Emrah - Kasım 2016

Esquire Kasım sayısı ile yine dopdolu...

Giriş Tarihi: 31.10.2016 16:17 Güncelleme Tarihi: 09.11.2016 11:12

BABA VE OĞUL

EMRAH & ELYESA

ERDOĞAN

38 derece, 39 dakika kuzey; 34 derece 49 dakika doğu yönünde ve İstanbul'dan yaklaşık 1 saat 15 dakikalık uçuş mesafesindeki büyüleyici bir coğrafyada, 7 kişi, tam teçhizat Elyesa'nın karşısındayız. Biraz kalabalık ve gürültücüyüz; korkma Elyesa! Emrah Erdoğan ise sakin. Tam da beklediğimiz gibi… ATV'de yayımlanacak yeni dizisi 'Aşk ve Mavi: Götür Beni Gittiğin Yere' için harıl harıl çalıştığından olsa gerek, biraz da yorgun.

RÖPORTAJ TOGAN NOYAN

FOTOĞRAF CAN TORUN

MODA EDİTÖRÜ ZEYNEP ŞİMŞEK

Tam 23 yıl sonra ilk kez… Esquire Türkiye tarihinin ilk baba-oğul çekimi. Belki de son. Zira karşı taraf için de ilk ve özel olan böylesi bir proje, ancak 10 veya 20 yılda bir denk gelir. Denenmemiş bir iş var karşınızda. En azından, bizim tarafımızdan. Zorlandık mı? Evet. Ama biliyorduk, kolay olmayacağını. Hatta laf aramızda, şimdiye kadar ki en uzun fotoğraf çekimimizi gerçekleştireceğimizi daha yola koyulmadan tahmin etmiştim. Henüz iki yaşına adım atmamış bir oğul ve onun 46 yaşında olmasına rağmen 30 küsur yıllık sanat geçmişi olan babasını tek bir karede buluşturmayı 'denemek' için yola çıkmıştık. Sonuç, gözlerinizin önünde…

Hakkında yazılacak, çizilecek çok şey var aslında. Durup sadece bir dakikalığına yaptıklarını, geride bıraktıklarını düşündüğünüzde; müzik ve sinema tarihimize bu adamın nasıl önemli notlar düştüğünü anlayabilir, kendinize hatırlatabilirsiniz. Seversiniz, sevmezsiniz; ancak, olana da karşı koyamazsınız. Ben, büyük bir Emrah hayranı değilim. Ama hakkında düşündükçe başarılarını idrak edebiliyorum.

Dönelim, o ve oğluyla gerçekleştirdiğimiz çekim gününe… Yer, Kapadokya. Emrah ,ATV'de yayımlanacak 'Aşk ve Mavi: Götür Beni Gittiğin Yere' adlı dizinin çalışmaları için bu başka bir gezegenden olması muhtemel coğrafyaya konuşlanmış durumda. Biz ise, yedi kişilik ekibimizle gece ile sabah arasında bir saatte yola koyuluyoruz. Aklımızda bir süredir çekimin detayları var. Ne istediğimizi biliyor ama bebeklikten henüz çocukluğa adım atmış Elyesa'nın bize nasıl tepkiler vereceğini kestiremiyoruz. Emrah'ın set tecrübesi, bizim en büyük güvencemiz. Ama o küçük yakışıklıyla ilgili en ufak bir fikrimiz yok. Hayırlısı… Gün, o gün. İlk buluşma, ilk temas. Elyesa, mama sandalyesinde oturuyor ve karşısına birden dikilen yedi kişiyi şöyle bir süzüyor. Emrah ise tahmin ettiğim gibi çok rahat. Samimi, neyin ne olduğunun farkında ve karşısındaki her sözüyle rahatlatmayı başarıyor. Elyesa ise pek rahat değil. Sözleriyle bizi rahatlatamıyor; çünkü konuşamıyor. Neyin ne olduğunun ise asla farkında değil. Sadece, yakışıklı. Hem de öyle böyle değil.

Fikirlerden bahsetmişken, önyargılara değinmeden olmaz. Emrah'ın önyargılarla sıkça karşılaştığından şüphe yok. Eğer bu şekilde nitelersek, önyargı, belki de insanoğlunun en büyük günahlarından biri. Düşünsenize, devamlı olarak birlerinin hakkınızda bilmeden, görmeden dile getirdiği fikirleri değiştirmeye çalışmak ne zor olmalı… Peki, değiştirmeye çalışmak çok mu önemli ya da gerekli?

"Kendimi bildim bileli, başkalarını önyargılarla yorumlamam. Tanımadığım kişilerle ilgili bilgi sahibi olmadan onlar hakkında yorum yapmam. Ancak oklar bize döndüğünde; yani ünlü isimler söz konusu olduğunda, önyargıların havada uçuştuğuna; bilmeden, düşünmeden konuşulduğuna şahit oluyorum. Bunu yapanlar için üzülüyorum. Başkasının önyargılarını değiştirmeye çalışmak ise çok yorucudur. Özgüvenliyseniz, hiçbir şey umurunuzda olmaz. Beni tanımadan fikir yürütenlerle baş etmeye neredeyse hiç kalkışmadım. Bunun sonu yok çünkü…"

· Röportajın tamamı Esquire Aralık sayısında.

MODA

İYİ GİYİNMEK CESARET İSTER

DESEN VE RENKLERİN DEYİM YERİNDEYSE ADETA BİRBİRLERİYLE YARIŞTIKLARI YEPYENİ BİR KIŞ SEZONUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ. HAL BÖYLEYKEN; BİZ DE ERKEK MODASINA YÖN VEREN İSİMLERİN YENİ SEZONDA ÖNERDİĞİ TASARIMLARI İNCELEDİK. SİZİ ŞİMDİDEN UYARALIM; BUGÜNE KADAR AKLINIZIN UCUNDAN BİLE GEÇMEYEN TASARIMLARLA BULUŞMAYA, KENDİNİZİ ŞİMDİDEN HAZIRLAYIN.

MODA EDİTÖRÜ DUYGU ALTIPARMAK

FOTOĞRAFLAR ÖMER FARUK GÖKALP

HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?

HARUN KOLÇAK, 61, MÜZİSYEN

RÖPORTAJ ÖZGE DİNÇ

FOTOĞRAF ARDA GÜLDOĞAN

Yaşadığım çok zorlu bir süreçti, yoğun bakımdaki bir buçuk ayımı hatırlamıyorum bile. Bu süreçte sağlığın ve kendimin gerçekten çok önemli olduğunu öğrendim. Çünkü benden bir tane var; senden de bir tane var. Daha hoşgörülü, daha huzur arayan, elindekilerin değerini daha iyi bilen bir adama dönüştüm. İçimde çok güçlü bir inanç var.

İnsan çok bencil. Dünyayı kendisinin zannediyor. En büyük gaflarından biri bu; halbuki doğanın bir parçasıyız biz.

Hiçbir şey bizim değil. Çok çabuk sahipleniyoruz: "Benim sevgilim, benim gitarım, benim elbisem." diyoruz, sonra gün gelip onu yitirdiğimizde de çok büyük acılar yaşıyoruz.

Müzikle çok iç içe bir çocukmuşum. Bana "Git, Zeki Müren'in plağını koy!" derlermiş, gidip onca plak içinden onu bulup koyarmışım pikaba.

Ben üniversite okumadım. "Müzisyen olacağım," dedim. "Bundan daha yüksek bir şey yok içimde." Babam sanatçı tarafından dolayı bunu kabul etti, rahmetli annemse kıyameti kopardı. Okumamı istiyordu; ama ben "Üniversiteyi bitir, evlen…" gibi normlara uyan bir adam değilim.

Yorumcu olarak 25 yılım doldu. Öncesinde bas gitaristtim. Ferdi Özbeğen'in iki albümünde, Zülfü Livaneli'nin 'Güneş Topla Benim İçin' albümünde, Erkin Koray'ın ve Gönül Yazar'ın birer albümünde bas gitar çalmıştım.

Solist olmayı kafama Sezen Aksu soktu. Çok etkileniyordu sesimden, hatta ben söylerken tüyleri diken diken olurdu. Sonra "Sana albüm yapalım," dediler. "Niye ki?" dedim, çok yadırgadım.

PORTRE

XAVIER DOLAN

SİNEMANIN DÂHİ ÇOCUĞU MU, YOKSA YALNIZCA HIRSLI MI?

BİLMEYENLER İÇİN ÖZET: Xavier Dolan, 'Mommy' adlı filmi Cannes Film Festivali'nde 'Jüri Özel Ödülü'nü aldığında henüz 25 yaşındaydı. Büyük ödülü paylaştığı yönetmen, Jean-Luc Godard'dı. Üstelik bu, Dolan'ın 5. filmiydi.

YAZI ÖZGE DİNÇ

Xavier Dolan'ın karşıma çıkan ilk filmini, yaşını bilmeden izleyen şanslı azınlıktanım. Böylece filmini yaşıyla birlikte değerlendirmem ve onun dâhi olup olmadığını düşünmem gerekmemişti. Çok güzel bir film izlemiştim, evet, yönetmenini artık daha yakından takip etmek isterdim, çünkü yönetmenin özgür sesi bana hoş gelmişti. Film daha adıyla bir çıkışı ele veriyordu; bir anne ve çocuğunun arasındaki problemlerden yola çıkan 'Annemi Öldürdüm', yönetmeninin ilk filmiydi. Film Cannes'da ödül almış, dakikalarca ayakta alkışlanmıştı. Filmin başrolünde Hubert adlı yetenekli ve yakışıklı bir genç vardı.

Buraya kadar her şey normal... Sonradan öğrendiğimde çok şaşırdığım kısmı ise şu: Filmin yönetmeni henüz 20 yaşındaydı, senaryoyu da kendisi yazmıştı ve başroldeki o yetenekli ve yakışıklı genç çocuk da oydu. Benim Dolan'ı şaşkınlıkla takip etme hikâyemin başlangıcı da bu oldu…

FUTBOL

Dâhi mi Yoksa Deli mi?

Zinedine Zidane

Profesyonel futbolculuk kariyeri döneminde uzun süre forma giydiği ve yaşayan efsane haline geldiği Real Madrid'in başına geçen Zinedine Zidane, bugün futbol kariyerinin en karanlık günlerini yaşıyor. Zira Zidane'ın Real Madrid'in başında daha bir yılı tamamlamadan kovulabileceği konuşuluyor. Hatta bu durum o kadar ayyuka çıktı ki Zidane da geçtiğimiz gün, "Bir gün kovulacağımı biliyor, yaptığım işten keyif almaya çalışıyorum." dedi.

YAZI GÖKHAN İLKER

SEYAHAT

DUBLİN'DE

BİRKAÇ

GÜN

KUZEYİN YAĞMURLU, ZARİF BAŞKENTİ DUBLİN, TARİHİ SOKAKLARI VE SÜRPRİZLİ GÜNLÜK HAYATIYLA HİÇ AYRILMAK İSTEMEYECEĞİNİZ KENTLERDEN BİRİ. ÜSTELİK, BİSİKLET KULLANIMININ YAYGINLAŞTIRILDIĞI KENTİ KEŞFETMEK ARTIK DAHA KOLAY.

YAZI TÜRKAN DOĞAN

YEMEK

İstanbul'da Bir Meksikalı: Los Altos

Aztek ve Maya Uygarlıkları'nın beşiği Meksika'nın binlerce yıllık lezzetlerini, orijinale bağlı kalarak hazırlanan menüsüyle iddiasını ortaya koyan Los Altos, taco'dan quesedilla'ya, enchilada'dan ceviche'ye kadar birçok farklı lezzeti keşfetmenizi sağlayacak.

Yazı SEDA KARAN

FOTOĞRAF ARDA GÜLDOĞAN

Beyoğlu, Galatasaray Lisesi'nin sokağındaki 45'lik'in teras katında, enfes bir İstanbul Boğazı manzarasıyla sizi karşılayan Los Altos, geçtiğimiz Mart ayında kapılarını açan çiçeği burnunda bir Meksika restoranı. Bugüne kadar gerçek ve orijinal bir Meksika mutfağı ile karşılaşmadığımız bir gerçek. Ancak Los Altos, sunduğu yemek ve kokteyl menüsüyle orijinal Meksika mutfağının hakkını gerçekten veriyor.

BİZE ULAŞIN