Modern Zaman Destanı; 'Ayla'

Yabancı dilde Oscar adayımız, ''Ayla'', Kore'de başlayan, aradan yetmişe yakın yıl geçse de azalmayan bir sevginin, Süleyman ile Ayla'nın destansı gerçek hikayesini anlatıyor.

Giriş Tarihi: 03.10.2017 10:54 Güncelleme Tarihi: 03.10.2017 10:57

Yazı: Ege GÖRGÜN

Takvim yaprakları, 1950'li yılları gösteriyor... Rusya ve Çin'in desteğini arkasına alan Kuzey Kore'nin 38. paraleli geçişiyle başlayan savaş bütün acımasızlığıyla sürmektedir. Bu duruma kayıtsız kalmayan BM Güvenlik Konseyi'nin Güney Kore'ye yardım çağrısına cevaben cepheye bir Türk tugayı gönderilir.

Bu tugayın bindirildiği gemiyle bir ay süren meşakkatli yolculuğu bile âdeta bir zorluk testidir. Çok sayıda askerin yaralandığı, psikolojisi bozulanların kendilerini denize attığı yolculuğun sonunda cepheye ulaşabilenler var güçleriyle çarpışır. 1953'te fiilen bitmesine rağmen iki yıl süren müzakereler sırasında bile çarpışmaların tüm şiddetiyle sürdüğü savaş, anlaşmanın imzalanmasıyla sona erdiğinde ortaya çıkan bilançonun sonuçları oldukça çarpıcıdır. Toplamda üç milyon kişinin hayatını kaybettiği savaşta, 5.090 kişilik birliğimiz 721 şehit verirken iki bin kişi ise hayatlarının bundan sonrasını 'Kore Gazisi' unvanıyla sürdürmek zorunda kalır.

Süleyman Astsubay da savaştan dönebilen şanslı azınlıktandır. Komutanı "Gel beraber gidelim." deyince düşünmeden Kore'ye gitmiştir ancak ülkesine dönerken yüreğinin bir parçasını geride bırakır. Adı 'Ayla'dır, bu kayıp parçanın. Soğuktan donmak üzereyken bulduğu beş yaşındaki ay yüzlü yetim kıza bu adı vermiştir Süleyman Astsubay. Küçük kızı birliğine götürüp tam 13 ay boyunca onunla ilgilenir. O Ayla'yı kızı gibi görür; Ayla da onu babası bilir.

Ancak vatana dönme vakti gelip çattığında Ayla'nın mutlu aile tablosu bir kez daha bozulacaktır. Astsubay onu yetimhaneye bırakmak zorunda kalır. Ancak vatanına döndüğünde onu düşünmeden bir günü bile geçmez. Günden güne yaşlanır Süleyman Astsubay ama içindeki evlat hasreti dinmez. Derken Kore Savaşı'nın 60. yılı anısına Kore Başkonsolosluğu'nda düzenlenen bir resepsiyona katılır. Gaziler anılarını paylaşırken o da Ayla'dan bahseder ve gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Ayla'nın deyişiyle 'film gibi' olan bu destansı hikâye önce bir belgesele konu olur. Belgeseli izleyen ve Süleyman Astsubay'la tanışan Mustafa Uslu yapımcılığında ve Can Ulkay yönetmenliğinde de 'Ayla' filmine dönüşür. Bu kadarla da kalmaz ve Ayla'yı Koreli oyuncu Lee Kyung-Jin'in canlandırdığı, oyuncu kadrosunda Çetin Tekindor, İsmail Hacıoğlu, Ali Atay, Taner Birsel, Mehmet Esen, Murat Yıldırım, Altan Erkekli, Damla Sönmez gibi isimlerin yer aldığı film, 90. Akademi Ödülleri törenlerinde 'Yabancı Dilde En İyi Film' adayı olarak ülkemizi temsil etmek üzere seçilir. Bize de "Bu destansı hikâyenin sonu 'epic fail' ile bitmez umarız," diyerek 'Ayla'ya başarılar dilemek kalır.

KORELi AYLA

'Ayla' filminin asıl çıkış noktası, birkaç yıl önce 'Koreli Ayla' adıyla Türk televizyon kanalında izleyiciyle buluşan belgeseli. Orijinal adı 'Ayla: My Korean Daughter' olan bu belgeseli izleyen yapımcı Mustafa Uslu, belgeselden çok etkilenip Süleyman Bey'le tanıştığında filmin temelleri de atılmış olur. Filmde görülen karakterlerin tamamı, onun anlattığı hikâye yardımıyla vücut bulur. Astsubay Süleyman Dilbirliği ile savaşta bulup Ayla adını verdiği Koreli küçük kızın gerçek hikâyesinden beyazperdeye taşınan filmin 27 Ekim'de vizyona girmesi bekleniyor. Bulabilirseniz filme ilham kaynağı olan belgeseli mutlaka izleyin.

BİZE ULAŞIN