Harekete geçme zamanı

Eylül ayıyla birlikte piyasayla yeni döneme giriş yapacak. Ana yatırım stratejinizi ve gözden geçirmek ve portföyünüzde değişiklik yapmak için fiyatlar uygun seviyede. Orta riskli bir strateji için hisse, döviz ve özel sektör tahvili kombinasyonu hayatınızı kurtarabilir.

Giriş Tarihi: 05.10.2016 11:36 Güncelleme Tarihi: 05.10.2016 11:51

Yazı: Adil UÇAR

Hem yurt içinde hem de yurt dışındaki gündemin hareketliliği yaz aylarının rehavet içinde geçmesine izin vermedi. Buna rağmen sıcak ve nemden -bir nebze olsa da- kurtulacağımız döneme sonunda giriyoruz. "Eski baharlar kalmadı, bir bakmışsın kış sonra da hoop yaz gelmiş!" geyiklerini bir kenara bırakır ve ekonomi penceresinden bakmaya başlarsak, eylülün yatırımcılariçin harekete geçme ayı olduğunu görebiliriz. Bir de 'eylül tatilcileri' var tabii, onları unutmadık. Bu güruhun içindekiler de valizlerini hazırlamadan önce piyasaları şöyle birinceleyip bazı kararların gözden geçirilmesi gerektiğini bir kenara not etmeli. Zira gelişmeler farklı yatırım araçlarında farklı fırsatları ortaya çıkarmaya başladı.

Önce büyük pencereden bakalım. Küresel ekonomi daha önce test edilmemiş alanlara girmiş durumda. Merkez bankaları piyasalara para vermeye devam ediyor. ABD Merkez Bankası'ndan (Fed)bayrağı devralan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) bilanço büyüklüğünün Fed'i kısa zamanda geçeceği (4,5 trilyon dolar) konuşulmaya başlandı bile. Uzak Doğu'da Japonya bu misyonu artanhızla devam ettiriyor. Bu taktik etkili oluyor mu tartışılır. Çünkü büyüme rakamları artış göstermiyor ama somut gerçek şu ki likidite (sanal da olsa) yükselmeye devam ediyor. Büyük veküçük yatırımcıların karşılaştığı duvar ise 'negatif faiz'. Bugün Almanya bonosu alan yatırımcı, anaparasından faiz ödüyor. Ya da bazı ülkelerde bankaya mevduata para koyanlar aynıdurumla karşı karşıya. Şu anda 13,5 trilyon dolar negatif faizde park etmiş anaparasından kaybediyor. Kırılma noktasına yaklaşmamızın en büyük göstergesi bu durum. Emeklilik fonları,sigorta şirketleri gibi büyük kurumsal yatırımcılar böyle bir eksi getiriyi sürdüremez. Yatırımcıların negatif faize razı gelmelerinin en büyük sebebi ise küresel çapta (ve gelişmişülkeler bazında) varlık fi yatlarının en üst seviyelere gelmesi. Tam bir varlık balonu olarak değerlendirilmese de özellikle hisse senedi piyasalarında fi yatların aşağı ineceğibeklentisi zirvede.

Gelişen ülkeler ve Türkiye öznelinde bakacak olursak negatif faizi tercih eden yatırımcıların alacağı kararın çok önemli olduğu görülebiliyor. Brezilya yolsuzlukla, Çin borç sorunuylaboğuşuyor. Türkiye'nin ekonomisi sorunlar olmasına rağmen sağlam ancak 15 Temmuz sonrasında yabancı yatırımcılar hâlâ beklemede. Hükümet yapısal reformlarla ekonominin kritiknoktalarında hamleler yapacağını açıkladı. Üstelik iç piyasanın da canlanmasına yönelik yeni hazırlıklar yapılıyor. Makroekonomik veriler (bütçe fazlası, cari açık gibi) lehimizegelmeye devam ediyor. İşler harika değil belki ama piyasalardaki fiyatlamalar kadar da kötü olmadığı aşikâr. İşte bu durum yatırımcılar için büyük bir avantajı da beraberinde getiriyor. Hazır yaz sıcakları yavaş yavaş üzerimizdeki hakimiyetini kaybederken yeni dönemin yatırım stratejisinişekillendirmeye başlayabiliriz. Borsa belki de son birkaç yıldır olmadığı kadar cazip durumda. Hisselerin geldiği fiyat seviyelerinin yanı sıra fi yat/kazanç oranlarına, kâr, temettüve satışlara bakıldığında uzun vadeli portföy oluşturmak için oldukça uygun bir zamanda olduğumuz görülüyor. Özellikle banka hisseleri dikkat çekiyor. Yurtdışı eşdeğerleri ilekarşılaştırıldığında dahi Türk banka hisselerinin hak ettikleri yerde olmadığı görülüyor. Halka açık bankaların beklenmedik şekilde kârlılık oranını geçen yıla göre yüzde 42 artırmışolması bile yeterince açık bir gösterge. Sanayi şirketlerinin yarıyıl bilançoları da beklenenden çok daha iyi durumda. Bu ortamda ana stratejinizde hisse senetlerine daha fazla oranayırmak gerektiğini düşünüyorum. BİST 30 içinden seçeceğiniz (mutlaka profesyonel bir yardım alın) hisseler ile uzun bir yolculuk için anlaşma yapabilirsiniz; fi yatlar alım yapmak içinideal durumda.

Portföyün koruma tarafında genelde mevduat bulunuyor. Evet, mevduat faizi yüzde 10 civarında ancak paranızı mevduata koyarak enfl asyon karşısında yavaş yavaş erimesini seyretmek dahabüyük bir risk. Hele ki ekonomi yönetimi faizlerin üzerine topyekun saldırırken kısa vadede sadece mevduata bel bağlamak zararınıza olabilir. Mevduat yerine özel sektör tahvili (ÖST)içeren fonları tercih ederseniz orta vadede daha yüksek bir getiri elde edebilirsiniz. Yılın son çeyreğine hisse ve ÖST fonlarıyla (hisse senedi fonlar ya da endeks borsa yatırımfonları da olabilir) oluşturulmuş bir portföyle girmek küçük çaplı heyecanlar yaşatsa da olası bir iyileşmede getirisi hayli yüksek olacaktır. Dolar elbette portföyün vazgeçilmezi ancakFed'in eylül ya da aralık ayında faiz artırımı yapmayacağı görüşü ağırlık basıyor. Bu beklentiler de pariteyi düşürüyor. Yine portföy mantığı içinde dolar ya da döviz mutlaka bulunmalıancak oranını sizin risk algınız belirleyecek.

BİZE ULAŞIN