Hayattan ne öğrendim: Mehmet Özgür

Giriş Tarihi: 15.12.2015 15:26 Güncelleme Tarihi: 15.12.2015 15:30
Ailemde, akrabalarım arasında ve yaşadığım kasabada sanatla ilgilenen birileri olmamasına ve ilk oyunumu ilkokul yıllarında izleyebilmiş olmama rağmen; aklım ve kalbimin irtibat halinde olduğu ilk gün, tiyatrocu olacağımı söylüyor ve biliyordum.

- Okul yıllarımdan hatırladığım tek şey; yazıp oynadığım oyunlar.

- Oyuncu olma sebebimin daha çocukken gelecekten kulağıma gelen replikler olduğunu düşünürüm.

- Tiyatroda Polonyalı yazar Sławomir Mrozek'in yazdığı 'Sığıntılar' oyunundaki Avrupa'ya işçi olarak giden köylü karakteri, 'Tepenin Ardı' filmindeki Mehmet ve 'Abluka' filmindeki Kadir rolleri; beni geliştiren ve hatta 'dönüştüren' rollerdi. Ama yine de en önemli rolüm, gerçek hayatta hep güçlü olmak zorunda olan baba rolüdür. Hâlâ heyecanla oynamaya devam ediyorum.

- Oyunculukla birlikte işletme, iktisat ve halkla ilişkiler okudum. Sırada felsefe ve hukuk var. Fırsatım oldukça da okuyacağım. Okumak güzel şey...

- İlk oğlum, 2005'te 45 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti. Hayatımın değiştiği gündü. Ben hayatı o gün öğrendim.

- 72. Venedik Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü alan 'Abluka' filminin başarısı, başta Emin Alper'in zekâsından çıkan güçlü bir senaryodan, güçlü bir oyuncu kadrosundan ve en çok da filmde çalışan insanların filme inanmış olmasından kaynaklanıyor.

- Yönetmen Emin Alper'in kaleminde satır aralarına ustaca gizlenmiş bir mizah yatıyor. Daha öncesinde hiç görmediğimiz; kabalıktan ve karalıktan uzak, daha senaryoyu okurken sizi gıdıklamaya başlayan ve meseleye inandıran, yani hayatın tam gerçeği olan bir mizah…

- Özellikle enstrüman çalmak konusunda yıllardan beri kendimi eksik hisseder, bunu geliştirip çoğaltmak için fırsat kollarım.

- Ben bir sevgi çocuğuyum; bir mahalle, kamyon kasasına doluşup pikniğe gittiğimiz günleri unutamıyorum.

- Annemden vefayı, babamdan dürüstlüğü öğrendim. Ama ailemle yaşadığım süreçte yükseklerden sıfır noktasına inince ötekileştirilmenin acısını öğrenmek, aldığım en zor derslerden biriydi.

- Hayattaki kılavuzum, varsıllıktan yoksulluğa inmenin varsıl çevre tarafından kabul görmediği küçük bir kasabada yalnız bırakılmışlıklarımıza rağmen sevgiyle sarılıp ayakta kalan bir ailenin parçası olarak büyümenin öğrettikleridir.

- Bugüne gelmemde etkisi olan, beni çok etkileyen tanımadığım birçok insan var. Tarihte Nizamülmülk ve Hasan Sabbah hep ilgimi çekmiş; Orhan Veli Kanık, Münir Özkul ve Mustafa Kemal Atatürk, beni yaptıkları ve hayattaki duruşlarıyla çok etkilemişti.

- Farklı rollerin üstesinden gelmek, benim için orgazmın kelime karşılığıdır. Art arda farklı rollerle geçmişe ve geleceğe gidebilmemi, boyut atlamamı ya da en kestirme ifadeyle 'bilinçli dejavu' yaşayabilmemi sağladığı için oyunculuğu çok seviyorum.

- Bence ideal bir oyuncu, egolarından ve komplekslerinden sırılandır. İyi bir oyuncu size gerçeği gösterir, kötü oyuncu ise sizi bir yalana inandırmak için çabalar.

- Sıkıldığım ya da kendimi kötü hissettiğim zamanlarda üç kaçış noktam var: Şiir, ailem ve motosiklet.

- Bu zamana kadar söylenmiş sözlerden bana en uygun olanı, Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol." sözüdür.

- Hayatta pek çok şey olurum, ama asla yalancı ve vefasız birisi olmam.

- İlk aşk acısı, benim için ölümcüldü; bu acıyı çok zor atlattım. O günden bu yana 'aşk' için "Âşık isem varım." diyorum.

- Geçmiş için de hayalim buydu, gelecek için de aynı hayali kuruyorum. Gelecekte iyi bir oyuncu olabilmeyi diliyorum.

- "Hayattan ne öğrendin?" derseniz "Kocaman bir hiç." diye cevap veririm. Anladım ki, hayat hiçlik üzerine kurulmuş ve onun üzerine dönüyor. Bu fikre erdiğinizde hayat da kolaylaşıyor.

RÖPORTAJ: ÖZGE DİNÇ
FOTOĞRAF: JERRY STOLWIJK

BİZE ULAŞIN