Esquire Best of 2017 – Çöldeki Hayal Dubai

Dubai bir zamanlar, denize kıyısı olan koca bir çöldü. Ancak çölün ortasında bir kent kurma fikri, bu toprakları lüks ve ihtişamın merkezi haline getirdi.

Giriş Tarihi: 27.12.2017 11:48 Güncelleme Tarihi: 27.12.2017 15:54

Yazı: Türkan DOĞAN

Birleşik Arap Emirlikleri'nin yedi emirliğinden biri olan Dubai, bu yıl 16 milyonluk ziyaretçi beklentisiyle dünyanın en çok ziyaret edilmesi beklenen dördüncü kenti unvanını kazandı. Çölde yaratılan bu modern yaşam, kültürel çeşitlilik açısından da oldukça zengin. Farklı ulusların uyum içerisinde bir arada yaşadığı Dubai'nin 2,5 milyonluk nüfusunun %15'ini Dubaililer oluştururken; %85'ini ise Hintliler, Pakistanlılar ve Bangladeşliler başta olmak üzere yabancı çalışanlar oluşturuyor. Uluslararası şirketlerin ticaret hattı içerisinde yer alması, kentteki Batılı yabancı çalışan sayısını da yükseltmiş. Dubai'nin yükselen yıldızının birkaç nedeni var.

Bulunduğu coğrafyanın aksine yaratılan özgür turizm ortamı, kentin sınırlarını her açıdan genişletmiş. Kent, her zaman geniş bir şantiye alanı gibi. Dubai her şeyin olanaklı olduğu ve bir tarihi olmasa da kendi hikâyesini kendi yazan yeni nesil bir hayal şehri. Normal bir kentte tezat oluşturabilecek aşırılıklar ile olağanın sınırlarını zorlayan her şey, burada gerçek üstü bir hale bürünmüş. Sahildeki bir dans partisi ile çöldeki develerin aynı kadrajda buluşması, bu coğrafyanın normali haline gelmiş. Ancak yine de sokakların temizliği, çok uluslu çalışan sayısı ve kente hâkim olan düzen, yapay bir kent olsa da Dubai'yi uyumlu ve yaşanılır kılmış. Dubai'de ne yapılır? Bu soruya verilecek ilk cevap, alışveriş olsa gerek. Alışveriş bu kentin yegâne aktivitesi. Bir İtalyan yapısı ya da Pers sarayı şeklindeki bir alışveriş merkezi, dışarıdaki 45 derecelik sıcağa rağmen size içeride kayak yapma ya da dev bir akvaryumu seyretme imkânı sunabilir. Oteller ise alışveriş merkezleriyle beraber şehrin parıltısını paylaşan yapılar arasında.


Burj Khalifa

Kendinizi gökyüzünde bir yerlerde olduğunuzu hissedebileceğiniz 'Burj Khalifa', dünyanın en yüksek binası olma özelliğine sahip. Mühendislik anlamında sınırları zorlayıcı özelliklere sahip olan yapı, 829m yüksekliğinde ve 160 katlı. Kulenin 124. katındaki gözlem kulesine hızlı asansörün yardımıyla özellikle gece çıkın ve çöldeki vahaya bir de buradan bakın.


Al Fahidi Tarihi Mahallesi

Elbette Dubai'nin de görünmeyen, eski bir yüzü var. 50 tarihi evden oluşan Al Fahidi Tarihi Mahallesi, 100 yıllık eski bir miras alanı. Bölgedeki evler, dışarıdaki dünyadan yüksek duvarlarla ayrılmış. Bu duvarların tepesindeki rüzgâr kuleleri ise rüzgârı yakalayarak evin içine doğru yönlendiren etkili bir havalandırma düzenine sahip.


Ne Yenir?

Dubai'deki çok kültürlü yapı, mutfağı da etkisi altına almış. Arap yemekleri dışında Lübnan, Mısır, Hint ve Asya mutfağının birlikteliği kentin yemek kültürünü oluşturmuş. Kentteki Amerikan zincir kafe ve restoranların sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Geleneksel bedevi yemeği olan bademli pirinç pilavının üstüne kuzu eti konarak hazırlanan 'Ghuzi', baharatlı kuzu etinin pirinçle beraber pişirilerek hazırlandığı 'Matchbous Makbus', falafel, bir tür mercimek çorbası olan 'Shurba Addis' ve kömür ateşinde pişirilen balık 'Maskouf' ile kebap çeşitleri, Dubai mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında.


Unutmayın!

• Dubai'de yapmadan dönmemeniz gereken ilk şey, çöl safarisi. Sonsuzluğun bir parçası olan çöller, deve ile yapacağınız çöl gezisi ve Bedevi çadırındaki sınırsız açık büfe akşam yemeği ile devam ediyor.

• İskeledeki eski ahşap teknelerle suyun karşı tarafına geçip göçmen işçilerin yaşadığı Deira semtindeki geleneksel çarşı Souk El- Kabeer'i ziyaret edebilirsiniz.

• İhtişamdan sıkıldığınızda halka açık sahillere gidip Dubai'nin güzel kumsallarının tadını çıkarabilirsiniz.

• Moda, yemek ve eğlence alanında dünya çapında ivme kazanan Dubai, sanat alanında da geride kalmışa benzemiyor. Alserkal Bulvarı'ndaki galeriler, ses getiren Orta Doğulu sanatçıların eserlerine yer veriyor.

BİZE ULAŞIN