Michael Douglas'ın devri geçmiyor

Temel İçgüdü (Basic Instinct)’, ‘Öldüren Cazibe (Fatal Attraction)’, ‘Oyun (The Game)’ filmlerinin ve ülkemizde de çok sevilen ‘San Francisco Sokakları’ adlı dizinin efsanevi oyuncusu, 2015’te oynadığı ‘Ant-Man’ filminden sonra yine bir Marvel filmi ile sinemalarda. Serinin ikinci filmi ‘Ant-Man ve The Wasp’te Doktor Hank Pym rolüyle karşımıza çıkacak iki Oscar ödüllü oyuncu Michael Douglas’a Marvel Evreni’yle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

Giriş Tarihi: 13.08.2018 11:22 Güncelleme Tarihi: 03.10.2018 10:08
Hazırlayan Emrah SAKA

Esquire: Marvel Sinematik Evreni'nin bir parçası olmak nasıl bir duygu?
Michael Douglas: Harika! Her şeyden önce, artık yeni nesilden bir hayran kitlem var, önceki filmlerim 18 yaş üzerine hitap ettiğinden bu çocuklar diğer filmlerimi izlememiştir; şimdi bana şöyle sesleniyorlar: "Hey, Hank Pym!" 50 yıldır bu işi yapıp da bu yeni grubu görmek insanı mutlu ediyor. İşin bir de eğlence kısmı var. Kariyerim komediler ve dramlardan oluşuyordu. Şimdi başka bir dünyaya, bu kuantum dünyasına girmek, farklı ve eğlenceli. Yani çok keyif alıyorum. Marvel Ailesi'ni düşündüğümde de bu ailede birlikte çalışılabilecek bir sürü harika oyuncu olduğunu eklemeliyim.

ESQ: Sete geri dönmenizi sağlayan neydi?
M.D: Böyle girip çıkabildiğim bir film, geriye bırakacağım mirasımın hoş taraflarından biri. Kariyerimin çoğunluğunda filmi hep ben taşıdım. Her sahnede vardım. Şimdi bu işi Paul (Rudd) ve Evangeline'e (Lilly) bırakabilirim.



Michael Douglas, bir Marvel filminde oynamanın en iyi yanının 15 yaş altı gençlere de ulaşabilmek olduğunu söylüyor.

ESQ: Michelle Pfeiffer'ın eşinizi oynayacağı haberi size geldiğinde ne düşündünüz?
M.D: Çok sevindim! 'Ant-Man'de, karakterimin 30 yıl önceki halinin gösterildiği bir sahne vardı. Michelle Pfeiffer'la 30 yıl önceki halimiz gibi görünerek çalışma şansımızın olması müthiş. Bunu kim istemez?

ESQ: Bir karakteri tekrar oynamak neden keyifli?
M.D: Bir devam filmi çekmenin en iyi tarafı, önceden çalıştığın insanlarla yeniden çalışma fırsatı bulmak, yani o aşinalık hissi. İşe başlarken yabancılık çekmene ve işi anlamaya çalışmana gerek yok. Bir de yönetmen Peyton Reed'in yanında rahat olma faktörü var.
Devam filminde oynadığınız karakteri daha iyi tanımlayabiliyorsunuz. Bu filmde ben düz bir adamım. Hank Pym olayların ayaklarının yere basmasını sağlayan kişi; bir dereceye kadar güvenilirlik ve gerçeklik sunuyor. Daha önceden böyle hissetmemiş olsam da, artık bu rolde çok rahatım. Bu benim rolüm ve rolümden çok keyif alıyorum.



ESQ: Hank'in laboratuvarı nasıldı?
M.D: Hank Pym'in San Francisco'daki laboratuvarı beş ya da altı katlı bir binadan oluşuyor; ama dışarıdan göze çarpan bir yer değil. Doktor içeride, 30 yıl önce işittiği kuantum diyarına girebilme ihtimali üzerine muazzam bir araştırma yürütüyor. Hâlâ bir şeyleri, hatta altı katlı bir binayı bile küçültebiliyor.
Yapım tasarımcısı Stephen Frankel'ın elinden çıkan setimiz hayatımda gördüğüm en güzel setlerden biriydi. Nefes kesici bir set! Filmde sizi binayı bir seyahat çantası boyutu kadar küçültüp istediğim yere götürebileceğime inandıracağız. Bu arada kötü emelleri olan birçok kişi de laboratuvarın peşinde.

ESQ: Scott Lang'i canlandıran Paul Rudd'u nasıl buluyorsunuz?
M.D: Paul'de harika bir 'sıradan adam' kumaşı var. Sevimli, sıcak ve cömert biri. Tüm bu özellikler de performansına yansıyor. Ayrıca harika bir ışıltısı var. Bana kalırsa ilk 'Ant- Man'de müthiş bir iş çıkarmıştı, keza bu sefer de öyle. Harika bir oyuncu olmasının yanında bir yazar da. Bazen müthiş zekice laflar buluyor, işiyle ve performanslarıyla ilgili büyüleyici bir içsel dürüstlük sergiliyor. Ekrandaki ilişkimize bayılıyorum çünkü Scott ve Hope arasında romantik bir birliktelik ihtimali var. Yani Hank'in Paul'e bakışı bir kayınpederin damadına bakışı gibi. Filmde ise Scott'ın karakterine çok da bayılmadığını ve onun Hope için en iyi tercih olduğunu düşünmediğini söylemekle yetineyim. Bu da benim ona karşı peşin hükümlü ve eleştirel olabilmeme neden oluyor, ki bu çok eğlenceli.

ESQ: Karakterinizin Hope'la ilişkisi nasıl? Hope'u canlandıran Evangeline'le çalışmak kolay mıydı?
M.D: İlk filmde Hank eşini, yani Hope'ın annesini kaybetmişti. Hank bu kayıp konusunda derin bir vicdan azabı duyuyordu. İlk filmin sonunda, Hank Hope'un Janet'in Wasp kostümünü görecek kadar büyüdüğüne karar veriyordu. 'Ant-Man' macerası Hope'ın kariyerine bir giriş niteliğindeydi. Artık baba kız birbirlerine saygı duyuyor. Fakat her toy genç gibi, Hope da Hank'in onu geriye çekmeye çalıştığını düşünüyor. Hank onun zekâsını, kurnazlığını, üçkağıtçılığını ve işbitiriciliğini hafife alıyor. Ama Hope'un annesini arayışında, Janet babayla kız arasında bir bağ oluyor ve her ikisi için de Janet'ın ne denli önemli olduğunu görüyoruz.
Evangeline'i başkarakterlerinden biri olduğu kendi süper kahraman filmine girişini izlemek çok keyifliydi. Onun heyecanını, müthiş emeğini ve yeteneğini seyretmek çok hoşuma gidiyor. Onunla gurur duyuyorum.

ESQ: Filme adapte olmak için yaptığınız özel bir şey var mıydı?
M.D: Birçok filmin yapımcısı oldum, yapımcısı olduğum birçok filmde rol aldım, ama çağrı kâğıdındaki birinci veya ikinci isme yükseldiğinde filmi sen taşıyorsun demektir, yani senin sorumluluğun kalan herkesin mümkün olduğunca rahat olmasını sağlamaktır. Ben herkesin, yapımcı olsam da olmasam da, olabileceği en iyi halde olmasını isterim. İnsanların kendilerini rahat hissetmeleri ve bir sonraki adımı atacak özgüveni hissetmelerini sağlamak zahmetine katlanıyorum.
İlk televizyon dizisi deneyimimde, yani 'San Francisco Sokakları'nda deneyimli oyuncu Karl Malden bana tavsiye verdiği için kendimi şanslı sayıyorum. Yardımcı rolde ve flu mercekteyken, onun iki adım kadar arkasında duruyordum; bana yanına gelmemi, sahneyi almamı ve ilgiyi üzerime çekmemi söyledi. Ben de henüz birbirimize alışmaya çalışırken ve ileride çekilecek filmlerle uzunca bir süre birlikte çalışabilme ihtimalimiz olduğunda insanları bir adım atıp sahneyi almaları için destekliyorum. Bu onların devri.

ESQ: Seyirciyi nasıl bir film bekliyor?
M.D: 'Ant-Man ve Wasp', diğer Marvel filmlerinden biraz daha komik. Ve filmdeki küçülme konsepti sonsuz ihtimali de beraberinde getiriyor. Marvel sonsuz bilgeliğiyle bunu kullanmanın birçok yolunu buldu. Filmde harika aksiyon sahneleri ve güzel espriler var. Şimdi burada birkaç damla gözyaşı dökeceğimi bile düşünüyorum.



İki süper kahramanın acil bir görev için bir araya gelmesini konu eden 'Ant-Man ve Wasp', Peyton Reed tarafından yönetildi. Başrollerde Paul Rudd, Evangeline Lilly, Michael Peña, Walton Goggins, Tip 'T.I.' Harris, David Dastmalchian, Hannah John-Kamen, Abby Ryder- Fortson, Randall Park, Michelle Pfeiffer, Laurence Fishburne ve Michael Douglas var. Ülkemizde 6 Temmuz'da gösterime giriyor.

BİZE ULAŞIN