Akıllı yatırımın anatomisi

Para işlerinde 'risk' kavramı korku, heyecan, aptallık, müthiş bir zeka ve berbat bir kaybetme duygusunu da üzerinde taşıyor. Yatırımda alınan risk elbette kişisel beklenti ve algıyla yakından alakalı 'Y' ve 'Z' kuşağı açısından yatırımlarda risk alabilme kabiliyeti avantaja dönüşüyor.

Giriş Tarihi: 20.04.2017 14:35

30 yaşın altındaysanız önemli bir gerçekle yüzleşmeniz gerekiyor: ortalama bir yatırımcının bilgi birikimi ve refl ekslerine sahip değilsiniz. Ama durun ve hemen kendinizi karamsarlığın kör kuyularına hapsetmeyin, yaşınızın getirdiği çok büyük bir avantajınız var: Risk alabilirsiniz. Yatırım stratejilerini işlerken 'temkinli olmak' ve 'muhafazakar portföy' modellerinden yola çıkıyorum. Ancak iş 30 yaş altı ve yatırım kavramlarının bir araya gelmesiyle değişiyor. Bir yatırım için en önemli değişken olan 'zaman'ın bolca olması, alınabilecek risklerin hem miktarını hem de çeşidini artırıyor. Gelin bu ay biraz Z kuşağı ve hatta belki ucundan da olsa Y kuşağının yatırım stratejilerine odaklanalım. Ahmet Okumuş gibi başarılı portföy yöneticilerinin hikâyelerini yazarken karşılaştığım ortak nokta lise ve üniversite dönemlerinde hisse senetleri ve döviz kurlarına ilgilerinin olmasıydı. Kimi Karaköy'de tebeşirle yazılan tahtalarda işlem yaptığını kimi gazetelerden kur bilgilerini keserek deftere yapıştırdığını anlatırdı. Şimdi devir değişti ve tam anlamıyla teknolojiyi iliklerimizde hissettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Özellikle genç kuşağın mobil uygulamaları hayatına dahil etmesi 'yatırım evreni' açısından çok önemli. Bir bankanın mobil uygulamasıyla basit enstrümanlardan oluşan küçük bir portföy oluşturmak artık saniyeler alıyor. Hız ve erişimdeki kolaylık teknolojiyi iyice özümseyen 30 yaş altı için müthiş bir fırsat yaratıyor. Bu fırsat mutlaka kullanılmalı.

TEMEL İLKELER

Yatırım dünyasına erkenden katılmak isteyenlere tavsiyem belirli ilkeleri edinmeleri yönünde. Öncelikle her ay/hafta sabit bir miktarı yatırım portföyüne dahil etme disiplini mutlaka kazanılmalı. Miktar önemli değil, 50 lira da olabilir bin lira da... Sadece düzenli olarak harçlık ya da kazancın bir kısmı yatırım portföyüne aktarılmalı. İkinci olarak yatırımın bir kumar değil, mantıklı sebeplerle uzun vadeli uygulanan bir strateji olduğu gerçeğinin kabullenilmesi olmalı. Kısa vadede yüksek kazanç sadece şans eseri gerçekleşebilir ve bunun devamlılığı yoktur. X hissesiyle, 3 günde paranızı iki katına çıkartmak mümkündür ama bu gerçekleşirse bilin ki şanstır. Yatırımınızı böyle bir temel üzerine inşa etmeyi planlıyorsanız binanın kısa zaman içinde devrileceğini de bilin. Bunun yerine 'sizi en çok kazıklayan ama hizmetlerinden vazgeçemediğiniz şirketlerin' hisse senedine yatırım yapmanız daha makul ve mantıklı bir strateji olacaktır.

EN İYİ SEÇENEK: HİSSE SENETLERİ PİYASASI

Örnekler borsadan geliyor çünkü '30 yaş altı avantajı' en iyi hisse senetleri piyasasında yaşanabilir. Hisse senetleri piyasasının 'kâğıt'lardan değil, şirketlerden oluştuğunu unutmayın. Halka açık şirketleri biraz incelemek artık büyük çaba gerektirmiyor. İnternetin sağladığı hız ve erişilebilirlik avantajını şirketleri incelemek için kullanın. Unutmayın hisse senetleri piyasası yatırımcısına 'sınıf' atlatma özelliği olan tek piyasadır. Döviz, tahvil, mevduat gibi yatırım araçları paranızı artırmanıza yardımcı olabilir. Ancak borsa, akıllı yatırım stratejileriyle uzun vadede sadece para kazandırmaz... Tam da bu noktada biraz durmak ve bazı gerçekleri de göz önüne almak gerekiyor. Risk almak, hakkında en çok spekülasyon ya da 'tüyo'lar olan hisse senetlerinde pervasızca yatırım yapmak demek değildir. Bu tür hisse senetlerinden hayatınızın hangi dönemindeyseniz fark etmez, uzak durun! İnternet forumlarında dolaşan söylentilerle, yönlendirmelerle hisse senetlerine yatırım yapmak yerine paranızı direkt çöpe atabilirsiniz, boşuna vakit kaybetmeyin. Dünyaca ünlü fon şirketi Fidelity'de 1977'den 1990'a kadar Magellan isimli meşhur fonu yöneten ve fonun net varlığını 20 milyon dolardan 14,5 milyar dolara çıkartmayı başaran Peter Lynch'e kulak verin: "Her hisse senedi bir şirketi temsil eder. Şirketin ne yaptığını öğrenin. Halka açık şirketlerin ne iş yaptığını öğrenmeden yapacağınız hisse yatırımı, pokerde elinize gelen kartlara bakmadan bahse girmenizle eşdeğerde olacaktır." Şirketleri öğrenirken profesyonel yardım almayı da ihmal etmeyin, bir iki mailinize bakar.

NE YAPTIM BEN?

Şirketleri araştırdınız, sorular sordunuz ve ilk yatırımınızı yaptınız. İşte önemli bir eşiği geçtiniz. Durun ve ne yaptığınızı iyice bir düşünün. Neden bu şirketi seçtiğinizi, hisseyi aldığınız fi yatı, hedef fi yatınızı, nereye gelirse satabileceğinizi, ödeyeceğiniz komisyonları... Yatırımın sadece bir işlemden oluşmadığını sindirin ve aldığınız riski düşünün. Elbette her işlem kazandıracak gibi bir yanılgınız olmasın. Ancak önünüzde kayıplarınızı telafi edebileceğiniz uzun bir zaman var. Bu zaman size büyüme potansiyeli olan küçük şirketlere yatırım yapabilme riskini alma imkânı tanıyor. Warren Buffet'ın bir sözüyle yazıyı noktalayalım: "10 yıl boyunca portföyünüzde tutmaya razı olmadığınız bir hisse senedine 10 dakikalığına bile olsa sahip olmayı düşünmeyin."

BİZE ULAŞIN