Piyasalarda Trump etkisi

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlamasıyla birlikte küresel ekonomide de yeni bir dönem başladı. 2016'nın yarattığı travmalar henüz etkilerini devam ettirirken Trump'ın uygulayacağı korumacı politikalar gelişen ülke ekonomilerini tehdit etmeye başladı bile...

Giriş Tarihi: 17.02.2017 11:56

Yazı: Adil UÇAR

George Washington'ın ABD Başkanı olmasının üzerinden 228 yıl geçti. Her ne kadar bize uzak olsa da –Hollywood'un da etkisiyle– ABD başkanlarının geçmişlerine dair üç-beş bilgi kırıntısına mutlaka sahibizdir. Washington'ın 'çapkınlığı', Andrew Johnson'un 'alkolikliği', Abraham Lincoln'ün 'depresyon'u... Liste uzar gider ancak anlaşılan o ki 45'inci Başkan Donald J. Trump, hem ilginç ötesi kişiliği hem de uygulayacağı politikalarla adından en çok söz ettiren başkan olacak. Selefi Barack Obama'nın 'ABD'nin ilk siyahi başkanı' olması ve hatta Obamacare bile Trump'ın ilginçliğini örtmeye yetmiyor...

Amerikan tarihçileri ve film yapımcıları George W. Bush, Barack Obama ve Trump ile zengin altyapı sahibi olurken ekonomistler de yıllarca yürürlükte kalmayı başaran teorilerin paramparça oluşuna şahit oluyor. Piyasa profesyonelleri ise –yine bu üçlü sayesinde– ömürlerinden büyükçe bir bölümü hisse senetleri, foreks ve faizler arasında gömmüş durumda. Malum, ABD'nin süper güç olduğu bir dünyada başkanların (elbette sadece bir insan değil, uygulanan politikaların) etkisi de özellikle bizim gibi gelişen ülkelerde katmerli yaşanıyor.

Gelelim, yeni Başkan Donald Trump'ın piyasaları altüst eden ekonomi politikalarına. Bu konu hakkında seçim kampanyasıyla birlikte o kadar saçma sapan seçenekler dile getirildi ki, açıkçası şu anda hiç kimse Trump'ın ekonomi politikasının detaylarının ne olacağını bilmiyor. Net olan nokta şu: ABD Trump'la birlikte ekonomide korumacı politikalar uygulamaya başlayacak. Bu şu demek, üretimi ABD topraklarına kaydırarak istihdamı artırmak, ticaret anlaşmalarını bozarak/yenileyerek ABD için daha avantajlı hale getirmek. Bu kapsamda NAFTA, Trans-Pasifik Ortaklığı ve AB ile geçen yıl imzalanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmaları seçim kampanyası boyunca hedefte tutuldu. Hatta Trump, Dünya Ticaret Örgütü'nden bile çıkabileceğini ima etti. Şimdilik bunlar da sadece lafı güzaf, zira bir yol haritası, talep ya da alternatifl er yok, sadece 'söylem' var. Trump'ın, Toyota'yı Meksika'da kuracağı fabrikadan çıkacak otomobilleri ABD pazarında yüzde 35'ten az vergiyle satamayacağı yönündeki Twitter tehdidi de bir söylemdi ancak Toyota bu tweet karşılığında bir milyar dolarlık fabrika yatırımını yapmayacağını açıkladı. Bu gelişmenin akabinde Trump, BMW üzerinden Almanya'yı da tehdit etmekten çekinmedi. Söylemlerin altının nasıl doldurulacağını hepimiz göreceğiz ve etkilerini de birebir yaşayacağız. "Houston, we have a problem!" klişesi bu aralar küresel ekonomi oyuncularının yeni mantrası konumunda.

Trump ve uygulayacağı politikalar –sadece ekonomi de değil– Türkiye'yi derinden etkileyecek. İki ülke arasındaki gergin ilişkilerin yeni başkan ile yumuşaması içerde piyasaları sakinleştirecek bir etken olacak. Ancak Trump'ın uygulayacağı ekonomi politikalarının etkisinin olumsuz olma ihtimali maalesef yüksek. Genel bir bakışla iç piyasayı ve büyümeyi canlandıracak olan Trump yönetimi öncelikle Fed'in faiz artırımlarını daha hızlı ve şiddetli yapmasına neden olabilir. Bu durum gelişen ülkelerde ekonomilerin iyice sıkıntıya girebileceğine işaret ediyor. Türkiye'nin bu politikalardan nasıl etkileneceği sorusunu bu kadar belirsizlik varken cevaplamak mümkün değil. Zira önümüzdeki dönemde ekonomimiz sadece ABD Başkanı'nın atacağı adımlarla değil, jeopolitik ve siyasi gelişmelerle de şekillenecek. Kritik ve zorlu bir dönemden geçtiğimiz aşikâr. Yatırım stratejilerini hazırlarken bu dönemin koşullarının göz ardı edilmemesi gerektiğini ön plana çıkardım. Yatırımcıların dikkat etmesi gereken konu Trump'ın atacağı adımların, piyasalar açısından pozitif fırsatlara da neden olabileceği gerçeği.

Görünen o ki Trump'ın da detaylı bir hazırlığı yok ve 'kervanı yolda düzmek' niyetinde. İşte bu tutum 2017'de çeşitli sürpriz fırsatları da doğuracak etken olabilir. Evet, piyasalar dalgalanmaya devam edecek ancak Trump'ın 'kestirilemezliği' tehdit olduğu kadar fırsatlar da yaratıyor. Eğer yatırım stratejilerinizi 'koruma portföyü' üzerine kurduysanız dikkat edin, çünkü bu bariz fırsatlara karşı uyanık olunması gereken bir dönemdeyiz.

Böyle bir dönemde risk almak çılgınlık olabilir ancak beklenmedik fırsatlara kapıları kapatmak da yatırımları olumsuz etkiler ve fırsat maliyetini artırır. Önümüzdeki aylarda Trump'ın yol haritası netleştikçe, stratejilerde düzeltmeler yapılması gerekecek. Bu nedenle 'uyanık' olmakta fayda var.

BİZE ULAŞIN