Tayland'ın canlı yüzü

Geçen yıl bu sayfalarda yine Tayland'ı yazmıştım, bu kez ise rotamız Bangkok, Krabi, Phi Phi Adası ve Phuket. Yanımdaki, 53 ülke gezmiş arkadaş şöyle diyor: "53 ülke gezdim, Tayland rahatlıkla birinci sıraya yerleşir." Sürekli gülümseyen insanları, özgün ve lezzetli mutfağı, her köşe başındaki masaj salonları, tropikal meyveleri ve tapınaklarıyla (bir de vizesiz olmasıyla) Tayland, bir kez giden herkesin ikinci kez gitmek için plan yaptığı ülkelerden biri. Ben de size şimdi olabildiğince Güneydoğu Asya'nın bu mistik ülkesini anlatmaya çalışacağım.

Giriş Tarihi: 24.05.2017 11:20 Güncelleme Tarihi: 29.05.2017 10:43

Yazı: Özge DİNÇ

Katar Airways'in İstanbul'dan Katar aktarmalı ve 10 saat süren Business uçuşundan sonra (ki A380, iki katlı efsane bir uçakmış. Leonard Cohen dinleyip New York Times'ın ekini okudum. "Bu kadarı benim gibi birine fazla!" diye düşünürken gece Fatma iddiayı daha da arttırdı: "Hadi bara gel!", "Ne barı, uçakta bar mı var yani?" Varmış.) şehre vardık. Bangkok'la ilgili dikkatimi çeken ilk şey, İstanbul'daki kadar yoğun olan trafiğiydi. Bir de otomobillerin çoğunluğunun Japon olması. Ha bir şoför koltuğu sağda olduğu için otomobile her seferinde yanlış binmemiz.

Tayland Turizm Otoritesi Türkiye temsilcisi Fatma (Güner Üstüner Pala) geziden önce bize şöyle demişti: "Bu kez Tayland'ın yerel yüzünü tanıyalım." Bu kez Bangkok'un daha gerçek-canlı yüzünü göreceğim diye sevinmiştim.

Bangkok'taki ilk günümüzde Yemek Atölyesi Issaya'ya katılıp Tay yemekleri pişirdik. Uçak yorgunluğunu üzerimizden atamamıştık, ama acı Tay yemekleri bizi kendimize getirdi. Bir gün Tayland'a giderseniz mutfakla ilgili alışmanız gereken birkaç şey var: Hindistancevizi sütü, kişniş, envai çeşit deniz ürünü, acı-tatlı soslar ve bol tropikal meyve… Tayland'da diğer ülke mutfaklarından da çok seçenek bulabilirsiniz, ancak yerel mutfağını denemeden dönmeniz büyük hata olur. Tay mutfağı, deniz ürünlerine dayanan, ekmeğin pek girmediği sağlıklı bir mutfak; bu sebeple Tayların çoğu incecik ve asla yaşını göstermiyor. Bangkok'ta merak ettiğim yerlerin başında tapınaklar geliyordu. Tarihi boyunca sömürge olmamış Tayland'da görkemli Yatan Buda'yı ve Yüzen Çarşı'yı bu kez görebildiğim için mutluydum. Yüzen Çarşı'ya sabah erkenden gitmek gerekiyor. Ama gittiğinizde nehir üzerinde yemekten biraya birçok şey satan sandalların birlikte oluşturduğu fotoğraftan çok etkileniyorsunuz. Çoğu Tay İngilizce biliyor ve turisti çok seviyor. Bu arada Bangkok'un meşhur gece pazarı Yüzen Çarşı 'dan da alışveriş yapabilirsiniz. Fiyatlar çok uygun (Biz Tay parasını 100 baht, 10 lira gibi hesapladık.), ama pazarlık etmeyi öğrenmek zorundasınız.

Bangkok'ta en sevdiğim yerler, nehrin kenarında canlı müziğin yapıldığı ve yerel butiklerin olduğu Asiatique, lotus çiçeği süsleyenleri göreceğiniz Çiçek Pazarı ve sokak yemeklerini bol bol bulacağınız, rengârenk tabelalarıyla Chinatown. Biz burada ördekli noodle yedik. Tayland'da sokak yemeği yaygın olduğu için yemekler çok temiz; bu konuda şüpheniz olmasın.

Bangkok'ta yaşadığım şu anlar Tayland'ı özetliyor: Siz tabağınıza bir şeyler alırken "Tabağınızı tutabilirim," diyen bir otel müdürü (Bangkok Marriott Otel); masaj salonunda 30 liraya yaptırdığımız masajlar ve çöp görevlisinin çöpü attığınız için size teşekkür etmesi... Burada teşekküre (Sihirli kelime, Tayca teşekkür "Kapkunka" ) hızlıca alışacaksınız. Bir de 12 ay sıcak havaya.

Orada tarihi bir ana da şahitlik ettim Tayların kıymetli kralı kısa süre önce vefat etmişti ve biz Grand Palace'a geldiğimiz gün, simsiyah giyinmiş binlerce insan akın akın kralın mezarına geliyordu. Bu, bize kralla ilgili konuşmamamız gerektiğini de gösteriyor. Yapmamanız gereken şeylerden biri de, çocukların başını okşamak!

BİZE ULAŞIN