Bu isme dikkat: Özgün Çoban

TÜRKAN DERYA’NIN İLK SİNEMA FİLMİ ‘ÇOK UZAK FAZLA YAKIN’IN BAŞROL OYUNCUSU ÖZGÜN ÇOBAN (31), SON DÖNEMİN EN DİKKAT ÇEKEN İSİMLERİNDEN BİRİ. YAKIN ZAMANDA İSMİNİ DAHA FAZLA DUYACAĞIMIZ OYUNCUYA MERAK ETTİKLERİMİZİ SORDUK.

Giriş Tarihi: 14.10.2016 12:26

Röportaj: Türkan DOĞAN

Fotoğraf: Canan Yetişti SATKIN

ESQUIRE: Sizin hikâyeniz nerede, nasıl başladı?

ÖZGÜN ÇOBAN: Asker çocuğuyum. Babam Bitlis'te görev yaparken orada doğdum. Babamın görev yaptığı kentler nedeniyle sık sık başka kentlere yolum düştü. Ankara başta olmak üzere Hatay, Artvin, Edirne ve Kıbrıs gibi yerlerde yaşadım.

ESQ: Göçebe bir çocukluğun sizdeki izleri neler?

Ö.Ç: İlk taşınmalarımda arkasından ağladığım aşklar, arkadaşlar, şehirler oldu. Aşkı birçok noktada yaşayan biriyim. İnsanlara da şehirlere de âşık olabiliyorum. Bu yüzden çocukken sürekli göç etmek, yorucu oldu. Aslında çok fazla karakter ve hayalle tanışıyordum. Bu durum, belki de beni oyunculuğa itti.

ESQ: Hem iletişim hem de konservatuar okumuşsunuz…

Ö.Ç: Babamın tayini Kıbrıs'a çıkmıştı. Diksiyon eğitimim olduğu için bir kanala gidip iş başvurusunda bulunmuştum. Diksiyonumu beğendiler ve bana 18 yaşında haber spikerliği yaptırmaya başladılar. Bu işi yaptığım için Kıbrıs'ta, radyo televizyon sinema bölümünü okumaya başladım. İki yıl, öyle; mutsuz bir şekilde geçti. Ardından 'work and travel' ile ABD'ye gittim. New York'ta gezdim. Param bittiğinde ise geri döneceğimi babama bildirdim. O da, "Konservatuara kaydını yaptırayım mı?" dedi. Hazırlanmadığımı söylesem de babam kaydın son gününe yetişmiş. Uçaktan indiğimin ertesi günü Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarının sınavına girdim. Normalde iki ayrı tekstle sınava giriliyor. Ama benim ikinci bir tekstim yoktu. Yalnızca Tennessee Williams'ın 'Sırça Kümes'ini alıp uçakta Türkçe'ye çevirip ezberlemiştim. Hocalar, neden ikinci bir tekstimin olmadığını sorduklarında ise "Hocam Alaska'daydım, somon fabrikasında çalıştım. Dün New York'tan yeni döndüm." demiştim. Herhalde bu onlara sempatik geldi ve sınavı geçtim.

ESQ: 20'li yaşlardaki en özel deneyiminiz neydi?

Ö.Ç: Üniversitede müzisyen arkadaşlarımla planlar yapardık. Bir gün, bir arkadaşımla Sırbistan'daki hippi buluşmasına gitmeye karar verdik. Vizeyi ve biletleri aldıktan sonra sadece beş avro ile yola çıktım. İki ay bir dağda, alkolün yasak olduğu; sadece sevgi duygusunun baskın geldiği bir ortamda yaşadım. O dakikadan sonra hippiliğe merak sardım ve üç ay boyunca bütün Balkanlar'ı dolaştım. Bu beş ayın sonunda Türkiye'ye döndüğümde cebimdeki beş avro hala duruyordu. 22 yaşındaki bu tecrübe, hayatımın en güzel ve ilginç dönemiydi.

ESQ: Hümanist ve çocuksu tarafınız o günlerden mi kaldı?

Ö.Ç: Evet, çok hümanistimdir. Empati duygusu çok yüksek bir kişiyim. Bu, Balkanlar'daki hippilik günlerinin bana kattığı bir duygu. Ama bu durum bazen yorucu bir hal de alabiliyor.

ESQ: Devlet tiyatrosu günleri size neler kattı?

Ö.Ç: Beş sezon boyunca Diyarbakır'da görev yaptım. Devlet tiyatrosu sanatçısı olmak bambaşka bir hayat biçimi. Orada size bir rol verildiğinde onu oynamak zorundasınız. Ben biraz özgür bir adam olduğum için bir şeyi yapmak için önce onu sevmem gerekiyor. Yine de Diyarbakır'da olmak, Hakkâri'ye, Şırnak'a, Van'a veya Muş'a gidip orada oyunlar oynamak, inanılmazdı. Bütün bunlar beni büyüten deneyimlerdi.

ESQ: Sizi ilk olarak Ankara'da çekilen günlük diziler vasıtasıyla tanıdık… Günlük dizilerin oyuncu için yararları ya da zararları neler?

Ö.Ç: İnsanlar sizi her gün gördüğü için tanınırlığınız çok artıyor ama İstanbul piyasasının içinde bir 'celebrity' olamıyorsunuz. Seyirci tanıyor ama yapımcılar çok tanımıyor. Bu da, günlük dizilerden çıkan oyuncular için bir arafta kalma durumu yaratıyor.

ESQ: Şu anda hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Ö.Ç: Geçiş sürecinde gibi hissediyorum. 30 yaşından sonra erkekler daha olgun bir döneme giriyor galiba… Ben de ilk defa bu yıl, büyüdüğümü hissetmeye başladım. Evlendim ve İstanbul'a taşındım. Bütün hepsini bir arada nasıl yaptığımı anlayamıyorum. Bir değişim geçirdiğim kesin. Eskiden asla yapamayacağım bir şey olsa da, her gün, düzenli spor yapmaya ve farklı uğraşlara yönelmeye başladım.

ESQ: Hayatınızın yolunu değiştiren insanlarla karşılaştınız mı?

Ö.Ç: İsimlerini saymak çok zor. En önemlilerinden biri, geçirdiğimiz trafi k kazasında, kollarımda ölen Ümit isimli arkadaşım. Hayatım boyunca huzuru arayan bir insan oldum. Ümit'in bana bu yolda çok yardımı dokundu. Nelere yönelmem gerektiği konusunda bana yol gösterdi.

ESQ: Değiştirmek istediğiniz özellikleriniz var mı?

Ö.Ç: "Hayır!" diyebilmek istiyorum. 30'lar için böyle bir karar aldım.

ESQ: "Hayır." diyemeyen insanlar sık sık hayal kırıklığına uğrayabiliyor…

Ö.Ç: Evet, zaman zaman… Mesela çok ekstra bir şey olmamışsa asla bir yere geç kalmam. Asla birinin telefonuna dönmemezlik de etmem. Bunlar en basit şeyler ve bunlar bana yapıldığında kırılıyorum. Galiba kafamda başka türlü, naif bir dünya yarattım.

ESQ: Gündelik hayatta iyiliğin değil de, ulaşılmaz olmanın ve 'cool'luğun daha değerli görülür hale gelmesine artık çok sık tanık oluyoruz…

Ö.Ç: Tamamen katılıyorum. Böyle bir algı yaratılıyor. Değerli olan oymuş gibi… Hâlbuki değil. Bunu maalesef televizyon bu şekilde pohpohluyor. 'Cool' ve ulaşılmaz, her an terk edecek erkek profi li yaratılıyor. Bu bir şekilde sokağa da yansıyor. İdealize edilen erkek tipi, kibirli ve çevresine karşı ilgisiz. Naifl ik yok… Keşke doğal, iyi ve gerçek insanlar idealize edilse.

ESQ: Türkan Derya'nın yönettiği, 'Çok Uzak Fazla Yakın' filminin başrol oyuncularından birisiniz. Bu filmin diğer aşk filmlerinden farkı ne?

Ö.Ç: Aşk fi lmlerinde karakterlerin yoğunluğuyla değil, aşk ile ilgileniriz genellikle. Çok Uzak Fazla Yakın ise iki karakterin de derinliğiyle ilgileniyor; karanlık tarafl arını gösteriyor.

ESQ: Filmde üç ayrı dönemi oynuyorsunuz…

Ö.Ç: Evet, 20'li yaşları, 25-30 arasını ve bir de 35'leri oynuyoruz. Hepsini de biz oynadık. Açıkçası hikâye çok içime sindi. Bu fi lmde birbirlerine baktığında aşkı hisseden; gitmek, kalmak ve gönderememek arasında gidip gelen çatışmalar yaşayan iki kişinin hikâyesine tanık olacaksınız.

BİZE ULAŞIN