Orman banyosu

Beyaz yakaları gevşetmeyenlere japonlardan yeni bir çözüm.

Giriş Tarihi: 14.07.2017 11:59 Güncelleme Tarihi: 14.07.2017 12:25

Yazı: Erkan SAKA

Yarım yüzyıllık ömre yaklaşanlar, büyük şehir yaşamından kaçmaya çalışıyor. Hangi coğrafyada olursa olsun. Engin Geçtan İnsan Olmak kitabında insanın doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için diğer insanlarla birlikte toplumları oluşturduğunu söylüyor. Ancak toplumlar geliştikçe insan da doğadan kopuyor ve durumun yarattığı yalnızlığı gidermek için yeniden doğaya dönmek istiyor. Gittikçe yoğunlaşan trafiğin, konuşarak anlaşamayan insanların, teknolojinin ağırlığı altında ezilen nesillerin nefes almak için doğaya koşma fikri hayal edince bile güzel.

Japonların orman banyosu dedikleri 'Eco Terapi', ilk defa 1982 yılında ulusal sağlık programlarının bir bacağı olarak konumlandırılmış. Yaptıkları bilimsel çalışmalar orman banyosunun (forest bath) kalp atışını yavaşlattığını, kan basıncını azalttığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini kanıtlıyor. Japon orman bakanı da araştırmanın yapıldığı yıl sözlüğe orman banyosu anlamına gelen 'shinrin-yoku' kelimesini ekleyerek ağaçlar altında toplanmanın faydasına dikkat çekmiş. Japon Zen ustalarının sorusu da bizi biraz düşünmeye sevk ediyor: "Eğer ormanda bir ağaç düşse ve onu kimse duymasa yine de ses olur mu?"

Japonya, 2004-2012 yılları arasında orman banyosu fikrinin psikolojik etkilerini bulabilmek için 4 milyon dolar harcamış ve sonunda 48 terapi şekli geliştirmiş. Profesör Qing Li, ormanda geçirilen zamanın öncesine ve sonrasında bağışıklık sistemini zedeleyen hücrelere odaklanmış. Vücudu öldüren ve kansere yol açan bu hücrelerin ormanı ziyaret sonrasındaki değişimlerini gözlemlemiş. Sonunda da ağaçların mikroplardan ve böceklerden korunmak için 'phytonecide' adı verilen bir yağ salgıladığını fark etmiş. Böylece ağaçlar, oksijen salmanın yanında kendi bağışıklık sistemlerini de güçlendiriyormuş. Bakın, Qing Li bu araştırmaları sonucunda neler söylemiş: "Ormanlar insan psikolojisi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Sinir sistemimiz uyku ve sindirim sistemimizi düzenler, acil durumlarda hayatta kalmak için devreye girer. Ormanda vakit geçirmenin psikolojik etkileri üzerine yapılan bir deneyde 498 sağlıklı gönüllü iki kez ormanda, iki kez de orman dışında vakit geçirmiştir. Deney sonucunda ormanda vakit geçirdikten sonra deneklerin önemli ölçüde daha az düşmanlık ve depresyon seviyeleri gösterdiği gözlemlenmiştir. Ormanda vakit geçiren deneklerin daha dinlenmiş ve strese daha az eğilimli oldukları görülmüştür. Ağaçlar ruhumuza da iyi gelir."

San Francisco'daki orman banyosu topluluğu ise 2004'te kurulmuş ve 200 üyesi var. Bu 200 üye, her ay teknolojiden kaçarak ormanda bir araya geliyor. Üyeler, iki boyutlu hayatlarını üç boyutlu hale getirdikleri için mutlu.

Orman banyosu yapmamız mümkün gözükmese de büyük şehirde yaşayanlar en azından orman parklarına giderek ağaçların pozitif etkilerinden faydalanabilir. Dünyadaki belediyeler, son zamanlarına orman parklarına daha çok yatırım yapıyor, çünkü yeşil alanların stres seviyesini düşürdüğü çoktan kanıtlandı. 15 dakikalık bir yürüyüş bile zihinsel olarak rahatlamanızı sağlıyor ve anımsamayı kolaylaştırıyor. Uzmanlar bu sebeple dikkat eksikliği çeken çocukların 'bir doz doğa' almasını öneriyor. Düzenli olarak 'orman banyosu almak' ise bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Yani şu beyaz yakaları biraz gevşetmenin zamanı geldi.

BİZE ULAŞIN