“Oyuncu olmasaydım kendimi ‘sıkışmış’ hissederdim.”

Beyaz cam'ın sevilen yüzlerinden Yiğit Kirazcı, ATV' nin yeni dizisi ' seviyor sevmiyor ' ile yeniden ekranlarda.

Giriş Tarihi: 18.07.2016 10:29 Güncelleme Tarihi: 18.07.2016 12:17

ESQUIRE: Senin hikâyen nasıl başladı?

YİĞİT KİRAZCI (33): Babam ve annem reklamcıydı, daha doğrusu babam bir rahatsızlık yaşadı ve sonra işleri annem devam ettirmek durumunda kaldı. Sonra da şirket kapandı. Tek çocuğum. Durumumuz orta halden biraz daha iyiydi; ilk ve ortaokul ile liseyi özel okullarda okudum. Annem ve babam dürüst ve eğitimli

insanlardır. Beni okumaya yönelttiler. Benimle konuşur, tiyatroya götürür ve kitap okurlardı. Üniversitede ise yaratıcılık gerektirdiği ve düşünceyi kurmak üzerinden ilerleyen bir iş olduğu için reklamcılık okudum.
ESQ: Neden reklamcılık yapmadın?

Y.K: 'Zeitgeist: The Movie' adlı bir fi lm izledim ve var olan durumun adil olmadığını düşünmeye başladım. Reklamcı olmak istemedim. Kendimi ait hissedeceğim bir iş yapmak istedim.

ESQ: Model olmaya nasıl karar verdin?

Y.K: Babam bir fuara katılmıştı. Orada bir model ajansının dikkatini çekmişim ve onlar da bana
teklifte bulundu. Ertesi hafta bir markanın Türkiye kampanyasıyla anlaşmış, sonraki hafta ise dünya çapında bir reklam fi lminde oynamıştım. Bunlar bir işaret mi acaba, derken hayat beni oraya doğru götürdü. Üstüne düşünmem gereken bir işe başlamıştım ve merak edip öğrenmeye çalışarak devam ettim.
ESQ: Modellik, oyunculuğa geçiş için bir basamak galiba…

Y.K: Modellik oldukça zor bir meslek. İyi bir futbolcu olmak kadar zor, diyebilirim. Modelliği sürdürebileceğiniz bir eşik var ve maalesef çok da geleceği olan bir meslek değil. Yapmak istediğim, kendi gerçeğimi yaratıp hayatımı o şekilde sürdürmekti. Bir de mesela bir rolü yaratırken bir
karakteri düşünüyorsun ve hayal ediyorsun; uyuyup, uyanıp tekrar tekrar düşünüyorsun. Oyunculuk herhalde yapabileceğim en iyi işlerden biri. Zaten ben de, öyle pek sabah saat 09.00 ve akşam saat 18.00 insanı sayılmam. Oyuncu olmasaydım kendimi 'sıkışmış' hissederdim.

ESQ: "Oyuncu olacağım." dediğin ilk anı hatırlıyor musun?

Y.K: Benim için öyle bir an yok. Ancak ilk olarak bir şeyi olduğundan farklı yansıttığım anların güzelliğini zaman zaman hatırlarım.
ESQ: Oyuncu olmaya 20'li yaşlarında karar vermişsin. Bu sektörde 30'lara gelene kadar çok cefa çektin mi?

Y.K: İlk kez 2006 yılında bir dizide oynamıştım. Piyasada çok kavruldum, diye anlatabileceğim bir hikâyem yok. Yalnızca üstüne düşünmeyi çok sevdiğim bir iş olarak görüyorum oyunculuğu. Bir de bu işin diğer alanlarla ilgisini merak ederek psikanaliz okumaya başladım. İnsan davranışı ve bunun hangi dürtülerden geldiği; insan davranışlarının, rastgele olanların bile, aslında kişinin bilmediği, subliminal yollardan kurulmuş olabileceğini gördüm.

ESQ: Geçtiğimiz yıllarda iki sezon süren bir projede yer aldın? Uzun bir projede yer almak sana neler kattı?

Y.K: Sanırım artık daha çok tanınıyorum. Daha önce hiç iki yıl süren bir projede yer almamıştım. Ekip ruhunu daha iyi anladım. Seninle birlikte çok uzun süre yaşayan bir karaktere neler ekleyebileceğini görüyorsun.
RÖPORTAJ TÜRKAN DOĞAN
FOTOĞRAF CANAN YETİŞTİ SATKIN

BİZE ULAŞIN