIN