Gece Hayvanları'nın en güzeliyle randevu

Giriş Tarihi: 29.12.2016 11:49 Güncelleme Tarihi: 29.12.2016 11:51

ESQ: Filmin hikâyesini ve filmde canlandırdığınız karakteri biraz anlatır mısınız?

Amy Adams: Filmde Susan'ı canlandırıyorum. Susan'ı kendisi için yarattığı hayatta hayal kırıklığına uğramış halde buluyoruz. Bir galerisi ve sanatçılarla dolu bir dünyası var. Eski kocasından kendisine ithaf edilmiş bir roman alıyor, böylece sinir bozucu bir pişmanlık ve intikam hikâyesine başlıyor. Susan'ın geçmişini ziyaret ediyoruz ve onu bu noktaya getirenin ne olduğunu görüyoruz. Sonra işler daha karmaşık ve şiddetli bir hale geliyor.

ESQ: Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?

A.A: Bir senaryoyu ilk okuduğunuzda genel gidişata bakarsınız. Ben de senaryoyu okuduğumda Tom'un gerçeklik unsurlarını, hikâyeyi, geçmişi ve şimdiki zamanı bir araya getirmek konusunda muhteşem bir iş çıkardığını düşündüm. Bunları kusursuzca bir araya getirip bir filme dönüştürmek imkânsız bir iş gibi görünüyordu; ben de projede yer alıp sonucu görmek istedim. Tom çok güçlü bir hassasiyete sahipti. Niyetini ve filmi nasıl kusursuz bir biçimde dokuyacağını çok güçlü bir şekilde aktarıyordu, ben de ortaya çıkacak işin bir parçası olmayı arzuladım. Tom, harika bir iş çıkardı.

ESQ: Böyle karmaşık ve işlenmemiş bir karakteri oynamak için diğer rollerinizden daha farklı mı hazırlandınız?

A.A: Her karakter için benzer bir hazırlık tekniğim vardır, bu karakterse dediğiniz gibi işlenmemiş bir halde. Ben belli bir yaştayım; bu yaşa gelince hayatınızın belli noktalarını aklınıza getiriyor, tercihlerinizi değerlendiriyor ve ilerleyebilmek için nasıl tercihler yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Ben de yeni yaşımda rolün bu yönünü ve karakterin ustalığını derinden anladım.

ESQ: Tom'un tasarımcı olması, film çalışmalarını ne açıdan besliyor?

A.A: Her ne kadar koleksiyonun da bir hikâyesi olsa da Tom'un tasarımcı olmasının, hikâyeyi anlatış tarzına katkısı olduğunu sanmıyorum, çünkü Tom'un yönetmenliği çok daha içinden bir yerden geliyor. Ama yıllar boyu detaylara önem verdiği ve bir tasarımcı olduğu için film yapımının her yönüyle içinde; diğer yönetmenlerde genelde böyle değildir. Tom her konuyla ilgiliydi, her detayın bir parçası olmak istedi. Bu da filmin kusursuz bir kalitede, çok özel bir tonda, görünümde, duyguda ve dokuda olmasını sağladı.

ESQ: Tom Ford'la sette olmak nasıldı?

A.A: Müthişti. Tom çok eğlenceliydi, yaşadığım tecrübe, benim için de gerçekdışıydı. Tom'un estetik yönü çok güçlü, o yüzden onu asla evime davet etmem. Seni seviyorum Tom, ama evime gelemeyeceksin. Çünkü evim o kadar güzel değil ve bu da muhtemelen Tom'u rahatsız eder. Hayatımdaki hiçbir şey Tom'un yarattığı dünya kadar güzel değil. Tom, insanları güzel gösterme konusunda çok güzel bir iş çıkarıyor. Tom'la çalışmak gerçekten keyifliydi ve o, yönetmen koltuğunda bu karakterin kim olduğunu, mükemmeliyetçiliğini anlamama ve her şeyin öyle olması gerektiğini öğrenmeme yardım etti.

ESQ: Özellikle "Bunu istiyorum!" dediğiniz bir kıyafet oldu mu?

A.A: Bir mi? Beyaz bluz ve Céline marka gözlükler… "O gözlüğe ihtiyacım var!" diye geziyordum. Bir de çok zarif bir Céline tişört vardı. Aslında ona hiçbir zaman sahip olamam. Üstüne hemen kahve dökerim. Yeşil elbiseyi de çok sevdim. Ben hiç yeşil giysi almam, çünkü giysim pratik olsun isterim. Siyah alırım. Neyse ki bu elbisenin siyahını da üretmişler. Siz de elbiseyi alabilirsiniz, çok hoş!

Hazırlayan: Emrah Saka

BİZE ULAŞIN